Bölüm 19

1.5K 94 2
                                    

"Gecenin ortasında ne işin var? Yıldızlara dokunma, yanarsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gecenin ortasında ne işin var? Yıldızlara dokunma, yanarsın. Bak birazdan ay da batacak, karanlık bulaşmasın ellerine, tersine döner yolunu bulamazsın."

A. İlhan

☁️☁️☁️

2-3.11.23
İmer Varlıklı

Tamam, büyük kardeş olmanın sorumluluğu elbette çok farklıdır; sonuçta senden sonra gelecek olandan önce doğuyor, her şeyi ilk sen tadıyor ve kanını taşıyan, ilk varoluşuna şahit olduğuna bakma yükümlülüğü hissediyorsun. Bir kardeşin olmasıyla beraber anında empati duygun da doğuyor. Onun canı yanarsa, senin daha çok yanıyor. Ama bir de en küçük kardeş olmak var; her zaman arkada kalıp yetişmeye çalışmak, bir şeyleri kendin keşfedip ortaya çıkmak istemek ve daha nicesi...

Ne büyük kardeşler, küçüklerini tamamen ne de küçükler büyükleri bir şekilde anlayabilirler.

Ben hiçbirini anlayamam, çünkü ne korunmak istenen, çevresinde pervane olunan küçük kardeştim ne de büyük. Anlamaya çalışmıyorum ki öyle bir derdim yok. Sadece kardeşlerim yanımda olduğu kadar ben de onların yanında oluyorum.

Dün sabah mermili kahvaltımızdan sonra abimin paranoyak olup defalarca camdan evin çevresini gözetlediğini, kendi başıma yola çıkmamı istemediğini fark etmiştim. O dile getirmeden ben kalmak istediğimi söylediğimde resmen gözleri parlamış, rahat bir soluk vermişti.

O gece yine beraber uyuduğumuzu düşünsem de arada bir kalkıp saçlarımı okşadığını, yataktan kalkıp perdeyi çektiğini duymuştum. Korkusunun tek sebebi bendim. Sadece kendi olsa umursamadan yaşayacağına eminim, adam yıllardır bu işin içinde. Ama konu sevdikleri olunca korku her yaşta ve herkeste aynı oluyor.

O değil de abim gerçekten beni seviyormuş, daha iyi anladım.

Bu sabah da kışlasına gitmişti, yani bakılırsa ben zorla gönderdim ama gitti mi? Gitti. Evde bir süre temizlik yapıp, tamir edebileceğim her şeyi tamir etmiş, birkaç kırık eşyasını yenilemiştim. O süre zarfında da uzun uzun Araz'la konuşmuştum.

Sonunda abimin eve geliş saati çattığında kapı çaldı. Ayağa kalkıp hızlı adımlarla kapının dürbününe yaklaştım, abim ve arkasındaki kişileri görmek kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Arkasında olanlardan da sadece Tekin'i tanıyabilmiştim. Kapıyı açtığım an abim belime sarıldı.

"Hoş geldin," dedim gülerek sırtını sıvazlarken.

"Hoş buldum," diyerek ayrıldı. "Çok sıkıldın mı? Korktun mu, diyemem çünkü sen babamın kızısın, hiçbir şeyden korkmazsın."

Muhteriz BeyefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin