Akşam üzeri Taehyungun işinin bitmesine az kalmıştı ki Yoonginin apar topar odaya girmesi ve araştırma yaptıkları mezarlığın yakınında ki köyün Grosteklerin saldırısına maaruz kaldığını söylemesi bir olmuştu. Bu hadise üzerine acil toplanmaya karar vermiş olan vaka ekibi hızlıca harekete geçti. Taehyungun yol üzerinde edindiği bilgiler doğrultusunda zavallı insanların tümü komaya girmiş, bilinçleri kapanmıştı. Grostekler, kendisinin tahminin de ötesinde hızlı hareket ediyorlardı. Şimdiden insanların yaşam alanlarına saldırıya geçmişlerdi. Kendilerinin de büyükçe bir kargaşanın ortasında kalmaları an meselesiydi artık.
Taehyung planlarının aksine bugün de buradan çıkamayacağını bildiğine Yoongi aracılığıyla Jungkooka; eve geç döneceği bilgisinin iletilmesini rica etti.***
Taehyung vaka ekibinin toplantı salonuna girdiğinde ekipte ki herkesin kendisini beklediğini gördü ve kısa bir özür sonrası masada yerini aldı. Namjoon masaya sermiş olduğu Seoul haritası üzerinde özellikle nüfusu yoğun yerleşim yerlerini işaretlediği alanları askerlerine göstererek "Şu anki durum gösteriyor ki Grostekler İmparatorluk şehrinin merkezinde harekete geçmiş bulunmaktadırlar. Son yaşanan hadiseden sonra Saray ile iletişim kurmaya çalıştık fakat hala bir dönüt alamadık." Taehyung Sarayın tutumuna karşın kaşlarını çatmıştı. Aptal adamlar ellerinden geleni yapmakta hala neyi bekliyorlardı anlamıyordu. "Efendim izniniz olursa Seoul şehrinin güvenliğinden, oluşturduğumuz birliklerce sorumlu olalım." Namjoon esmerden çıkan fikre katılıyordu. Askeriye olarak olaylara el koymalı ve yeniden düzeni sağlamalıydılar."Ben sarayla iletişim kurmanın bir yolunu bulacağım. Taehyung hazırlıkları sen yap."ardından esmerden emredersiniz dönütünü aldı. Namjoon masaya yasladığı elleri ile önündeki haritaya bir kez daha baktı. Kendilerini bekleyen şey hiçte kolay olmayacaktı.
***
Jungkook bayıldığı günden beri kendisine evde iş yaptırmayan Jimine karşı öfkeliydi. Hiçbir uğraşı olmadan koca evdeki zamanı geçmez olmuştu. Sıkıntısı iyice canına tak etmişti ki bahçede çiçeklerle uğraşan Jimini gördüğünde gizlice girdiği mutfakta ikisi için bitki çayı demlemişti. Demlediği çayı ikisi için özenle bardaklara doldurmuş ve bahçeye çıkmıştı.
"Jimin ah hadi ara ver. Bizim için çay demledim. Gel içelim." Jimin arkasını dönmesiyle elinde tepsi, kendisine gülümseyen efendisine karşın bezgin bir nefes verdi "Efendim niçin zahmet ettiniz? Size dinlenmenizi söylemiştim.Yorulmamalısınız." Jungkook kendisine adımlayan kızılın sözlerini duymamazlıktan gelmiş ve kapı basamaklarının birine oturmuştu. Hemen yanına oturan kızıl usulca tepside ki bardaklardan birini almış ve yudumlamıştı ardından beğenir mırıltılar çıkarıp "Ellerinize sağlık efendim. Çok güzel olmuş."dedi. Jungkook yanındaki kızıldan aldığı iltifat karşısında "Keşke başka konularda da bu kadar yetenekli olsam baksana dirayetsiz vücudum yüzünden senin çokca yorulmana, Taehyungun da endişelenmesine sebep oluyorum."dedi. Küçük olan yalnızca kendisine gösterdikleri bu muameleden sıkıldığını ve şikayetçi olduğunu anlatmak istemişti fakat kızıldan alacağı yanıtın kendisini şaşkınlığa uğratacağından bihaberdi. "Efendim, biliyor musunuz? Aslında bir kız kardeşim var. Kendisi sizden çok küçük yaşta yüksek bir aileye gelin olarak gitti. Sizin aksinize ev işlerinde hiç mi hiç hamarat değildi. Zamanla bu konu kocasının, ailesiyle ters düşmesine sebep oldu. Kardeşim kocasının kendisini çok sevdiğini söylese de orta yolu bulamadılar. Yanımıza döndüğünde ise bu hayattaki tek pişmanlığının elinden gelen her şeyi yapmaması olduğunu, kurduğu ailenin dağılmasında bizzat suçlunun kendisi olduğunu söyleyip durdu. Şimdi size bakınca onu anlıyorum. Siz efendim, elinizden ne geliyorsa geri durmuyor gayret ediyorsunuz. Bu özelliğinize gerçekten saygı duyuyorum lakin bazen insanın dinlenmesi gereken zamanlar olmalı. Dinlenmeli ki daha sonrasın da elinden gelenin daha iyisini yapabilmeli. Yanlış anlamayın kardeşime de o zamanlar bunu söylemeyi çok isterdim. Kendisine zaman tanımasını ve biraz da olsa uzaklaşıp, dinlenmesini. Belki o zamanlar ona bunları söyleyemedim ama şimdi siz varsınız. Sizi de en az onun kadar önemsediğimi bilin ve lütfen dinlenmeniz için size rica ettiğimde bana karşı gelmeyin." Jungkook kızılın kurduğu cümlelerden sonra ne demesi gerektiğini bilememişti. Onun için bu kadar önemli bir yerde olduğunu da bilmiyordu. Şu an bunu öğrenmiş olması küçüğün kalbinin yumuşacık pamuklarla sarılmasına sebep olmuştu. Bir zamanlar öz ailesine bile kendini bağlı hissetmeyen ruhu, gelin olarak geldiği bu evde bir yere ait hissetmenin, önemsenmenin verdiği mutlulukla kıvranıyordu.***
Jiminle yaptıkları konuşmadan sonra gün içinde ki her şey aynı düzeninden devam etmişti. Yoongiden aldığı nişanlısının gece geç geleceği haberi az da olsa moralini bozmuştu. Yine de gönderdiği habere ters olacak bir şekilde çok da geç olmadan eve dönmüştü esmer olan.
Geçtiğimiz günlere göre daha dinç görünen dış görünüşünün aksine esmer; evde ki konuşmaların hiçbirine odaklanamamış hatta nişanlısına sık sık uzaklara dalarken yakalanmıştı. Jungkook nişanlısında ki bu durumu farkettiğinde mutfağa girmiş ve onu rahatlatacak bir papatya çayı yapmaya karar vermişti. Çok geçmeden hazırladığı çay ile nişanlısının yanına döndü fakat nişanlısını kendisini bıraktığı üzere salonda değil evin girişindeki bahçe basamaklarına otururken buldu.
Taehyung arkasında hissettiği adım sesleriyle kafasını çevirdi. Elinde demlediği çay ve kendisine parlak gözlerle bakan nişanlısını gördüğünde tebessüm etti. Jungkook çayı aralarına bırakarak basamağa oturdu. Hemen sonrasında çaya uzanan nişanlısı konuştu "Jungkook-ah hatırlıyor musun? Buraya ilk geldiğin günü." Jungkook meraklı büyük gözleriyle nişanlısına döndü "Dürüst olmam gerekirse senin de diğerleri gibi olduğunu düşündüm o yüzden büyük bir kibirle davrandım sana. Ama sen hepsinden farklıydın. Şimdi düşünüyorum da iyi ki gelmiş ve bana dayanmışsın." Jungkook esmerin cümlelerinden sonra kıkırdadı. "Açıkcası o zamanlar da senin kötü biri olduğunu düşünmedim."esmerin yüzündeki tebessüm küçüğün kendisine kıyasla çekingen çıkan sesiyle daha da genişledi. Yavaşca elindeki bardağı yanına koyup küçükle arasındaki mesafeyi vücudunu kaydırarak azalttı ardından bir kolunu esmerin omzuna koyarak onu daha da yakınına çekti.
Jungkook nişanlısından gelen bu hareketle yavaşca başını esmerin omzuna yasladı. Bir müddet konuşmadı ikiside. Yaşadıkları anın verdiği huzur çoktan ikilinin gözlerini kapatmalarına ve sanki bu huzuru bozmak istermişcesine atan, deli kalplerini sakinleştirmeye çalışmalarına sebep oldu.
İçi içine sığmayan ikiliden yine ilk konuşan esmer olan oldu "Jungkook."adını seslenen esmere omzunun üzerinden hmmladı küçük olan. "Benim için bencil biri olabilir misin?"nişanlısı işittiği soru karşısında şaşkın suratıyla kendisine döndü." Endişelerini, üzüntülerini, mutlukuklarını, tüm hepsini paylaşabileceğin biri olmak istiyorum. Yorulduğunda yaslanabileceğin, arzuladığında düşünebileceğin biri olmak. Biliyorum hiç kimse birinin her şeyi olamaz ama ben bencil bir adamım. Tüm bu şeyleri paylaşabileceğin, isteyebileceğin tek kişi olmak istiyorum. Umarım sen de bana karşı böyle bencil biri olursun." Jungkook nişanlısının sözlerine karşı utanmaktan kendini alıkoyamasa da kendisine karşı bu kadar büyük hislerle dolu olan esmere kendisinin hislerinin de büyüklüğünden bahsetmek istedi ama küçüğün buna karşın esmer gibi kurabileceği süslü cümleleri yoktu. Yine de küçük olan bir yol biliyordu. Geçen gece kendisine tüm arzusunu nasıl aktardığını görmüştü nişanlısının. O da aynısını yapmak istedi. Hissetsin istiyordu onun da en az kendi kadar bencilleşebileceğini.
Bundandır ki küçük olanın üm cesaretini toplayıp esmeri dün kendini öptüğü gibi tam da dudaklarının üstünden öpmesi.Y/N Selam arkadaşlarr ben geldim. Gözümden kaçan yazım hatalarım olabilirr şimdiden affola. Hepinizi seviyor ve öpüyorumm 🩷🩷
![](https://img.wattpad.com/cover/354186880-288-k295103.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Sight | Taekook
FanfictionAilesinin gözünde en ufak değeri olmayan Jungkook, Kim ailesine bir bohça çeyizle gelin gitmişti. My Happy Marriage'nin Taekook'a uyarlamasıdır.