Lee malikanesinin salonu kafası karışık çiftin göz hapsine alınmış haldeyken karşılarında ki adamın ağırca söze girmesiyle tüm ilgi ona toplanmıştı "Buraya geldiğinden beri kendini daha iyi hissediyor olmalısın Jungkook" küçük olan kendisine sorulurcasına kurulan bu cümleyle kendinin nasıl hissettiğini düşündü. "Kötü hissetmiyorum." Küçüğün cevabıyla Bay Lee "Daha iyi hissettiğini biliyorum. Bay Kim'de fark etmiştir. Bu eve adım attığınız gibi Usuba enerji bariyeri içine girdiğinizi." Esmer olan kendinin onaylamasının beklenildiği bir cümle yerine "Demeye çalıştığınız şey Jungkook'un kabuslarının sebebinin bu bariyer dışında yaşıyor olması mı?" Taehyung bir aptal değildi. Karşısında ki adamın oturuşundan tutun, her cümlesini kurmadan önce kenarları kalkan dudaklarından bile planladığı bazı şeylerin olduğundan şüphe ediyordu. Konuşmanın gittiği yön ise içine bazı endişe tohumlarının serpilmesine sebep olmuştu.
Bay Lee esmer olandan işittikleriyle hafif tebessüm halinde bulunan yüzünün daha ciddi bir hal almasına sebep oldu. Esmer olanın birazdan sunacağı teklife yüzde yüz karşı çıkacağından emindi lakin bir şekilde onu ikna etmesi gerekiyordu. Jungkook onlarla aynı kanı paylaşan bir mirasçıydı. Bu genç mirasçı geçmişte annesinin yaptığı bir hata olarak şu an karşısında kendisine meraklı gözlerle bakıyordu. Küçük olanın kendini keşfedecek olduğu günlerin yakın olması da elini çabuk tutması gerektiğini ona hatırlatıyordu. "Bir bakıma bunu söylemek istemiştim ama bundan da önemlisi Jungkooku tamamiyle bize, yani ailesine teslim etmeni istememdi." Çift duyduklarıyla aynı anda vücutlarında ki tüm sinirlerin uyarıldıklarını hissettiler hatta öyle ki esmer olan damarlarına anlık olarak kanın değil sinirin pompalandığından bile emin oldu.
Esmer için Jungkookdan ayrılmak demek nefessiz de yaşanabileceğini söylemek gibiydi. İmkansızdı. Küçük olan çoktan kendi duvarları içine sızmış, tüm sıcaklığını onunla paylaşmıştı. Sıcaklığını paylaşmakla kalmamış nişanlısı kalbine çoktan bulanmış oraya da oldukça yakışmıştı.
Esmer olan tekrar söz aldığında sesi tıslarcasına çıkmıştı "Niyetiniz nedir açıkca söylesenize? Neden onca zamandır Jungkookun yanında bulunmadınız da böylesi bir zamanda çıka geldiniz? Gelip bize direkt açıklamak yerine neden önce Mingyu'yu hayatımıza dahil etmeye çalıştınız mesela? Size de daha önceden planlanmış çok şeyin var olduğunu hissettirmiyor mu tüm bunlar?" Küçük olan esmerden işittikleriyle hak verircesine kafa salladı. Duygusallığını bir kenera bırakmalıydı. Ailesi olduğunu söyleyen bu kişiler nişanlısınında dediği gibi eğer gerçekten ailesi iseler başından beri kendilerini tanıtmak için daha doğru bir yol seçmelilerdi. Mingyunun kendisini nişanlısından habersiz ziyaret etmesini ve eline tuttuşturduğu kartı hatırlayınca tekrardan Taehyunga hak verdi.
Bay Lee de esmerden işittikleriyle ona hak verirmişcesine "Haklısın, seçtiğimiz yol sizin açınızdan bakılınca oldukça saçma ve güvensiz görünüyor." Esmer olanı ikna etmek baya zor olacaktı "Lakin bizim açımızdan düşündüğünüzde kendimizi size olduğumuz kimlikle direkt tanıtamazdık. Ailemizden geriye hiçbir şey kalmadı Bay Kim. Hepimiz güçlerimizden ötürü ya tehdit olarak görülüp öldürüldük ya da bu ülkeden sürüldük. Bu sebeptendir ki kendimizi ve bizden olanları korumak istedik." Bay Lee baştan sona kapalı anlamlar içeren bu cümleyi kurarken oldukça rahattı. Usuba ailesinin öldürülmesi veya ülkeden sürülmesinin sebebi bir bakıma güçleriydi evet ama asıl konu bambaşkaydı. Usuba ailesi fertlerinin hiç birinde ruh görüş özelliği bulunmazdı. Ruh görüşü Grosteklerle savaşmak için bahşedilmiş bir güçtü. Usubalar tarihte hiçbir zaman kötü ruhlarla savaşmamıştı. Onların asıl düşmanları doğaüstü güce sahip diğer insanlardı.
Bay Lee hiçbir şekilde bozuntuya vermeden devam etti. "Başta elbette Miyo'nun çocuğunun olduğunu biliyorduk ama biz de sizin gibi Jungkookun özel herhangi bir güce sahip olduğundan habersizdik. Ayrıca şüphe ettiğimiz bu güç ailemizin arasında bile nadir görülen türden." Bay Lee kurduğu cümleleri aklında tartan ve kendisini pür dikkat izleyen esmerin gözlerinin tam da içine bakarak devam etti "Jungkook'un yeteneğinin rüya görüşü olduğunu düşünüyoruz. Rüya görüşü bir çeşit insanların rüyalarını müdahale edebileceğiniz bir yetenek." Bay Lee cümlesi sonrası bir müddet bekledi. Jungkook onlar gibiydi. Annesine uyup saçmasapan bir evlilik yapamazdı, genlerine karşı çıkamazdı. O evlenmek istediği kişi ve o gibi niceleriyle savaşmak için gelmişti dünyaya. O bir rüya görüşüne sahipti. Rüyalara müdahale etmek demek insanların zihnine girmek demekti.
Bu esnada Jungkook kendi hakkında duyduklarıyla sertçe yutkundu. Daha önce kimsede böyle bir gücü duymamıştı. Bu gerçekten olabilir miydi? "Jungkook'un sıkça gördüğü kabusların asıl sebebi bu. Bundan eminiz çünkü annesi de bu güce sahipti. Fakat Jungkookun uzun bir süredir bu kabusları görüyor olması gücünü hala kontrol edemiyor olduğunu gösteriyor. Kabusları her geçen gün ağırlaşacak ve bir gün onu üzülerek söylüyorum ki onu tüketecek. Bu sebeptendir ki onu bize teslim etmeni istiyoruz." Esmer olan kendinden yaşca büyük olan adamın söylediklerini kafasında tarttı. Adam doğruları söylüyor olabilirdi lakin küçüğünden ayrılacak olması kendisinin elini kolunu bağlıyordu. Tam şu an tüm bunları red edip Jungkookla buradan çıkıp gitmek istese kimse ona engel olamazdı fakat eğer adamın anlattıkları doğruysa ve burayı terk etmek demek Jungkookun kabuslarının sürmesi demekse bunu yapamazdı. Esmer olan büyük bir çıkmazda olduğunu hissediyordu. Karşısında ki bu iki adama güvenmek hiç içinden gelmiyor olsa da kendisinin vereceği yanlış bir kararın Jungkookun hayatıyla oynamak olduğunu bildiğine bu bencilliği yapamazdı da.
Esmer olan kafasını hemen yanında ki nişanlısına çevirdi. Geldiğinden beridir tüm bu olanlara şaşkın suratıyla eşlik eden küçüğü için bu dünyada dayanamayacağı zorluk yoktu. Hem biliyordu ki özlem de aşka dahildi. "Jungkook burada kaldığı vakit ona ne yapmayı planlıyorsunuz? Yani demek istediğim tüm bu kabusları benim geçiremediğim ama sizin geçirebileceğiniz tam olarak neyiniz var?" Jungkook esmerden burada kalmasıyla alakalı işittiği cümle sonrası hızla başını ona çevirdi. Nişanlısı cidden onu tanımadığı bu adamlara emanet mi edecekti yani? Kızgınlıkla çattığı kaşları esmerin görmesi için bakışlarını onun yüzünü delercesine sertleştirdi ama esmer olanın ilgisini bir saniye bile çekemedi. Bakışları tekrar önüne döndüğünde omuzlarının düşmesine engel olamamıştı yine de tam karşısında kendisini izleyen Mingyuyla sırtını tekrar dikleştirmiş ,kaşlarını tekrar çatmıştı. Bay Lee tekrar söz aldığında "Bunu size tam olarak açıklayamam ama Jungkook burada olduğu sürece güvende olacak. Bunun sözünü verebilirim." Esmer olan tatmin edici herhangi bir cevap almadığına emin olduktan sonra zaten başından beri Jungkooku onlara emanet etmemesi gerektiğini söyleyen iç sesine güvenerekten ayaklandı "Herhangi bir söze ihtiyacım yok. Siz de bununla nasıl baş edilebileceğini bilmiyorsunuz."esmer olan konuşurken aynı anda küçük olanın elini tutarak onu da oturduğu yerden kaldırdı. Küçük olanın parmaklarını parmaklarına sıkıca geçirdi "Jungkooku ben korurum. Sizden de bizden uzak durmanızı rica ediyor-" esmerin sözünü bölen aynı hışımla ayağa kalkan diğer esmer beden oldu. "Taehyung anlatsana bize onu asıl koruyacaksın hı? Jungkook'un Jeonlar tarafından kaçırılmasına izin vererek mi? O gün onun ne kadar kötü bir halde olduğunu gördüm. Ya da onu tekrar tekrar üzerek mi? Ayrıca onu korumaya vaktin mi var? Mezarlıklar açılıyor, ulusal bir krizin ortasındayız. Doğru dürüst eve yolun bile düşmüyordur. Söylesene bu halle onu koruyabilir misin?" Mingyunun cümleleri Taehyungun sinirden gözlerinin dönmesine sebep oldu. Her ne olduysa o an oldu. Taehyungun nişanlısına bağlı parmakları çözüldü ve yumruk yaptığı eli Mingyunun yüzüne patlamak üzere harekete geçti "Seni aşağılık herif" tam o an kendisine gelecek olan hamleyi önceden tahmin eden esmer beden seri bir hareketle Taehyungun yumruğunu savuşturdu. "Daha fazla saygısızlığın lüzumu yok. Kendine gel ve onu koruyamayacağını kabullen." Esmer olan çatık kaşları ve burnundan soluduğu sert nefeslerle soluklandı. Kendisini Jungkooku koruyamamakla itham eden bu çocuğu kendi elleriyle öldürmek istiyordu.
İkili arasında ki bu kavgayı durduran şey ise Bay Lee'nin akılları donduran teklifi oldu "Öyle ise bir düello yapalım. Kazanan Jungkooku yanına alsın. Ne dersiniz?Y/N Arkadaşlar selamlaaar ben geldim. Finall bölümünden öncekii son olayları yazıyorummm. Bir sonra ki bölüm Jungkookunda sahip olduğu rüya görüşü hakkında bilgi edinmesini sağlayacak bir düello olacak. Heyecanla bekleyebilirsiniz. Yazım yanlışarım varsa affola. Hepinizi öpüyorumm.
![](https://img.wattpad.com/cover/354186880-288-k295103.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Sight | Taekook
FanfictionAilesinin gözünde en ufak değeri olmayan Jungkook, Kim ailesine bir bohça çeyizle gelin gitmişti. My Happy Marriage'nin Taekook'a uyarlamasıdır.