Selam
Nasılsınız?
Kurgu biraz yavaş ilerliyor her gün bölüm atamıyorum. 2 günde bir atıyorum. Geç olsun ama güzel olsun değil mi?
Vatan için ölebilirsin de ancak vatan uğruna yaşamak en önemli borcunuzdur.
4.Bölüm: ilk görev 2
VERA
Yorgundum, susamıştım, hasta olacak gibiydim kasıklarımda ki ağrı çok fazlaydı. Günüme daha çok vardı oysa ki ama dağlarda olduğum için çok sağlıklı beslenemiyorum ve hava soğuk olunca günlerimde sıklıkla değişiklik oluyordu. Görevden dönünce ilk işim hastaneye gitmek olacaktı.
"Yaklaştık komutanım" Gökay'ın durmasıyla hepimiz
durduk.
"Daha fazla ileriye gitmeyelim komutanım ne olur ne olmaz. "Hakan komutan kafasını sallayınca, yerlerimizi belirleyip etrafa bakindik.
"Komutanım kamp diğerleri gibi değil. Fazla büyük bu kamp" öyleydi bir köy büyüklüğünde bir kamptı.
"Biliyorum asker 1 saatin sonunda mir yalım aşağıya
inecek ve içeriye sızacak."
"Nasıl sizacaksin içeriye oğlum sen ?" Halil'in sorduğu soruya, mir'in vereceği cevabı merak ettiğim için ona döndüm. Zaten o da bana bakıyordu.
"Vera komutanım bıcağınız yanınızda mı ?" Kaşlarımı
çatıp kafamı salladım.
"Evet asker yanımda ama bıçakla ne yapmayı düşünüyorsun birini öldürürsen çok dikkat çekersin." Gülüp bana döndü
"Yıllardır bu işteyim komutanım. Sayısız kampa sızdım, sayısız bilgi topladım, yani ne yapacağımı biliyorum siz merak etmeyin." Kafamı sallayıp cebimde ki bıçağı ona fırlattım. Mir attığım bıçağı alıp hakan komutana döndü
"Bacağımdan yaralayacam kendimi, içeriye girince de türk askeri saldırdı, kendimi korurken onu yaraladığımı ve askerin kaçtığını söyleyeceğim. Eğer gelirlerse diye gözünüzü dört açın" hakan komutan kafasını sallayıp bize döndü.
"Anlaşıldı mı"
"Anlaşıldı." Mir bıçağını cebine koyup silahını daha sıkı kavradı.
"Merak etmeyin komutanım bıcağınız geri getireceğim."
"Bıçak değil sen geri gel asker, bıçağın bir önemi yok"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vera
General Fictionbakışlarım mavi gökyüzünü süsleyen bayrağa değdi. biz bu vatan için yaşadik bu vatan için şehit olacağız. bu gökyüzünü süsleyen bayrağın rengine renk katacağız. dağları ayak seslerimiz inletir, gökyüzünü şerefli kanımız süsler, adımız düşmani korkut...