6

68 11 12
                                    

Dahi Topçunun Karşı Saldırı Rekoru - 6

On dakika sonra, açık gri takım elbise giyen bir adam ofis binasının girişinde belirdi.

Küçük kardeşi Cheng Yuan kısa bir ceketin içinde büzülmüştü. Burnunun ucu ve açıkta kalan boynu soluktu ve gözleri kırmızıydı. Çok üşümüş görünüyordu.

Cheng Jian kaşlarını çattı. Biraz sinirli bir şekilde, boynuna sarılı yün atkıyı gevşetmek için elini uzattı.

Kısa süre sonra Cheng Yuan hafif bir erkek kolonyası kokusu taşıyan bir sıcaklık sardı.

Cheng Yuan boynundaki atkıyı biraz hoşnutsuzca çekiştirdi, "Kaşındırıyor."

Cheng Jian ona pis bir bakış attı, "Eğer çıkarmaya cesaret edersen seni döverim."

Cheng Yuan'ın bacakları titredi, tepkisi dürüsttü.

Cheng Jian gerçekten de insanları dövebilirdi.

Yedi ya da sekiz yaşında, genellikle çocukların köpekler tarafından bile sevilmediği bir yaşta olan Cheng Yuan, yaşıtı olan diğer çocuklardan çok daha zarifti. Bunun nedeni, daha küçükken, yaramazlık yapmaya başladığı anda, ağabeyi tarafından çeşitli şiddet yöntemleriyle iyice 'eğitilmesi' ve bu şekilde itaatkâr ve yumuşak olması için zorlanmasıydı.

Sert bir baba ve ağabey ile yumuşak bir anneye sahip olan Cheng Yuan'ın nazik ve hassas Yang Baihua'yla tanıştığında ona çabucak sırılsıklam aşık olması ve asla arkasına bakmaması şaşırtıcı değildi.

Cheng Jian, geri çekilmesine fırsat vermeden Cheng Yuan'ın elini inatçı bir şekilde kavradı. Buz gibi soğuk eli kavradığını hisseden Cheng Jian'ın ifadesi daha da karardı.

İki eldivenini de çıkarıp Cheng Yuan'ın kollarına fırlattı ve alaycı bir tavırla, "O kadar fakir mi? Eldiven alacak parası bile yok mu?"

Cheng Yuan atkısını ağzını açıkta bırakacak şekilde aşağı doğru sıyırdı.

Savunmacı bir tavırla, "Sadece onları giymeyi sevmiyorum," dedi.

Bu gerçekten de doğruydu. Cheng Yuan atkı ya da eldiven, özellikle de atkı takmayı sevmiyordu. Onları bir süre taktıktan sonra boynu dayanılmaz derecede kaşınırdı.

Cheng Yuan biraz daha konuşmak istedi ama Cheng Jian'ın sert bakışlarıyla karşılaşınca bir an sustu.

"Konuş, konuşmaya devam et." diye soğuk bir kahkaha attı Cheng Jian, "Onun hakkında tek bir cümle bile kursam, beni on cümleyle çürüteceksin. Seni bu kadar toy yapan da tam olarak bu... Bir taşı alıp ona hazine muamelesi yapıyorsun."

Cheng Yuan rolündeki Chi Xiaochi, sistemle konuşmak için bir an karakterini bozdu, "Sanırım az önce aslında söylemek istediği şey 'bir bok parçası' idi."

Sistem de aynı fikirdeydi.

Cheng Jian sözlerini tutmayı başardı, belli ki hemen şiddetli bir tartışmaya girmek istemiyordu.

Cheng Yuan'ın kırmızı çerçeveli gözlerine ve hâlâ yaşlarla ıslanmış kirpiklerine baktı, "... Sen ve o kavga mı ettiniz?"

Cheng Yuan, Cheng Jian'dan çok daha küçüktü. Isınmak için iki elini Cheng Jian'ın eldivenlerinden sadece birinin içine sığdırabiliyordu. "Hayır, sadece karnım pek iyi değil."

Cheng Jian, "Kahvaltı yapmadın mı?" diye sordu.

Cheng Yuan gülümsedi, "Kilo vermeye çalışıyorum."

Don't Pick Up Boyfriends From the Trash Bin (BL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin