Jimin evin kapısını açtığında ayakkabılarını çıkarmak için eğildi. Hemen ardında yol boyu üzgün olduğu yüzünden okunan genci neşelendirmek için birkaç şaklabanlık yapmış olsa da yaramamış olan genç girdi. "Ben hemen bir çay koyayım. İçip ısınalım." Jungkook ayakkabılarını çıkarıp doğrulmuştu ki "Ben içmeyeceğim Jimin. Sana afiyet olsun."demiş ve ayaklarını sürüyerek odasına adımlamıştı. Küçük olan odasına varana kadar aklından 'Böyle güçsüz biri olduğum için kendimden nefret ediyorum.'düşüncesine geçirmeden duramadı. Jimin arkasından baktığı bedenin düşmüş omuzlarını üzgün bakışlarla izledi.
***
Soobin Yeonjunla arabadan indiğinde nihayet eve varmışlardı. Yol boyu bitmeyen 'Acaba bay Kim abimin neyinden hoşlandı?' 'Sencede garip biri değil mi Yeonjun?' gibi sorularla yanındaki gencin kafasını şişirmişti. Eve doğru adımlayan genç çift evin bahçe kapısını açmalarıyla karşılarında uzun, kalıplı, esmer bedeni görmeleri bir oldu. Soobin minik gözlerini daha da aralamış "Misafirimiz mi vardı?"diye yanındaki oğlana sordu. Yanından henüz bir cevap gelmemişti ki esmer beden yeri döven heybetli adımlarıyla kendilerine selam bile vermeden geçip gitmişti. Soobin yanından geçen adamı arkasını dönerek izledi. Askeri üniforması üzerine dikilmişcesine oturmuş, geniş omuzlu ve pek bi keskin suratlı bu adamın görünümü onu mest etmişti.
***
Taehyung eve geldiğinde kıyafetlerini değiştirmiş salona geçmişti. Yemek için kendisine servisi Jiminin yaptığını gördüğünde garipsedi. Jungkook eve gelen nişanlısına kapıyı da açan kişi olmamıştı. Taehyung tespiyi önüne koyan Jimine "Bir sorun mu var Jimin?" Jimin kendisine yöneltilen soruyla efendisinin neyi kasttetiğini anlamıştı. "Efendim Bay Jeon biz merkezden döndük döneli odasından çıkmadı." Taehyung Jiminin kısık tuttuğu sesi ve endişeli mimiklerini izledi "Merkezde ne oldu Jimin?" Jimin günboyu endişelerini kimseye anlatamadığına olsa efendisinin sorusuyla hemen başladı anlatmaya "Jungkook bugün kardeşi Soobin ile karşılaştı. Ben o ara ev için bir şeyler almaya Jungkooku daha da yormamak adına kendim gitmiştim. Döndüğümde Jungkooku sinirleri bozulmuş bir halde buldum. Orada tam olarak neler oldu bilmiyorum ama eve geldiğimizden beridir morali fena kötü." Taehyung Jimini büyük bir dikkatle dinlemiş olanları kafasında otutturmaya çalışmıştı. Jimine "Anladım."diyerek yemeğine döndü. Taehyung yemek sırasında neler yapabileceğini düşünerek lokmalarını çiğnedi.
***
Taehyung yemekten sonra Jungkookun odasının önüne geldi. Jungkookun odada uyuyup uyumadığından emin olmadığına kapısını hafifçe tıklattı. İçeriden bir ses duyamasa da "Jungkook benim. İzninle seninle bir şeyler konuşmak istiyorum." Jungkook odanın bir köşesinde bacaklarına sarılmış ağlamaktan bitap halde oturuyorken kapıdan gelen sesle tüm ilgisini oraya verdi. Kendisine seslen Taehyung başını dizlerinden kaldırmasına sebep olmuştu. Taehyung sakin sesiyle konuşmaya devam etti "Jungkook şunu bilmeni isterim çok yakında seni üzen tüm bu şeylerin son bulmasını sağlayacağım. Lütfen bugün ne olduysa kafana takma. Benimle konuşmak istersen de seni her zaman dinleyeceğimi biliyorsun."cümlesi bittiğinde büyük olan bir müddet daha kapıda bekledi. Jungkook ise büyüğünden duyduğu kelimelerle dindiğini düşündüğü gözyaşlarının tekrar kendisini bulmasına şaşırdı. Taehyungun yanında olduğunu bilmek her ne kadar kalbini hafifletse de kendini ağlamadan durduramıyordu.
Taehyung kapının dışında bir müddet daha bekledi. İçeriden herhangi bir sesin gelmediğini duyduğunda oradan ayrılmak için adımlamıştı ki kapının ardından Jungkookun cılız sesi duyuldu "Özür dilerim." Fakat sesini Taehyunga duyuramadı.***
Taehyung çalışma masasına oturduğunda önünde birimden getirdiği bazı evraklar vardı. Orada ne kadar süre odaklanmaya çalışırsa çalışsın titrek kandilin ışığı bile ilgisini Jungkooka kaydırıyordu. Derince bir nefes alıp alnından dökülen saçlarına üfledi. İçi içini yiyor Jungkooka kendi değerinin farkına varması, ona söylenen ve asla hakketmediği her fikire karşı bu kadar kırılgan olmamasını nasıl sağlayabileceğini düşünüp duruyordu. Daha önceleri annesinin söylediği sözler o an aklında canlandı 'Bir kadının özgüveni anca onu seven bir adamla gelişir.' Taehyung anlasın istiyordu. Kendisi Jungkookun her daim yanında bulunacağını itham edildiği hiçbir durumun, vaziyetin onun gözünde önem arz etmediğini. Taehyung Jungkookun gözlerine ilk baktığında miniğinin gözbebeklerine dek taşan tertemiz niyetini, titrek kalbini görmüştü. Jungkook bu hayatta erken yaşta tüm duyguları yetim bırakılmış bir çocuktu. Jungkookun yaşadıklarını öğrendikten sonra ise onun o saf ruhunu korumak istiyordu Taehyung. Her ne olursa olsun o her zaman Jungkookun yanında olacaktı kendine söz veriyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/354186880-288-k295103.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Sight | Taekook
FanfictionAilesinin gözünde en ufak değeri olmayan Jungkook, Kim ailesine bir bohça çeyizle gelin gitmişti. My Happy Marriage'nin Taekook'a uyarlamasıdır.