Dream Sight | Taekook

15

Bay Lee sabahın çok erken saatlerinde  Jeonların evine bir telefon açmış ve Soobin ile görüşmüştü. Kim Taehyung ve Jungkook onun sinirlerini zıplatıyordu. Derhal bu durumu çözmesi gerekiyordu ve elinde Soobinden başka çözüm yoktu.
Soobin kendisine gönderilen araba ile Lee ailesinin evine gelmişti. Bay Lee'nin kendisini salonda beklediği söylendiğinde Soobin oraya doğru adımladı. Salonun kapısını açtığında geniş bir masanın ucunda oturan yaşlı bedeni gördü.
Bay Lee minik bir hoşgeldin ile  karşıladı küçüğü. Soobin yavaşca Bay Lee'ye yakın bir sandalyeyi çekti ve oturdu. Bay Lee fazla zaman kaybettiğini düşünüyor olsa gerek hemen konuya atıldı "Soobin neden burada olduğunu birazdan anlayacaksın." Soobin kaşları çatık bir şekilde Bay Lee'nin  önüne koyduğu zarfa baktı. Yavaşca zarfa uzandı ve içini araladı. Zarfın içinden kardeşi ve  yanında dün gördüğü kalıplı esmer adam vardı. Jungkook yanındaki adama gülümseyerek bakıyordu. Bay Lee "Abinin Taehyungun kalbini çalacağını düşünmemiştim."dedi. Soobin Bay Lee'nin cümlesiyle fotoğrafa tekrar baktı. Demek dün gördüğü kişi Kim Taehyungun kendisiydi. Nasıl olmuştu da abisi gibi birini kabul etmişti anlamıyordu. Taehyung Jungkook için iki üç beden büyük bir gömlekti kendi gözünde. Soobin yavaşca dişlerini birbirine bastırarak konuştu "Neyden bahsediyorsunuz Bay Lee açık konuşun." Yaşlı olan karşısındaki toy gence bakarak yan ağzıyla sırıttı. Soobin tam da düşündüğü gibi biriydi. Gözlerinin taa içinde görmüştü abisine karşı diri diri yanan kıskançlık ateşini." Soobin biliyorsun babanla arkadaşız. Sizin iyiliğinizi pek tabii ben de en az baban kadar düşünürüm. Babana hak veriyorum senin gibi özel, yetenekli bir çocuğu Taehyung gibi hakkında pek iyi şeyler söylenmeyen birine vermek istememiş olmalı. Ama ben baban gibi düşünmüyorum. Jungkook yerine o aileye gelin olarak sen gitmeliydin. Kim ailesiyle bizi müttefik yapabilecek kadar güzel, yetenekli bir gençsin. Seni buraya çağırdım çünkü henüz resmi bir nişan yapılmadığı için aile içinde bu yanlış anlaşılmayı düzeltebileceğimizi düşündüm." Soobin büyük bir dikkatle karşısında ki adamı dinliyordu. "Eğer babanla bu konu hakkında konuşursan, senin de istekli olduğunu görürse fikrini değiştirebilir diye düşündüm. Sonuçta Jeonlar biricik oğlu için her şeyi yaparlar değil mi?" Soobin bakışlarını elindeki fotoğrafa indirdi. Aklına dün yaşanan olaylar geldi. Jungkookun gördüğü hürmet, eşinin bu derece yüksek konumda biri  olması ve kendisiyle karşılaştığında hissettiği kalp atışları. Soobin gözlerini kapattı. Jungkook gibi yetersiz biri yerine kendini düşündü Taehyungun yanında. "Bay Lee bu konuyu babamla konuşacağım." Bay Leenin gülümsemesi daha da büyüdü. "Zeki birisin Soobin beni asla şaşırtmıyorsun. Senin her zaman Jungkooktan daha özel biri olduğunu biliyordum." İşte gençlerin egolarını biraz okşamak bile  kendilerini o kişiye adamalarına sebep olabilecek kadar büyük bir belaydı.

***

Jungkook öğlen yaşadığı andan dolayıdır ki gün boyu evde sırıtarak gezdi. Öğlen vaktiydi Taehyung birime gitmek için hazırlanmıştı ki Kim ailesinin evinin kapısı Tüccar kadıncağız tarafından çalınmıştı. Kadın arabaya yüklediği siparişlerle eve kadar gelmişti. Renk renk kumaşlardan dikilmiş hanbokları bohçalamıştı. Bohçaları salonun ortasında Jimin ile beraber açtıklardın da Jungkook o an büyülenmiş gibi hissetti. Daha önceki sahip olduğu düz renk hanboklardan çok daha farklıydı bunlar. Dükkanda kumaşları seçerken ortaya bu kadar güzel takımların çıkabileceğini hayal edememişti. Takımlar etrafa saçılmıştı ki en son dükkanın camında gördüğü pembe hanboku gördü. Heyecanla eline aldığında üstüne tutarak ölçtü. Bu hanbokun rengi annesinin sahip olduğu kimonoya aşırı benziyordu. Jungkook annesini ne zaman rüyalarında görse annesi hep bu pembe hanbokun içindeydi. Jimin takımı kendine ölçen Jungkooku gördüğünde "Bay Jeon bu renk  size çok yakışmış. Efendim sizi bu takım için görmeli biran önce" Jiminin cümlesiyle kıkırdayan Jungkook kapının hemen ardından başını uzatmış Taehyungdan habersizdi. Taehyung Jungkooku baştan aşşağı süzmüş ve ilgiyi üzerine çekmek istermiş gibi "Güzel görünüyor. Yakışmış sana."dedi. Taehyungun sesiyle kafasını ona çeviren Jungkook yanaklarına hücum eden kanı hissetti. Takımı yanaklarının üstüne dek çekerek onları saklamak istedi. Önlerinde flörtleşen bu tatlı çifti izleyen Jimin ve tüccar kadın ise kıkırdamadan edemedi. Taehyung karşısındaki küçüğü daha da utandırmak istemedi. Ayakkabılarını giymek için kapıya yönelirken içeriye seslendi "Akşam görüşürüz."
Jungkook olanları düşündüğünde hala içi bir hoş oluyordu. Akşamüstüydü ki Jungkook artık Taehyungla beraber çevresini de daha da tanımak istiyordu ki ona akşama birimde ki Jaebumu da yemeğe davet etmesini istedi. Şu an için tanıdığı tek arkadaşı oydu. Onunla da iyi anlaşmak isterdi.
Taehyung nişanlısının isteğine itiraz etmek istememişti. Jaebumla arası öyle çok sıkı fıkı sayılmasa da akşam birimden beraber ayrılmışlardı. Arabadayken Jaebumun yine gevezeliği tutmuş Taehyungun yanında "Bay Jeonu tekrar göreceğim için çok heyecanlıyım. Yalnızca bir kez karşılamamıza rağmen beni yemeğe davet etmek istemiş. Efendim yanlış anlamayın ama nişanlınız çok nazik birisi." Taehyung yanında konuşup duran çocuğun Jungkooka karşı kurduğu cümleler sinirlenmesine sebep oldu "Sınırlarını bil Jaebum, yoksa gece nöbetlerin kalıcı olacak." Jaebum kafasını cama çevirerek kısık bir sesle "Ne kadar kıskanç bir adam."diye geveledi. Taehyung yanından gelen fısıltıya benzer sesle "Bir şey mi dedin?" Jaebum ellini hayır anlamında sallayarak "Hayır efendim."dedi. 

***
Jungkook yemeklerin hepsinin piştiğine emin olduktan sonra salona geçmiş her şeyi önceden hazır olması için yerleştirmişti. Yalnızca yemekleri doldurmak kalmıştı. Sıra kendisi için hazırlanmaya geldiğinde hızlıca odasına koştu. Odasına vardığında ilk işi yeni aldığı pembe hanboku giymek, saçlarını taramak oldu. Saçlarını bir taraftan balıksırtı örüp geri kalan saçlarını bir diğer omzuna salık bıraktı. Jimine evden çıkmadan önce geçen ki makyaj malzemelerinin yanında olup olmadığını sormuş ve ondan ödünç aldığı malzemelerle becerebildiği kadar makyaj yapmıştı. Aynada ki görüntüsü kendini tatmin etmiş olacak ki dudaklarına sürdüğü kırmızı yumuşak boyayı dudaklarıyla biraz daha ezerek gülümsedi. Bahçeden gelen motor sesiyle ayaklandı Jungkook. Hızlı bir şekilde ayaklarına terlik geçirip avuçlarına topladığı eteğiyle hızlıca bahçe dışına adımladı. Bahçe kapısından çıktığında Tahyung ve Jaebumu bir şeyle üzerine hararetle tartışırken buldu. Boğazını temizleyip yumuşak sesiyle nişanlısına seslendi "Taehyung ah hoşgeldin." Jungkook Taehyungun kendine dönen bakışlarında gözbebeklerinin an ve an büyüdüğüne şahit oldu. Taehyung onu baştan aşşağı süzdüğünde dudaklarını ıssırmadan edememişti. Onun karşısında onun da beğendiği hanbok ile durmak onun da azcık utanmasına sebep olmuştu. Yanındaki Jaebuma dönerek "Jaebum shii siz de evime hoş geldiniz."dedi. Jaebum başıyla selam vererek "Bay Jeon davetiniz için teşekkür ederim. Hoşbuldum. Ayrıca çok güzel görünüyorsunuz"dedi.  Jungkook aldığı iltifata karşılık minik bir gülümseme sunmuştu ki kendisine doğru adımlayan Taehyungla Jaebum görüş alanından çıktı. Taehyung Jungkooka ulaşıp omuzlarından tutarak küçüğünün yanağına minik bir buse kondurdu. Vücudunu geri çekmeden de kulağına "Çok güzel olmuşsun."diye fısıldamayı ihmal etmedi. Taehyungun bu hareketine karşılık ne yapacağını bilemeyen Jungkook o an etraftan soyutlandığını hissetti. Hatta öyle ki Jaebumun burada olduğunu bile unutmuştu. Omuzlarında duran eller kendisini çevirip sırtını yapılı göğse bastırınca kulağında dolan kalın sesle bacaklarının tutmadığını düşündü "Haydi içeri geçelim."

Y/N Arkadaşlarrr nasılsınızz? Keyifler nasıl? Ben son geçirdiğim laik ataktan sonra tam toparlayabilmiş sayılmamm. Keşke ülkemiz her daim günlerini dünmüş gibi yaşasa. Neysee
Yeni bölüm için desteklerinizi bekliyorummm. Yanlışlarım varsa affolaa 🩷🩷 (Bu arada ben yazdıkça bu çifte kumrulara daha çok sahne yazmak istiyorum. Kendim yazarken feels geçiriyorumm. Bir müddet daha Taekooka böyle sahneler yazmam umarım sizi sıkmazz)