Jungkook yorucu geçen günün sonunda tüm yorgunluğunu alacağına inandığı banyodan çıkmıştı. Tam odasına girecekti ki odasının önünde gördüğü minik ahşap kutuylu adımlarını durdurdu. Kapı sürgüsünü açmak için konumlanmış eli rotasını değiltirmiş bir biçimde kutuya uzandı. Meraklı bakışları ardından kutuyu açtı. Jungkook kutuda ipek mendil üzerine yerleştirilmiş etrafında sakura işlemeleri olan şimşir tarağı gördü. Gördüğü tarakla şaşkınlığa uğrayan Jungkook dudaklarının o şeklini almasına engel olamadı. Bu tarağı buraya kim koymuş olabilirdi. Bu ona bir hediye miydi yoksa birinin yanlışlıkla düşmüş bir eşyası mıydı? Jungkook çevresine bakındı etrafta kimseleri göremedi. Eğer eşya evdekilerden birine aitse onu öylece alması doğru olmazdı.
Jungkook adımlarını salona yönlendirerek sürgülü kapıyı itti. Karşısında dik bir şekilde oturmuş çayını yudumlayan Taehyungu gördü. "Şey Taehyung ben odamın önünde bunu buldum." ardında tuttuğu ahşap kutuyu Taehyunga göstermek için uzattı. Taehyung bakışlarını yavaşca küçüğe çevirdiğinde onun nihayet hediyesini bulmuş olduğunu gördü. Taehyung aslında hediyeyi odasındaki masasının üstüne koymayı düşünmüştü ama Jungkooktan izinsiz odasına girmek istememişti. O da en iyisinin odasının önüne bırakmak olduğuna karar vermişti. Tarağı tam bırakmıştı ki çok sevgili hizmetkarı Jimine yakalanmıştı. Jimin gördüğü manzarayla olanları anca kavramış efendisini utandırmak istemediğine hızlıca özür dileyip koridorda geldiği yere geri dönmüştü. Jiminin panik halleri aklına geldikçe Taehyungun hala gülesi geliyordu. "Hediyemi bulmuşsun. Lütfen kabul et."dedi. Jungkook ise duydukları karşısında şaşırmış ve mahçup hissetmiş yavaşca dudağını ıssırmıştı. Nişanlısının ona karşı bu kadar cömert olması ve hediye olarak bir tarak seçmesi onu her ne kadar şaşırtıp mutlu etse de; onun ise buna karşılık nişanlısına yakışır güçte biri olmaması ve jestlerini sürekli karşılıksız bırakıyor olması hediyeye karşı sevinç hissetmesine engel oluyordu. "Taehyung ben böyle pahalı bir hediyeyi kabul edemem hem hediyenin karşılığında sana verebilecek bir şeyim de yok." Taehyung karşısında omuzlarını düşürmüş bedene baktı "Biz nişanlıyız Jungkook. Ben nişanlıma istediğim gibi hediyeler alamayacak mıyım?" Taehyung kelimeleri öyle sakince konuşmuştu ki Jungkook cümlenin kendini azarlama amacıyla kurulmadığını anlamıştı. Jungkook elindeki ahşap kutuyla öylece ayakta düşündü 'Birine tarak hediye ediyor olmak onunla evlenmek istediği manasına gelirdi' Taehyung bu hediyeyi bu amaçla mı vermişti yoksa tarağının kırık olduğu Jimin tarafından görülüp Taehyunga yenisini alması için mi söylenmişti bilmiyordu. Ama hangi düşünceyle alınmış olursa olsun bu hediye onu oldukça değerli hissettirmişti. Gülümsemeden edemedi. Taehyung karşısında gülümsemekten kısılıp kıvrılan gözleri görmesiyle şaşırmıştı. Minicik hediyelere karşı bile küçüğünün verdiği bu sıcacık tepki Taehyungun o kadar hoşuna gitmişti ki kendine hakim olmasa tam şu an onu belinden kavrar ve bir sürü öpücüğe boğardı. Jungkook kendisine bakışlarını gördüğü Taehyunga yaşadığı sevincinde aşikar olduğu bir ses tonuyla "Teşekkürler Taehyung-ah. Hediyeni güzelce kullanacağım."dedi.***
Taehyung birime geldiğinde daha önce Jungkooku ve Jeon ailesini araştırmasını söylediği Yoongiyi odasında elinde evraklarla beklerken buldu. Küçük selamlaşmanın ardından Yoongi elindeki kayıt defterlerini ayırdığı sayfalardan açıp Taehyungun önüne sundu. "Geçen gün bahsettiğin gibi Lee ve Jeon ailesinin arasında bir takım sürtüşmeler olmuş. Doğaüstü güçlere sahip aileler arasında bazen böyle kavgalar normal olsa da aralarındaki tartışmanın dozu Bay Jeonun sesinin odadan taşmasına sebep olacak kadar aşırıymış." Taehyung Yoonginin anlattığı her şeyi pür dikkat dinliyordu. "Jungkookun üvey annesi Bayan Hana ise Jungkookun annesine karşı oldukça kin besliyor olmalı. Jungkooku kendi evinde hiç rahat bırakmamış. Öğrendiğim diğer detaylar ise kayıt defterinin arasında. Haa bir de sanırsam Choilerin oğlu Yeonjun ile Jungkookun arası küçüklükten beri iyiymiş. Epey yakınlarmış doğrusu. Choiler taşındıktan sonra onları yanyana görenler olmasa da Yeonjun Jungkookun kardeşi Soobin ile evlenmeden önce Jungkookun ve Yeonjunun sevgili gibi olduklarından bahsettiler." Taehyung Yoonginin bahsettikleri sonrası ellerini çenesinin altına konumlandırdı. Dilinin yanağında hoyratça gezmesine ise izin verdi. Yoongi karşısındaki adamın sinirlendiğini gözlemleyebiliyordu. Bildiklerini biran önce anlatmalı ve buradan tüymeliydi. Taehyung sinirliyken çevresinde olmak korkutucuydu. "Merak ettiğiniz soruya gelirsekte tahmin ettiğin gibi Jungkookun doğaüstü güçleri yok. Fakat kardeşi Soobinin ise ruh görüşü özelliği varmış." Taehyung usulca gözlerini kapadı düşündüğü gibiydi herşey az çok fakat Jungkookun ailesi tarafından baskı görmüş ve sevgiye bu denli aç bir ortamda büyümesi beklediğinden öteydi. Taehyung Jungkooka karşı ailesinin davranışlarını düşündükçe çenesini sıktı. Jungkook o kadar kötü şeyler yaşamıştı ki Taehyung onun kalbindeki yaraları ona alacağı küçük hediyelerle saramayacağını anlamıştı. Yoongi odadan çıkmak üzere ayaklanacaktı ki "Ha bir de Taehyung Bay Jeon ve Bay Leenin kavgası bende şüphe uyandırınca biraz daha soruşturmak istedim. Jungkookun annesinin soyadı Lee fakat kendisinin Usuba ailesinin üyesi olduğu biliniyormuş." Yoongi sözlerini bitirdiğinde Taehyung şaşkınca gözlerini açmış yüksek çıkan sesiyle "Böyle bir şey mümkün mü?" Yoongi de ilk duyduğunda arkadaşı gibi şaşırmıştı o yüzden tepkilerini hoş karşıladı. "Duyduğumda ben de şaşırdım. Biliyorsun Usuba ailesinin gerçekten var olduğunu sanmıyordum. Fakat Lee ailesinin Jeonlarla ters düşme sebebinin bu tarzda bir sır yüzünden de olabileceğini düşündüm." Taehyung duyduklarıyla derin bir nefes aldı. İşler çığrından çıkma noktasındaydı. Usuba ailesi gücü insan zihnine etki eden bir tür güçtü diye hatırlıyordu. "Bu bilginin doğruluğundan eminsin değil mi Yoongi?" Karşısındaki adamın onu onaylarmış biçimde kafasını sallamasıyla Taehyung ellerini saçlarına geçirdi. Ardından Yoongiye "Sağ olasın Yoongi."dedi. Kısa boylu olan selamını verdikten sonra odadan ayrıldı.
***
Taehyung ne kadardır masasının üzerindeki kağıtlarla uğraştı bilmiyordu ama omuzlarına ve kafasına giren ağrıyla odasını toplayıp eve gitmeye karar verdi. Tam arabasına binecekti ki hissettiği ürpertiyle arkasını döndü. Ellerinden çıkan alev toplarını parmağının ucunda toplayarak havaya üfledi. Havada oluşan alevden girdap bir kaç dakika Taehyungun kontrolünde yandı. Taehyung parmağını aşşağı doğru indirdiğinde ise girdap söndü. Girdabın içinden yanan kelebekler döküldü. Taehyung ağzında "Shi-gamiler"diyerek mırıldandı. Bunu kim planlamıştı bilmiyordu ama zaten son duyduklarıyla sıkılan canı daha da sıkılmıştı.Y/N Selam arkadaşlar yeni haftay yeni bölümle başlıyoruz. Artık olayların daha hız kazandığı bölümlerde olacağız. Yeni bölümü nasıl buldunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeden ve oy kullanmadan geçmeyelim.. hatalarım varsa affola. Hepinizi öpüyorumm 🩷

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Sight | Taekook
FanficAilesinin gözünde en ufak değeri olmayan Jungkook, Kim ailesine bir bohça çeyizle gelin gitmişti. My Happy Marriage'nin Taekook'a uyarlamasıdır.