O kadar şaşırmıştım ki, çöp poşetini bile tutamamıştım. Parmaklarımın arasından poşet kayarken ben hala kapının önündeydim. Kadın bana döndü, yani annem. Başını kaldırdığı gibi gözlerimiz buluştu. Onu evden gittiğimden, yani kovulduğumdan, beri görmemiştim ve ne yaşadığını bilmiyordum. Kendi kendime ileriye doğru birkaç adım attım. Annem bir anda koşmaya başladı, hiçbir şeyi umursamadan koşuyordu. Şokun etkisinden çıkmamış bir şekilde ona bakıyordum, hareket edemedim. Ağzımı açıp tek kelime etmedim, çünkü evdeki anılarım beynime doluşmaya başlamıştı. Gözümden yaş süzüldü, ama ben hala bir şey yapamıyordum. Yanıma ulaştığında omuzlarımı tutup beni sarstı annem.
"Sanem!"
Tek kelime etmedim. Edemedim. Annemi ne kadar sevsem de, değer versem de onun için de aynısı geçerli miydi bilmiyordum. Çünkü kimse kendine benzemeyen biriyle bu kadar uzun süre yaşayamaz, sessiz kalamazdı. Yani annem babamla bu kadar süre duramazdı. Hızlıca akan gözyaşımı sildim."Kızım, iyi misin? Bu adam sana bir şey yaptı mı?"
Sonunda ağzımdan birkaç kelime dökülebilmişti.
"Hayır, iyiyim."
Annem heyecanlanmış bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Eve gidelim hadi. Baban da yok. Bırak şu şerefisizi."
Söylediği son kelimeyle ona sert bir bakış attım. Kimse Sancak'a böyle bir şey söyleyemezdi. Omuzumu tutan ellerini uzaklaştırdım.
"Ona şerefsiz diyemezsin. Ben zaten bir şerefsizi bıraktım. O da babamdı."
Bakışlarının altında bir sinir olduğunu anlayabilmiştim.
"Babana ne diyorsun sen he?"
"Sen bana ne diyorsan onu."
"Ben sana değil Sancak'a dedim."
"Ona dediysen bana demiş olursun. Haberin olsun."
"Senin aklını yıkamış bu. Sen böyle değildin kızım, nasıl bu kadar saf olabildin? Kandırıyor kızım seni."
"Anne evine git."
"Evine mi? Orası senin de evin."
"Hayır değil."
Artık bakışlarını sinir kaplamıştı. O yapmacık sevgisinden eser yoktu. Annemle karşılaşana kadar beni az da olsa seviyor sanıyordum.
"Evin olsun olmasın. O eve geri döneceksin Sanem. Ya kendi isteğinle ya da zorla."
"Gelmeyeceğim."
"Seçeneğin olduğunu mu sanıyorsun? Senin gibi bir kıza çok meraklı değiliz ama babanın emri."
"Ben bir eşya değilim. Ordan oraya taşıyamazsınız. Beni kovarken düşünseydi."
Annemin bakışları değişti. Daha da hırçın bir hal aldı.
"Sanem, sence ona sırrını söylediğimde seni bu evde tutacağını mı sanıyorsun? Seni kapı dışarı edecek."
Dediklerinden sonra gözlerim büyüdü ve birkaç adım geri attım. Kapıya zaten çok yakındım. Hafifçe titremeye başlarken annemin dediklerini sindirmeye çalışıyordum.
"Senin gibi kirli bir kızı kabul edeceğini mi sandın?"
Onun o iğrenç kahkahası kulağımı doldururken olduğum yerde dondum. Aklıma anılar doluşmaya başlarken birkaç saniyeliğine gözlerimi kapattım.
"Sana 1 hafta veriyorum. Yoksa herşeyi anlatırım."
Bir anda tüm kinini yüzüme kusması çok acıtmıştı. Kim öz kızından bu kadar nefret edebilirdi?Anne kelimesini bile hak etmeyen bir kadın. Ne yapacaktım? Eğer Sancak öğrenirse...
![](https://img.wattpad.com/cover/346192716-288-k68342.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF AŞK
RomanceDaha reşit olmayan bir kızın kurtarıcısı olacak yazar bir adam ve hapis hayatı yaşamış bir kızın hikayesi