Bölüm 16: Gerçek Hisler

1K 103 188
                                    

(Dikkat! Bu bölüm akıl sağluğınızı kaybettirecek olaylar olabilir.)

Sanem Çelik

Sonunda taburcu olacağımı öğrenmemle hastaneden gitmek için işlerimizi halletmiş, arabaya binmiştik bile. Camdan dışarı bakarken hala mutluydum.

"Sancak, bana verdiğin sözü hatırlıyorsun değil mi?"

"Ne sözü vermişim?"

"Bana iş bulacaksın, seni çok fazla rahatsız ettiğimi düşünüyorum."

"Düşüncelerin yanlış, sana bunu kaç bin defa söyledim bilmiyorum ama istediğin kadar kalabilirsin."

"Tamam, iş bulmanı bekleyeceğim."

Sancak hala arabayı sürüyordu, camdan dışarıya bakmaya devam ettim.

***

Eve gelmiştik, eşyalarımı alıp odama çıktım. Aslında eşyalarım sadece ilaçlar ve birkaç şeyden oluşsa da yerleştirmem gerekiyordu. Hızlı bir şekilde yerleştirdiğimde aklıma bir anda Sancak'ın arkadaşları geldi. Sabah geleceklerini söylemişlerdi ama biz orada değildik. Bu konuyu anlatmak için aşağı iniyordum ki merdivenlerin orada duyduğum sesle olduğum yerde kaldım.

*tak tak*(kapı çalıyor.)

"Sancak ben Selin."

Sancak da duyduğu gibi bana döndü. Merdivenlerde duran beni gördüğünde yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

"Sanem, sen odadanda kalabilir misin? Ben şimdi onu göndereceğim tamam mı?"

"Tamam sorun yok. Ama biraz acıkmıştım. *Yalan söylüyor*"

"Ben bir bahane bulacağım, dayan lütfen."

"Tamam."

Daha fazla kapıyı bekletirsek  kıracakmış gibi duran Selin'e Sancak sonunda kapıyı açmıştı. Ben de o sırada merdivenin yanındaki duvarın arkasında duruyordum. Görünmüyordum ve rahatlıkla sesleri duyabilirdim.

"Sancak, taburcu olmuş o kız sanırım. Seninle konuşmam gereken şeyler var ve bu yüzden geldim."

"Aslında pek müsait değilim."

"Sadece iki dakika kapının önünde de konuşabiliriz."

Ben dışarı çıkmasınlar diye dua ederken Sancak'ın söyledikleriyle rahatlamıştım.

"Tamam burada söyle."

Kapının kapanma sesinden Selin'i eve aldığını anlamıştım.

"Yankı, Poyraz ve Göktuğ yanlış anladılar beni, seni merak ettiğimi öğrendiklerinde "ondan hoşlanıyor musun yoksa?" dediler. Ama öyle bir şey yok, yani seni iyi tanımıyorum bile. Sadece yankıyı falan tanıyorum. Beni umarım yanlış anlamamışsındır."

"Anladım, sorun değil. Böyle şeyleri genellikle kafaya takmam, zaten şuanda hoşlandığım biri var."

Duyduğum sözler nedense beni üzmüştü. Bir anlığına ihtimaller ve senaryolar kafama doluştuğunda dengemi kaybedip yere düştüm. Merdiven tarafa düşmediğim için şükrederken sessizlik beni duyduklarını söylüyor gibiydi. Biraz daha onları dinledim ve kısa sessizliğin ardından duyduğum sesle ne yapacağımı şaşırdım.

"Yukarıda birisi mi var?"

"Hayır, yok."

"Bir şey mi düştü ki?"

"Sorun yok ben sonra bakarım."

"Yukarıya bakabilir miyim? Daha önce hiç bakmadım."

"Olur bir göstereyim sonra gitmelisin ama."

SAF AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin