Bölüm 22: Kek

901 62 48
                                    

Sanem Çelik

"Ne?!"

Söylediğim kelime çok yüksek sesli çıkmış olacaktı ki, birkaç kişi bize dönmüş garip garip bakıyordu. Sancak'a biraz yaklaşarak masaya eğildim ve daha sessiz bir şekilde konuşmaya başladım.

"Neden dün söylemedin? Ne zaman başlayacağımı bile unutmuştum."

"Şimdi söyledim işte, endişelenme. Sorun olmayacak."

"Ama işim ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum."

"Anlatmak için de dışarıya çıktık diyebilirim."

"Tamam o zaman, seni dinliyorum."

"Yarın saat 8 de orada olacağız yani 7.30 da hazır olmalısın. Bir şirket, genellikle bina yapımı gibi şeylerle uğraşıyor. Yapımda kullanılacak malzemeler gibi, yani bir inşaat şirketi. Sen orada bir müdürün getir götürünü yapacaksın; kahve, çay, fotokopi, küçük raporlar gibi şeyler senin işin."

"Tamam da bu kadar bilgiyi nereden öğrendin?"

"Bir işe başlarken ne yapacağını bilmeden başlayamazsın, mantıklı düşün."

"Yani evet, ama işe girmem için hiç beni görmeleri falan gerekmez miydi?"

Omuz silktikten sonra sandalyesine yaslandı.

"Gerekmiyormuş."

"Yardımların için sağol, sana bunların karşılığını vereceğim."

"Nasıl vereceksin?"

"Kazandığım parayla."

"Kazandığın para adı üstünde senin kazandığın bir para, emek verdiğin şeyi emek vermediğim bir şey için alamam."

"Fazla mütevazi ve düşüncelisin, bu sinirimi bozuyor."

"Sinirini bozuyorsa mütevazı olmaya devam edeceğim."

"İyi ol o zaman."

Sancak gülümserken ben ise doymuş hissettiğim için sandalyeye yaslandım. Sancak'a bakarken çok az yediğini tabağından anlayabiliyordum.

"Neden hiçbir şey yemiyorsun? Çok az yemişsin."

"Yiyorum işte, bu aralar çok iştahım yok."

"Hasta değilsin değil mi?"

"Hayır, endişelenme kısa sürede geçecektir."

"Sen yine de yemeye çalış ama."

"Tamam, yiyeceğim. Kısa sürede geçer diyorum ya."

"Geçmeden de ye, bu bir emir."

"Emirinize uyacağım kraliçem."

Gülümserken yemek yemediği için hala üzülüyordum.

***
Yemeğimiz bitmiş, hesabı ödemiştik. Arabanın olduğu otoparka doğru yavaşça giderken, elele tutuşmuştuk. Sadece akşamın o sessiz ve huzurlu hissi, Sancak ve ben vardık. Kaldırımdan otoparka doğru yürürken yavaş adımlarla gittiğimiz için hala varamamıştık. Önümdeki saçları arkama atarken Sancak'a döndüm. Hafifçe tebessüm ederek yürüyordu, ona baktığımı fark ettiğinde o da bana döndü.

"Bir şey mi söyleyeceksin?"

"Hayır, sadece sana bakmak istedim."

"Neden? Ah doğru."

Yürümeyi bıraktı ve beni tamamen kendine çevirdi. Diğer elimi de avucunun içine alırken bana baktı.

"Çok yakışıklı olduğum için sürekli bana bakmak istiyorsun."

SAF AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin