Taehyung sabah uyandığında aldığı nefeslerden derin bir uykuda olduğu anlaşılan küçüğüne baktı. Dün gecenin ardından büyük olan küçüğün ne kadar yorulduğunu görmüş önce onun duş almasını sağlamıştı. Ardından ikisi de temizlenmiş, uyuyana kadar birbirlerini kollarında misafir etmişlerdi.
Büyük olan küçüğün uyanmamasına dikkat ederek yataktan ayrılmış, birime gitmek için hazırlanmaya koyulmuştu.***
Taehyung birime geldiğinde, üst düzey tüm personellerin askerleri eğitimlere katıldıklarını gördü. Bugün kendisinin eğitimden sorumlu olmaması onun için büyük bir şanstı.
Esmer olan seri adımlarla çıktığı odasında bulduğu kalemle yazmaya başladı. Bugün Jaebumdan Yoonginin izinli olduğunu öğrenmişti. Ona acilen ulaşmalı ve Mingyu denilen bu herifin neler karıştırdığını öğrenmeliydi. Yazmayı bitirdiği kağıdı odasının kapısından çağırdığı bir askere verdi "Bu mektubu arabacıya ver ve acilen Min Yoongiye ulaştırılmasını söyle."dedi. Esmerin fazlaca otoritier çıkan sesi karşısındaki askerin koşar adımlarla bahçeye inmesine sebep oldu.Mektup gideli çok olmamıştı ki Yoongi uyku mahmuru gözleriyle esmerin odasına girdi " Eğer beni boş bir şey için o güzel uykumdan uyandırmış olsaydın seni buracıkta, kendi ellerimle boğazlardım Taehyung." Esmer olan karşısında ki yıkıldı yıkılacak oldukça yorgun görünen bedene mahçupca gülümsedi " Sana borcumu nasıl öderim bilmiyorum Yoongi-ah. Peki şüphelendiğim gibi mi? Mingyu'nun direkt veya dolaylı olarak Usubalar ile bağlantısı var mıymış?" Karşısında ki beden onaylarcasına başını salladı. "Sanırım Bay Lee'ye minik bir ziyarette bulunmalısın."esmer olan anlamaz bakışlarla arkadaşından gelecek olan cümleleri bekledi.
***
Esmer olan aldığı izinle beraber evinin yolunu tuttuğunda aklında kocaman soru işaretleri vardı yine de Yoongiden dinledikleri ve birazdan nişanlısıyla gidecekleri o evin aklındaki tüm soruları sileceği hissine çoktan kapılmıştı.
Eve vardığında kendisinin bu kadar erken gelmesini beklemeyen ikili şaşkınca kendisine baktı. Taehyung gerginliğinin verdiği ifadesiz suratıyla "Jungkook acil bir yere gitmemiz gerekiyor. Hemen hazırlan, arabada bekliyor olacağım." Ardından sırtını döndüğü gibi arabaya yol aldı.
Esmerden aniden duyduğu cümlelerle iki ayağı bir pabuca girmiş olan küçük beden bir çırpıda hazırlandı ardından kendisine söylendiği üzere arabaya bindi.
Genç çift arabada iken hala nereye gittiklerini bilmeyen küçük meraklı bakışlarını camdan çekerek nişanlısına döndü "Taehyung ah nereye gidiyoruz?" Taehyungun yolda olan bakışları sesin geldiği yöne hemen yanıbaşına döndü "Umuyorum ki aradığımız sorulara cevap olabilecek bir yere gidiyoruz." Küçük olanın aklı daha da karışmıştı "Bu benimle mi alakalı?" Esmer olan küçükten gelen daha da meraklanmış sesin biraz daha rahatlaması için kucağındaki ellerden birini tuttu "Endişelenme. İyi olacağız söz veriyorum. Bizi asla tehlikeye atacak bir duruma sokmam. Tamam mı?" Küçük olan ellerini kavrayan kemikli ellere daha da sıktı sonrasında ise küçük bir tebessümle bakışlarını yola çevirdi.Az biraz sonra araba durduğunda önce Taehyungun yapılı bedeni çıktı arabadan ardındansa nişanlısının yardımıyla küçük beden indi.
Küçük olan etrafa nereye geldiklerini anlamak için göz gezdirdi. Nerede olduklarını tam kestirememişti ki nişanlısı birbirine kenetlediği parmaklarıyla karşılarında ki büyük eve doğru yürümeye başladılar.
Evin büyük kapısını çalmadan aralayan esmerin adımlarını takip etti küçük olan. Evin bahçesine adım atmalarıyla kendilerini karşılayan kocaman kiraz ağacı ikiliyi hayrete düşürmüştü. Yaz mevsimine girmekte olan Korede kiraz ağaçlarının çoktan yapraklarını dökmüş olmaları lazımdı fakat şu an karşılarında duran ağaç gür, pembe yapraklarıyla resmen mevsime meydan okuyordu. Küçük olan daha şaşkınlığını yitirememişti ki evin kapısının birden aralanması ve içerisinden çıkan tanıdık bedenle şok olmuş biçimde kalakaldı. Evin kapısında ki beden çoktandır misafirini beklermişcesine çifti selamladı "Sonunda geldiniz. Babamla sizi bekliyorduk." Ardından açtığı kollarıyla "Usuba evine hoşgeldiniz."dedi. Mingyu selamının yanıtsız kalmasıyla karşısındaki çifte doğru yürüdü.Jungkook duyduklarıyla acaba doğru mu işittim dercesine nişanlısına döndü ama onun tam karşısında kendilerine doğru yürüyen Mingyuya kitlediği bakışlarıyla karşılaştı. Kendisi de bakışlarını Mingyuya çevirdiğinde aralarında ki mesafenin epey azaldığını gördü "Senin aksine Taehyung hiç şaşırmışa benzemiyor. Yanılıyor muyum?" Jungkook gerçekten de nişanlısının şaşırmaktan çok uzak olduğunu az önce ki suratından anlaşılıyordu. Temizlediği boğazıyla "Usubalarda kim? Sen Lee ailesinden değil misin?"diye sordu. Mingyu sonunda dibinde bittiği Jungkookun kolunu okşayarak "Lee soyadını gerçek soyumu korumak için kullanıyorum. Tıpkı annen gibi Jungkook." Küçük olan işittikleriyle kaşlarını çattı. Tam ağzını açıp konuşacaktı ki hemen yanından gelen sesle sustu "Görünüşe bakılırsa neden burada olduğumuzu bildiğini varsayıyorum-" Mingyu esmerin sözünü kestiğinde elinide Jungkookun kolundan çekmiş, gözlüğünü düzeltmişti "Jungkookun kabuslarını durdurmak için değil mi? Ahh küçük kuzenim bunca zaman o kabuslar yüzünden oldukça acı çekmiş olmalı." Taehyung hem sözünün kesilmesi hem de Mingyunun laubali konuşmaları olsun kaşlarını çatmadan edememiş ve az önceki sakin sesinin yerini alan sinirli bir tınıyla "Kabusların sebebi Usuba ailesinin kanı değil mi?" Mingyu esmerden işittiği kelimelerle dudaklarını büzüp kaşlarını kaldırdı "Düşündüğümden daha uzun bir süredir peşinde olmalısın bu işin. İnkar edemem. Kabusların sebebi bu olabilir ama asıl sebebinin Jungkookun mirasçısı olduğu güç olduğunu düşünüyoruz." Jungkook bu ikili arasındaki geçen tüm bu konuşmalar üzerine kendini o kadar yabancı hissetmişti ki biran orada bulunduğunu bile unutarak düşüncelere dalmıştı. Taehyung kendisinin bu kabuslardan kurtulması için elinden geleni yapacağından bahsetmişti evet ama kendisine ne Usuba ailesinden ne de burayı nereden bulduğundan bahsetmişti. Öte yandan ise Mingyunun kuzenim dediğini işitmişti. Daha öncesinde akrabalarının olduğunu bile bilmeyen kendisi için bu kavramda çok yabancıydı. Tam o an öğrendiği tüm yeni şeylerle o kadar kötü hissettirmişti ki üzerine insanlarla dolu bir arenada çıplakça ortada kalmanın çaresizliği çökmüştü. Jungkooku kendine getiren şey ise aslında başından beri kendisinin dile getirmesi olan soruyu esmerin dillendirmesi oldu "Jungkookun özel güçlerinin olabileceğini mi söylüyorsun?" Mingyu konuşmaları sertleşen Taehyunga karşı dudaklarından sildiği gülümsemesi ile "Evet. Bundan hiç şüphemiz yok. Lakin gücü hakkında bazı endişelerimiz var." Jungkook çattık kaşlarıyla "Güç mü? Bir yanlışınız var sanırım. B-ben yani babam bende ruh görüşü var mı diye test etti." Mingyu sonunda konuşan küçük ile ona döndü "Haklısın. Ruh görüşü olmayan doğaüstü güçlerini de geliştiremez ama Usubalar için değil." Ardından kafasını hemen arkasında kalan evin girişini çevirdi "Değil mi baba?" Jungkook ve Taehyungun kafasında evin girişine döndüğünde kendilerini karşılayan kır saçlı adam konuştu "Aynı annen Miyoya benziyorsun Jungkook. Bir an Miyoyu karşımda gördüm sandım. Hem ne diye burada konuşuyorsunuz. İçeri geçin sizi bekliyorum." Jungkook karşısında annesine benzediğini söyleyen adamla içinin bir garip olduğunu hissetti. Hiç bilmediği bir evde tanımadığı insanlarca tanınıyor, akrabaları olduğunu öğreniyordu. Küçük olan omzunda hissettiği elle yanına döndü "Sorun yok Jungkook ben yanındayım. Girelim ve her şeyi öğrenelim."esmerin kurduğu cümle küçüğün içinde bir yerlerde kalmış olan özgüvenini toplamasına yardımcı oldu. Kaldırdığı bakışları esmerle buluşunca küçük olan hafifçe başını salladı.
Y/N Selam arkadaşlar. Bu kadar geç döndüğüm için hepinizden bir bir özür diliyorum. Eve çıktım antibiyotikk iğne yiyorum sonundaa 🥺✌️ ehe. Hepinizee mutlu yıllar diliyorum şimdidenn. Bölüm çok içime sinmese de bir an önce yazmak ve sizi daha fazla bekletmek istemedim. Yanlışlarım varsa affola hepinizi öpüyorum çokcaaa 🩷🩷

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Sight | Taekook
FanfictionAilesinin gözünde en ufak değeri olmayan Jungkook, Kim ailesine bir bohça çeyizle gelin gitmişti. My Happy Marriage'nin Taekook'a uyarlamasıdır.