17

549 43 0
                                    

Jungkook sabah uyandığında Taehyungu yanında bulamamıştı. Birime çok erken saate gitmiş olmalıydı. Odasından hazırlanarak çıktığında Jiminin mutfakta çoktan onlar için bir şeyler hazırladığını gördü "Günaydın Jimin" Jimin sesin geldiği yöne döndüğünde gözleri uyumaktan şişmiş gençle karşılaştı "Günaydın Bay Jeon." Jungkook çoktan hazırlanmış yumurta rullolarını gördüğünde açlığının daha da arttığını hissetti. Jimine yardım ederek bir an evvel kahvaltılarını yaptılar.

Jungkook kahvaltı sonrası etrafı toparlamada Jimine yardım ediyorken aklına gelen fikirle birden konuştu "Jimin, Taehyung bu aralar çok yoğun çalıştığından bahsetti. Ben de ona atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp birime götürmenin iyi olacağını düşündüm. Rica etsem  benimle gelir misin?" Jimin kendisine sunulan teklifi duraksamadan kabul etti. "Ne iyi düşünmüşsünüz Bay Jeon. Beklerseniz hemen hazırlanıp geleyim." Jungkook karşısındakini kafasıyla onayladığında çoktan yapabileceği şeyleri düşünmeye koyulmuştu.

Jungkook hazırladığı atıştırmalıkları güzelce kaplara koymuş, kapaklarınıda sıkıca örtmüştü. Elinden geldiğince çeşitli ve bolca hazırlamıştı. Jiminin panik haliyle mutfağa girişiyle "Bay Jeon araba dışarıda bekliyor. Öğle yemeğini kaçırmayalım."dedi. Jungkook kapların hepsini elbisesiyle uyumlu bez bir çantaya koyarak evden ayrıldı.

***

Yeonjun dün olanlardan sonra tüm gece uyumadan Soobinin ona söylediği şeyleri düşünmüştü. Soobin ona yalnızca Jungkookla beraber olabilme fırsatından değil, Bay Leenin de onlara yardım edebileceğinden bahsetmişti. Yeonjun olanları pek adlandırmasa da içindeki kuşkunun dinmesi için bu işin peşinde düşmesi gerektiğini biliyordu. Soobin ne için Jungkookla arasını yapmaya çalışıyordu ki? Tüm bunlara bir cevap alabilmek için gözünü Soobinin üstünden ayırmamakta kararlıydı.

Sabah erken saatlerde uyandığında hızlı adımlarla Soobinin odasının önüne geldi. Kulağını kapıya dayadığında içeriden gelen tıkırtılarla geri çekilip Soobinin odasını daha rahat görebileceği bir yere saklandı. Sabahın bu saatlerinde hizmetliler daha uyanmamıştı. Çok zaman geçmedi ki Soobin odadan hızla çıkmış takip edildiğinden habersiz Lee ailesinin gönderdiği arabaya doğru yol almıştı.

Yeonjun Soobinin ardından Lee ailesinin malikanesine girdi. Buraya kadar nişanlısını gizlice takip etmiş olsa da evin girişindeki hizmetçileri atlatma ihtimali yoktu. Hizmetliler geldiğini Bay Leeye bildirerek ona salona kadar eşlik ettiler. Yeonjun salona girdiğinde Soobin ve bay Leeyi masada karşılıklı oturuyorlarken buldu. Yaşlı olan " Bay Choi hoşgeldiniz. Buyrun lütfen sizinle de konuşmak istediklerim vardı" Yeonjun burada neler döndüğünü bilmiyordu kendisine gösterilen sandalyeye otururken de Soobine kızgın bakışlarını atmayı ihmal etmedi. "Sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş. Jungkookun yanlış biriyle nişanlandırılması mevzusu. Soobin bahsetti aranızda geçenleri. Sen başta Minsuların evine Jungkook için gitmişsin. Biliyorsunuz bizim için önemli olan gençlerin mutluluğu. Gençler yaptıkları evliliklerde mutluluğu yakalayamazsa bizim işlerimiz de sekteye uğrar. " Yeonjun bir türlü kafasında oturtamıyordu. Başta Soobinin nişanları için çok hevesli tavırları şimdi ise kendi elleriyle onu Jungkooka vermek istemesi. Olmuyor anlamıyordu. Aynı şekilde Bay Lee neden bu olaya dahil olmuştu? Bu iş yalnızca kendi ailelerini ilgilendiren bir konu değil miydi?
Bay Lee karşısındaki gencin düşünen ifadesine karşın tekrar söze girdi "Minsunun bu olanlardan haberi var Yeonjun. Kendisi oğlu nasıl istiyorsa öyle olmasını istedi. Şimdi sana soruyorum bu nişanı bozmak istiyorsun değil mi?" Yeonjun kendisine gelen teklif karşısında kararsız kalmıştı. Tam olarak bu iş nasıl sonlanırdı bilmiyordu. Ayrıca babası tüm bu olan bitenlere ne tepki verirdi?
Biraz daha düşündüğünde Jungkook ile nişanlanma fikride genç olanın kalbini attırıyordu. Günlerce aklından Soobinle son konuşmaları çıkmıyordu. Jungkook şayet onun yanında olursa onu tüm herkesten Soobinden bile koruyabilirdi. Yeonjun düşünceleri arasına dalmış haldeydi ki Soobin "Çok iyisiniz Bay Lee. Yeonjun da ben de bu nişanı istemiyoruz. Bize yardımcı olduğunuz için de teşekkür ederiz" Yeonjun kendisi yerine Bay Leeyi onaylayan Soobine sert bir bakış attı. Şu an nasıl bir olaya çekiliyordu bilmiyordu ama ne olursa olsun o da Soobinle bir gelecek düşünemiyordu."Peki tüm bunlar nasıl olacak?" Soobin anın getirdiği heyecanla "Abim bu nişanı atar ve sana gelmeyi kabul ederse geriye kalan her şeyi ben halledeceğim. Güven bana." Yeonjun tedirgin bakışlarını bu ikili üzerinde gezdirse de herhangi bir şey söylemedi.

***

Taehyung katta kendisine seslenen nöbetçi ile adımlarını girişe yönlendirde. Kapıda gördüğü iki tanıdık bedene seslendi. "Jimin, Jungkook burada ne işiniz var?" Jungkook karşısında ki nişanlısını gördüğünde gülümsedi. Ses tonundan bir şey mi oldu endişesini seçebilmişti "Taehyung ah dün gece benim yüzümden çok geç uyudun sabahta kahvaltısız çok erken çıkmışsın. Bu aralar işlerinin yoğun olduğunu bildiğime belki yemeklerini de atlıyorsundur diye endişelendim. Rahatsız etmemişizdir umarım." Jungkook Jiminin elindeki torbayı alarak Taehyunga uzattı. Jimin hiç karışmadan karşısındaki çifti büyük bir gülümsemeyle izledi. Taehyung böyle bir şeyi beklemiyor olmalıydı ki önce küçük bir affalladı. Dudakları o halini aldıktan sonra "Teşekkür ederim düşündüğün için. Gelin içeri girelim siz de biraz dinlenin." Jungkook bu teklifi içeriden Taehyunga seslenilmesi üzerine geri çevirdi. "Oldukça yoğun çalışıyorsunuz. Biz daha da meşgul etmeyelim sizi." Taehyung içeriye birazdan geleceğini bağırdığında, Jungkooka ne cevap vereceğini bilememişti. Mahçup olmuş hissediyordu. "Arabayla geldiniz değil mi?"diye sordu.  Jungkook onu kafasıyla onayladığında Jimin efendisine kolaylıklar dilemiş ve çoktan arabaya yol almıştı. Jungkookta tam sırtını dönecekti ki Taehyungun kolunu tutmasıyla bakışları onu buldu. "Jungkook sana verdiğim muska yanında mı?" Jungkook başta şaşırsada elini cebinin üstünü göstererek orayı patpatladı. "Evet burada." Esmer olan "İyi. Tamam. Yalnızca dışarıda iken hep yanında taşımanı istiyordum da." Jungkook karşısında esmerin utanmış halini görünce kalbinin gümbürdediğini hissetti. Neden bedeni kendi utanıyormuş gibi tepkiler veriyordu bilmiyordu ama bunu çözmek için şu an zamanı yoktu. Karşısındakine büyükçe gülümsedi. "Endişelenmene gerek yok. Şimdi gidiyorum sen de içeri dönsen iyi olur." Taehyung karşısındaki sevimli gence bir adım daha yaklaştı. O kendisine böyle tatlı cümleler kurup, kendini tatlı tatlı düşünüp bin bir zahmet buralara kadar  yemek getirirken serikanlılığını korumak zordu. Genç olana sarılıp yanağına hafif bir öpücük kondurduğunda "Eve dönerken dikkatli olun."diye uyarmadan edemedi.  Uyarısının ardından kendine tekrar seslenilmesiyle Taehyung hızla içeri döndü.
Jungkook az önce aldığı öpücük ile birlikte domatese dönmüş yanaklarıyla arabaya doğru ilerledi. Jiminin kendisine imalı bakışlarını da yakalamıştı.
Birimin bahçesinden çıkmış tam arabaya binecekti ki karşıdan karşıya geçerken kendine hızla gelen arabayla kendini geriye, olduğu şeride doğru attı Jungkook. Arabanın birden karşılarına böylesi bir hızla çıkmış olması her iki gencide şok içinde bırakmıştı. Daha ne olduğunu aymamışlardı ki arabadan çıkan kuvvetli bir kol Jungkooku arabanın içine çekerek oradan hızla uzaklaştı. Olanlar karşısında tepki bile veremeyen Jimin ne yapacağını bilemeyerek arabanın arkasından Jungkooka bağırdı.

Y/N Selam arkadaşlarr. Öncelikle bölümü bu kadar geç yazmamın en büyük sebebi kafamı bir türlü toparlayamamam. Umarım içine etmem iyi giden her şeyin. Şimdiden okuyan destekleyen herkese teşşekkürlerimi sunuyorummm. Yetiştirebilirsem ve saat çok geç olmazsa bir bölüm daha yayınlayabilirimm 🩷🩷

Dream Sight | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin