Part 1
Taehyung birimden çıktığın da deyim yerindeyse burnundan soluyordu. Birimde hazır bekleyen arabacıyı işaret ettiğinde hızlıca araca bindi ve eve gideceğini söyledi.
Esmer olan az önce yaşadıklarını zihninde tekrar tekrar düşünmekten kendi alamıyordu. Mingyu ile konuşmalarını her hatırlayışında damarlarında kan yerine sinir akıyordu. Acilen eve varması ve olanlar hakkında Jungkookla konuşması gerektiğini düşünüyordu. Şayet aralarında ki bu durumu halledemezlerse ilişkilerinin çıkmaza gireceği belliydi. Bu sebeptendir ki esmer yolculuğu boyunca derince nefesler alıp sakinleşmeye çalıştı.***
Taehyung eve vardığında arabacıya beklemesini söyledi. Ardından içeri hiçbir şey yaşanmamışcasına sakin tavırlarla girdi. Kendisini durgun bir suratla karşılayan nişanlısını aynı dinginlikle selamladı. Esmer olan küçükte ki bu durgunluğun kendisini gün için çok yormasından kaynaklı olduğunu düşünerek çok üstüne gitmedi ardından bugün evine erken dönmesi, kendisini dışarıda arabanın beklediğini söylemek için Jimini aradı.
Jiminin gitmesinin ardından Taehyung nişanlısını kendi odasında yıkanmış çamaşırlarını toplarken buldu. Kapının sesini duyan Jungkook elindekileri katlamaya ara verip başını kapıya çevirdi. Odaya nişanlısının girdiğini görünce elindeki çamaşırı katlayıp kenara bıraktı. Bu arada Taehyung çoktan aralarında ki mesafeyi sıfırlamış ve arkasında bittiği küçük bedeni kendine çevirmişti. Şimdi esmerin elleri küçüğün omuzlarında bakışları ise gözlerinin taa içineydi "Jungkook. Buraya gelirken seni kırmayacağıma, üzmeyeceğime dair kendime ne kadar söz vermiş, yeminler içmiş olduğumu bilmiyorsun. Ama daha fazla sessiz kalamayacağım. Söylesene bana ne zaman anlatacaktın tüm bu olanları?" Küçük olan esmerden işittiği cümlelerle beraber yutkundu. Taehyung sabah Mingyu ile yaşananları mı öğrenmişti. Ama yemin olsun ki ona tüm her şeyi zaten anlatacaktı bugün. Onun hiçbir suçu yoktu herşey Mingyunun sınır bilmemezliği yüzünden olmuştu. Yine de kendisinin de tüm bunlar olurken pasif kalmaması, karşısındakine daha sert tepkiler vermesi gerektiğinin bilincindeydi elbette. Hatta sırf bu yüzden gün içinde içi içini yemiş, hiçbir şeye ilgisini, alakasını verememişti. Yine de nişanlısının tüm bunları bir de kendi ağzından dinleyeceğini biliyordu. Nişanlısını tanıyordu, o kendisine haksızlık edecek türden bir adam değildi.
Küçüğün sessiz kalışı esmerin derince soluklanmasına sebep olmuştu. Küçüğün omuzlarında ki elleri küçüğün kolları üzerinden kayarak ellerini bulmuştu. "Bak Jungkook bizim bir aile olabilmemiz için birbirimize destek olmamız ve birbirimizden hiçbir şeyi saklamamamız gerek anlıyor musun. Bana neden o gün bayıldığından bahsetmedin?" Jungkook nişanlısının tane tane kurduğu cümleyi işittiğinde şaşırdı. Küçüğün beklediği soru bu değildi.
Esmer olan daha fazla kendini tutamamış kendisine şaşkın gözlerle bakan küçüğe içindeki tüm kırgınlıkları yansıtan bir sesle "Jungkook bana söylemen için bekledim. Dedim ki nişanlım elbet gelip bana anlatır. Ama s-sen..."esmer olanın cümlesi çatlayan sesiyle kesildi. İşte tam o an hipnoz olmuşcasına sabah ki olayları düşünen küçük aydı. Dalgın bakışları başından beri odağı olması gereken nişanlısını buldu. Esmerin kastığı çenesi ve yana çevirdiği suratıyla karşılaştı. Kendisine kırgın çıkan sesi sebebiyle kendini açıklama yapmak zorunda hissetmişti"Taehyung ben senin son günlerde işten eve ne derece yorgunlukla döndüğünü gördüm. Öyle olunca düşündüm ki kendi problemlerimle bir de ben sana yük olmayayım. Yalnızca bir kez olmuş bir şey için telaşlanmanı, aklının bende kalmasını istemedim. Özür dilerim." Esmer nişanlısının cümleleri sonrası sert bakışlarla küçüğe döndü "İş yüzünden yorgun olduğumu ve anlatınca bana yük olabileceğini mi düşündün gerçekten?" Esmer olan tuttuğu elleri bıraktı. Bir eli sinirden kızaran boynunu kaşıdı "Asıl yorgun olan kim biliyor musun? Sensin. Hiç dönüp baktın mı kendine ha? Bilmiyor muyum zannediyorsun geceleri gördüğün kabuslar yüzünden uyuyamadığını, sık sık ağlayarak korku içinde kalktığını." Jungkook esmerin her sözüyle burnunun sızladığını hissetti. Kendinden ayrılan büyük ellerin boşluğunda elleri sahipsiz kalmışcasına titriyordu. Titrek elleri hanbokunun eteklerini avuç içlerine toplamış ve ağlamamak için kumaş parçalarını sıkıştırmaya başlamıştı bile.
Taehyung ensesinde ki eli indirmiş ve beline koymuştu "Jungkook, güzelim zor zamanlar geçiriyoruz ikimizde, farkındayım ama zorlandığın yerde bana tutunmayacaksan ben niçin seninleyim hıh? Korkularından, üzüntülerinden, dertlerinden bana bahsetmek neden yük olsun. Ben sana yoğun olduğum zamanları anlattığım da sana yük gibi mi geldim?" Jungkook daha fazla kendini tutamayacağını hissettiğinde elleri belinde kendini izleyin nişanlısı karşısında gözlerini kırpıştırdığında zaten hazırda bekleyen gözyaşları tüm hızıyla düştü yanaklarından. Ardından birbirine bastırdığı dudaklarıyla iki yana salladı başını "Asla. Ben sadece o an öyle düşündüm. Lütfen yanlış anlama beni. Özür dilerim seni kötü hissettirdiysem." Esmer olan karşısında ard arda özürleri dizen bedene yaklaştı ardından elleriyle küçüğün yüzünü kavrayarak gözyaşlarını sildi. "Özür dilemen için söylemiyorum sadece her zorluğun altından tek başına kalkmak zorunda olmadığını bil Jungkook. Sana daha önce de söyledim. Bana bu fırsatı tanırsan senin için olamayacağım veya yapamayacağım hiçbir şey yok." Küçük olan büyük ellerce tutulmuş yüzünü anladım dercesina salladı. Esmer olan gülümseyerek küçük bedene kocaman sarıldı. "Bu şekilde karşımda ağlıyor olman kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor. Eğer konuşurken seni kırdıysam ben de senden özür dilerim." Dedi ve küçüğün saçlarından öptü. Esmerin beline doladığı kollar daha da sıkılaştı küçük olanın. Jungkook zaten Taehyungun asla kendine kızdığını düşündüğü için ağlamıyordu yalnızca farkında olmadan Taehyungu kırmış olabileceği düşüncesiydi onu ağlatan.Oda da küçüğün gözyaşları dinene kadar o pozisyonda kaldı ikili. Ne zaman küçüğün gözyaşlarının yerini sadece iç çekişler aldı o zaman küçük olan kendini saran kollardan ayrılmak için hareketlendi ardından. "Bugün sana anlatmak istediğim bir şey vardı."ardından huzursuzca dudaklarını dişledi. "Sabah buraya Mingyu diye bir adam geldi seninle görüşmek için." Taehyung nişanlısını onaylayarak "Evet haberim var. İşten çıkarken gelip anlattı." Jungkook toparladığı cesaretiyle esmerin gözlerinin içine bakarak "Senin hakkında saçma sapan şeyler söyledi. Sonra ise-" ne diyeceğini tam bilemeyen kararsız bakışlarını yakaladı Taehyung. "Sonra ne oldu?"diye sordu. Jungkook nişanlısının anında çatılan kaşlarını izledi "Bana burada kötü davranıyorsan onu bulmamı söyleyip bunu verdi." Küçük olan cebine götürdüğü eliyle bulduğu kartı nişanlısına uzattı.
Taehyung Jungkookun uzattığı kartı eline aldığında üzerinde yazan ismi ve numarayı okudu ardından kartı avcunda buruşturarak yere attı "Siktiğimin adamını bu sefer öldüreceğim." Jungkook birden celallenip hareketlenen nişanlısını durdurmam için ne yapacağını bilemedi. Ardından aklına ilk gelen fikri uygulayıp cüsseli bedene arkasından sarıldı. "Taehyung yalvarırım sakin ol. O adam neyin peşinde bilmiyorum ama sen böyle yaparsan öğrenemeyiz. Sakinleş ve neler olduğunu beraber düşünelim olur mu?" Taehyung nişanlısının korkmuş sesini duyduğunda durdu. Sakinleşmek için nefeslendi. Jungkook haklıydı öfkesinin şu an için ikisine de bir faydası yoktu.Y/N Selammm bebekleeer. Yeni bölümle karşınızdayım. Bu bölümü tek seferde yayınlamak yerine ikiye böldüm. Devamı hemen sonraki bölümde. 1 2 saate atarım. İki bölüme de destek vermeyi unutmayınızz. Öpüldünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Sight | Taekook
FanfictionAilesinin gözünde en ufak değeri olmayan Jungkook, Kim ailesine bir bohça çeyizle gelin gitmişti. My Happy Marriage'nin Taekook'a uyarlamasıdır.