Bölüm 24: Kravat

307 28 13
                                    

Sancak Ateş

Sanem ile hala sarılırken konuşmaya başladı.

"Her şey çok kötü gitti, nasıl düzelteceksin?"

"Ben de bilmiyorum ama halledeceğim, bu kadar saçma sözü kaldıramazdım."

"Kavganızı dinlemedim. Ne dedi?"

"Boşver önemli şeyler değil." Onu uzaklaştırdım ve yüzüne baktım. "Saat umurumda değil ama, uyuyalım mı?"

"Olur ama kek?"

"Yarın yeriz, endişelenme."

"Tamam o zaman ben çıkıyorum."

"Tamam burayı topluyorum ben de o zaman."

"Peki."

Dedi ve merdivenleri bir bir çıkmaya başladı. Ben de o sırada masayı toplamaya koyuldum.

Masayı topladıktan sonra elime telefonumu aldım, yine bir sürü mesaj gelmişti.

Mesajlar

Yankı: Sancak nasılsın? En kısa zamanda açıklamanı bekliyorum, unutma yarın ilk iş günü.

Sancak: Unutmadım merak etme, yarın konuşuruz.
______________________________________

Selin: Sancak uzun süredir görüşemedik. Yarın işe bekliyorum seni.

Sancak: Beni beklemene gerek yok. İşini bekle sen.
______________________________________

Daha fazla mesajlara bakmak istemiyordum çünkü bakarsam sinirlerim daha çok bozulacaktı. İlk iki mesaja bakıp yukarıya çıktım. Odama geçip üstümü değiştirdim ve son kez kendime baktıktan sonra Sanemin kapısına gittim. Yavaşça tıklattım, ses gelmeyince birkaç defa daha denedim ve yine ses gelmeyince uyuduğunu düşünerek içeriye girdim. Tahminlerim doğruydu, o kadar yorulmuş olmalıydı ki hemen uyumuştu. Üstünü değiştirmişti. Günümüzü mahvettiği için Poyraz'ı parçalara bölebilirdim, ama kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Adım adım Sanem'in yanına ilerledim ve yatağa oturdum. Çok hareket etmemeye ve ses çıkartmamaya çalışıyordum. Yüzüne biraz eğildim ve onu incelemeye başladım. O kadar güzeldi ki tüm hayatımı onun yüzüne bakarak geçirebilirdim. Ki planım da buydu zaten. Yüzüne birkaç tel saç düşmüştü, onları elimle nazikçe çektim. Kim bilir neler geçiyordu aklından, rüyasında ne görüyordu? Sanem'i yalnız bırakmak istemiyordum, bu yüzden yanına uzandım ve ona döndüm. Onu incelerken göz kapaklarım kapanmaya başladı.

Kısık kısık gelen bir ses beni rahatsız etmeye başladığında uyandım. Hemen yanıma döndüm. Sanem kaşlarını çatmıştı, uykusunda kötü bir şey görüyor gibiydi. Hemen oturur pozisyona geçip ona baktım. Alnı ter olmuştu, kabus gördüğü çok belliydi. Omzunu hafifçe dürttüm, uyanacak kadar sert, ama uyanmıyordu. Biraz daha sert dürtmeye başladım. Endişelenmeye başlamıştım, korkuyordum. Dürtmek çok işe yaramayınca seslenmeye başladım.

"Sanem, Sanem uyan."

"Sanem!"

Nefes nefese uyandı. Gözleri endişeyle açılmıştı.

"Sanem, iyi misin?"

Dediğim gibi ona sıkıca sarıldım. O hala şoku atlatamamıştı.

"Rüyanda ne gördün? Ne seni bu kadar korkuttu?"

Kollarını bana doladı, yüzünü boynuma gömdü.

"Kabuslardan bıktım Sancak... Yine yine ve yine kabus görmekten."

"Bu sefer ne gördün?" Saçlarını okşamaya başlarken sormuştum. En azından bunun onu sakinleştirmesini bekliyordum.

"Bu sefer seni gördüm, Poyrazla kavga ediyordun."

SAF AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin