12

637 47 0
                                        

Jungkook sabaha gözlerini annesini gördüğü rüya ile açmıştı. Rüya yüzünden o kadar terlemişti ki saçlarının dipleri nemliydi. Jungkook rüyasında annesini görmüştü. Annesiyle evlerinin arka bahçesinde duran görkemli kiraz ağacının gölgesinde arkalı önlü oturuyorlardı. Annesi usulca saçlarını tarıyor arada o ipek saçlara öpücükler kondurmaktan geri durmuyordu. Jungkook tüm bu huzurlu görüntüler arasında annesinin kendisine "Oğlum, üzülme sen hep iyi olacaksın. İyi olman için elimden geleni yaptım."sözlerini hatırlıyordu. Jungkook yattığı yerde saçlarını dağıttı. Bu eve geldi geleli rüyalarıda uzun bir süre sonra huzur bulmuştu. Derince bir nefes alarak yatakta yuvarlandı. Jungkook görüş alanına giren ahşap kutuyla gülümsedi. Taehyungun ona hediyesi sonrası birkaç gün karşılığında ona alabileceği hediyeler düşünmüş ama tam olarak karar verememişti. Bütçesinin oldukça kısıtlı olması fikirlerinin tek tek elemesine sebep veriyordu. Karasızlıkla iç çekti. Tam sıkıntı içinde yataağında debeleniyordu ki aklına gelen fikirle yerinden sıçradı.

Jungkook hızlı adımlarla mutfağa girdi. Mutfağa girdiğinde Jiminin sırtının ona dönük olduğunu gördü. İçi kıpır kıpırken ona seslendi. Kendisine seslenilmesiyle arkaya dönen beden "Ah Bay Jeon beni korkuttunuz. Bir sorun mu var?" Jungkook yüzündeki kocaman gülümsemeyle "Sana bir şey danışabilir miyim Jimin?" Karşısındaki adamın gözleri büyümüş Jungkooktan işiteceği kelimelere odaklanmıştı. "Jimin ben Taehyung için bir hediye almak istiyorum ama karar veremedim. Sana da danışmak istedim." Jungkook cümlesini bitirdiğinde bakışlarını ellerine indirdi. Jimin duyduklarıyla ellerini birbirlerine kavuşturarak "Tanrımm. O kadar ince düşüncelisin ki. Bir düşünelim neler yapabiliriz." Jungkook karşısında kendine yardım etmeyi kabul eden gençle beraber gülümsedi. "Yalnız çok büyük bir bütçem yok." Jimin karşısındaki gence elini önemi yok dercesine salladı. "Hediyeyi düşünmüş olmanız ne verdiğinizden daha değerlidir. Genç efendi de böyle düşünür. Burada bekleyin odamda size yardımcı olacak şeyler olmalı." Jungkook Jiminden işittikleri sonrası kendini biraz daha rahat hissetti ardından Jiminin odasından dönmesini bekledi. Jimin nihayet odasından döndüğünde elinde iki tane el işi dergisiyle dönmüştü. "Eminim burada efendinin beğenip hergün kullanabileceği bir şeyler bukabiliriz." Jimin elindeki dergileri Jungkooka uzatırken ekledi "Genç efendi kendi ellerinizle yaptığınız bir hediyeyi daha anlamlı bulacaktır."

Jungkook odasına vardığında hızlıca Jiminden aldığı dergiyi karıştırdı. Dergide çiftlerin kullanabileceği pek çok süs eşyasının yapımı anlatılıyordu. Jungkook dakikalarca dergi içeriğindeki görselleri incelemiş en sonunda ikisi için güzel bir 'kumihimo ipi' örmeyi seçmişti. Jungkook bu ipi örmek için ihtiyacı olanların bir listesini yapmıştı. Tüm bu malzemeler içinse merkeze inmesi gerektiğini fark edince ayaklanmıştı.
Salonun kapısını açtığında çalışma masasında bir şeyler karalayan iri bedeni gördü Jungkook. Arkası dönük olmasına rağmen selam verip hemen lafa atladı "Taehyung, bugün dışarı çıkmak istiyorum. Almayı unuttuğum bazı eksiklerim var." Taehyung arkasından gelen sesle ona döndü. "Yalnız mı gideceksin? Benim birazdan birime gitmem gerekiyor." Jungkook hevesli bir şekilde "Hayır. Jimin de yanımda olacak." Bakışları Taehyungu bulduğunda büyüğünün düşündüğünü gördü. "Ah çok acele değilse başka bir gün çıkabilirsin.Hem ben de gelirdim." Jungkook işittikleriyle hızlıca ellerini salladı. Taehyung ile çıkarlarsa o hediye için seçtiği ipleri görecekti. " Önemli değil Jiminle hemen halledip döneriz" Taehyung karşısındaki küçüğün ısrarlı ve tezcanlı oluşuyla şüphelense de bunu belli etmedi "Peki madem. Dışarıda dikkatli ol.Bir de ..."dedi. Jungkook teşekkür edecekti ki Taehyungun yavaşca yanına doğru adımladığını gördü. İri gözleriyle karşısındaki adamın dibine yanaşmasını izledi. Taehyung cebine elini atarak mor bir ipeğe sarılmış bir muska çıkardı. "Bu dışarıya çıktığında yanında bulunsun." Jungkook minik beyaz elleriyle muskaya ulaştığında "Bu ne ki?"diye sormaktan kendini alıkoyamadı.  "Ne olduğunu boşver benim için takmanı istiyorum. Anlaşıldı mı?" Jungkook kısık bir sesle "Peki."dedi. Taehyung karşısından tatmin edici bir yanıt alamadığına yüzünü küçük olana daha da yaklaştırdı. Gözlerinin içine baktığı küçüğe"Gerçekten anladın mı?"diye sordu. Jungkook Taehyungun hemen dibindeki yüzü sebebiyle yanaklarının kızardığını, kalp ritminin değiştiğini hissetti. Kuruduğuna emin olduğu dudaklarını diliyle ıslatarak "E-evet."dedi. Taehyung Jungkookun diliyle ıslattığı dudaklardan zor da olsa bakışlarını çektiğinde derince soluk aldı ardından vücudunu önceki konuma getirdi. "O halde ben çıkıyorum. Arabacı sizin için eve döner." Jungkook hali hazırdı hala parmakları arasında sıktığı muskayla nişanlısının ardından onu geçirmeye çıktı.

***

Yeonjun bay Jeonların arka bahçesinde bulduğu minik bir taburenin üstüne oturmuş elleri çenesinde bahçeyi izliyordu. Bu dingin halini bölen şey hizmetçilerin "Bay Choi, Bay Soobin geldiler."demesi oldu. Yeonjun çenesindeki eli saçlarına atarak karıştırdı. Tam yerinden ayaklanacak gibiydi ki yanından gelen sesle şaşkınlıkla oraya döndü. "Bu kadar sıkkın görünürsen nişanlın kızarsonra." Karşısında gördüğü bedenle daha da şaşırdı. "Abi! Burada ne arıyorsun?" Abisi karşısında ki şaşkın  Yeonjuna kahkaha attı. Onunla uğraşmak için "Soobin'in gözüne girmek zor olmalı ha? Yeonjunumuz sıkı çalışıyor olmalı." Yeonjun abisinin cümlelerine karşı gözlerini devirdi "Keyfimden yapıyormuşum gibi konuşma." Abisi Yeonjunu daha da damarına basmak istiyordu. "Her zaman ki gibi etkileyicisin Yeon. Babasının aşırı hizmetkar ve hürmetkar biricik oğlu." Yeonjun abisinin şu an neyin peşinde olduğunu anlamıyordu. Neden buraya kadar gelmiş karşısına geçmiş kendisine böyle saçma sapan cümleler kuruyordu. "Sen kafana göre yaşayabildiğin için tüm bu şeylere ben katlanmak zorundayım. Aylaklık etmek yerine zamanında babama yardımcı ol-" Yeonjunun abisi kendisine karşı cevap veren küçüğünü bir parmak hareketiyle susturdu. Yeonjun acı içinde ellerini boğazının etrafına sardı. Nefes alamıyordu. "Sende ki bu aşırı nezakette kabalığın başka bir türü haberin olsun canım kardeşim."diyerek arkasını dönüp eve girdi. Abisinin eve girmesiyle Yeonjun nefes alabildiğini hissetmiş hızlıca solumuştu. Neler dönüyordu burada?

Y/N Arkadaşlar çiftimizin biraz daha kaynaşmasını istediğim için beraber daha çok sahnelerini yazabileceğim şekilde ayarlamaya çalışıyorum hikayeyi. Bölümleri çok sık attığıma kısa kısa yayınlıyorum. Yanlışlarım için anlayışınıza sığınıyorum. Şimdiden destek verenlere de teşekkürlerimi iletiyor. Hepinizi öpüyorum.

Bu arada bahsettiğimiz ip şu şekilde  bir disk yardımıyla örülüp toka, bileklik olarak kullanılıyor. Daha kolay anlamanız için aşşağıya bir görsel bırakıyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dream Sight | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin