Medya : Yankı Hisar
.Biz hariç bir kız, bir diğer kızı duvara yaslamış, yakasından tutmuş silkeleyerek tehdit ediyordu. Tehdit eden kız anında başını buraya çevirdi. Şaşkınlıkla kaşlarını çattı fakat bizim de kavga için geldiğimizi görünce umursamadan önüne döndü ve önündeki kızı tehdit etmeye devam etti.
Bu olayla ilgilenmeyi 2.plana atarak Eyşan'ı içeri ittim. Çığlığıyla içeri girmemek adına diretti fakat ayağımla tekme atarak içeri soktum. Tekmem biraz hızlı olmuş olmalı ki yüzüstü yere düştü. O yerde ağlamaya başlarken ve kimsenin duymayacağını bile bile yardım çığlıkları atarken bende büyük bir kahkaha attım. "Şimdi işin bitti kızım!"
........
Yavaşça yanına doğru yürüdüm ve benim adımlarımla eşzamanlı olarak o da geriye doğru gitmeye başladı.
En sonunda duvara yapıştığında hemen yanına kadar gittim ve eğdiği başını kaldırdım. "Aa, yakışıyor mu sana bu hareketler? Kimsenin karşısında başını eğmezsin. N'oluyor sana?"
Eyşan başını hızla yana çekti ve nefretle konuştu; "Bırak beni, si*tir olup gideyim şuradan!"
Şen bir kahkaha attım. "Noldu, gözün mü korktu Eyşancık?"
Gözünden bir damla yaş aktığında "N'olur bırak gideyim!" dedi, acıyla karışık nefret doluydu.
"Biraz daha!" yetmezmiş gibi yükselmesi için elimle hareketler yaptım.
Kaşlarını çattı acıyla; "Ne biraz daha?"
"Biraz daha yalvar!" sanırım psikolojim bozulmuştu, çokta umurumda değildi açıkçası. Şuan içimi yiyip bitirecek kadar arzuladığım tek şey yalvarmasıydı. Karşımda diz çöküp onu serbest bırakmam için yakarışlarda bulunmasıydı.
Eyşan birkaç büyük nefes aldı, birkaç defa da yutkundu, omzumdan itekledi ve "Çekil şuradan be! Yalvaracakmışım, çok beklersin!"
Boşluğuma gelmesiyle tam kaçacakken yan taraftaki kız seslendi, "Sen bu gidişle bir bok yapamazsın. Yardıma ihtiyacın var mı?" Göz ucuyla baktığımda dövdüğü kızla işi bitmiş gibiydi. Kız hış gibi görünüyordu. Bu yaşta bu kadar iyi dövebilmesi kendimi anımsatmıştı. Ama elbette yardıma ihtiyacım yoktu ki varsa bile asla olduğunu söylemezdim, ölsem de yardıma ihtiyacım olduğunu çaktırmazdım.
"Yok, sağol." dedim göz ucuyla. Ardından bakışlarımı yeniden Eyşan'a döndürdüm. Deli gibi, tir tir titreyerek kapıyı açmak için zorluyordu. Yine yan taraftan o kız konuştu, "Hadi ama, bak canım çekti. Birlikte hallederiz, nolucak?"
Başımı tam olarak ona çevirdim. Kumral-sarıya çalan gür ve omuzlarından aşağı sarkan bakımlı saçları vardı. Fiziğiyle beni bile büyülemişti. Gerçekten güzel bir kızdı.
"Adın ne senin?" tek kaşımı kaldırarak sordum.
"Zeynep. Zeynep Tuana."
Kaşlarımı çattım, "Hangi sınıftasın?" umarım bu odur. Tam istediğim gibi bir görümce.
Ve beklediğim cevap; "9/D neden?"
İŞTE BU BE!
Zafer kazanmışçasına sevinecekken ciddi bir ortamda olduğumuzu hatırlatıp kendimi kastım. "Öyle, merak ettim."
Önemsiz bir şeymiş gibi elimi salladığımda kızda çok üstünde durmadı, "Pekala, yardım edecek miyim artık?"
Başımı salladım, "Gel bari." gülümsedi, "Geleyim bari."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parla
Teen FictionParla; 17 yıl sonra yanlış ailede büyüdüğünü, doğumunda bebeklerin karıştığını öğrenir. Zaten annesi ile arasında çakan güncel şimşekler, bu haber ile daha da kararır ve Parla karamsar bir çıkmaza girer. Ön yargılı abiler, zengin bir aile, yepyeni b...