10

8.4K 473 471
                                    


Egemen belli zaten. Neredeyse abla kardeş olmuştuk bile. Gözlerindeki kardeşlik duygusu öylesine temiz, öylesine masum ve saftı ki... O bakışları anlatmakta zorluk çekiyordum. Çok tatlı bakıyordu, çok. Gözlerine baktığım her an kendi değerim gözlerimde katbekat artıyordu. Gözlerinden verdiği değeri anlatabiliyordu.

Bunları düşünmek, beni derin bir uykuya itmişti. Göz kapaklarım ağırlaştı ve beni uykuya itti.

.......

Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığımda bilincim de yerine geliyordu. Sesler yükseldiğinde benim kulağım mı bozuldu yoksa gerçekten mi sesler bu kadar yüksek geliyor anlam verememiştim. Kulağım dozunu aşmış gibi yüksek bir gürültü duyuyordum. Bağırtı sesleri geliyordu. Hemde odadan. Benim şuan olduğum odadan bağırma sesleri geliyordu. Daha çok kavgaya benzer seslerdi. İtişme, kakışma sesleriyle kavga olduğunu anlamaya başlamıştım.

Ürkekçe tek gözümü açtım. Göreceğim manzaranın ne olacağını bilmiyordum ve korkuyordum.

Karşımda gördüğüm manzarayla şok içerisinde gözlerimin ikisini de açmak durumunda kaldım.

Doğru mu görüyordum ben?

O, o buradaydı!

O benim olduğum odadaydı!

Arkasından anlamıştım. Boynundaki o bıçak izinden anlamıştım!

Benim eserim olan o izden anlamıştım!

Benim uyandığımı farkettiğinde etik şekilde arkasını döndü, gözlerini benimkilerle buluşturdu aniden. Kalbimden vücuduma doğru ateş gibi bir titreme kaydı, süzüldü. Beynime sıçradı ve beynimin karanlık köşelerini, en altlara attığım köşelerini birbir aydınlatmaya başladı. Her bir anı gözümün önünden film şeridi gibi birbir geçerken ateş mideme indi ve midemde büyük bir bulantı oluşturdu. Gözlerini hâlâ benimkilerden çekmemişti. Aynı ifade vardı gözlerinde. O günkü ifade vardı. Hemen karşısında kavga ettiği kişiyse Ayaz'dı. Neden kavga etmişlerdi? Odada başka kimse yoktu. Onla olan göz temasımı mide bulantımla geri çektiğimde Ayaz'ınkilerle buluşturdum. Bana;

Şefkatle bakıyordu.

Şefkatli gözlerle bakıyordu Ayaz, bana!

Bana şefkatle bakıyordu!

Ayaz!

AYAZ!

Kendime gelmeliydim!

Ayaz'dan gözlerimi çekip yeniden ona çevirdim. Bana bir adım attı. Her zamanki hınzır gülüşüyle bana bir adım attı. Sedyedeydim! Kaçamazdım! Sedyedeydim! Olmaz, olmaz, olmaz!!

Yapma!

Ürkekçe sedyede dikleştim. Belimi en arkaya yasladım kaçmak istercesine. Gitmiyordu, ilerleyemiyordum, fazlası yoktu. Kaçamıyordum!

Elinde tespihiyle keyifli bir kahkaha attığı sırada Ayaz bir anda atak yaptı. Bana doğru yaklaşan onun önüne geçti. Ellerini iki yana açtı ve önümde siper oldu. Sadece sırtını görebiliyordum. Ama, bana siper olmuştu. Ayaz, bana önce şefkatle bakmıştı, şimdiyse siper oluyordu.

Bana karşı!..

Ayaz, Parla'ya şefkatle baktı!..

Ayaz, Parla'ya siper oldu!..

Bana, Parla benim ha. Benim ismim Parla.

Parla'ya, bana.

İkizim o benim.

Bana siper oldu.

Bana şefkatle baktı...

Sonrasında ufak bir kahkaha patlattım. Gelemeyecekti o benim yanıma. Ayaz siper olmuştu. Ayaz, bana siper oldu, beni korur Ayaz. Gelemez yanıma o.

ParlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin