Bölüm 29

994 84 10
                                    

"Zıtlar arası ahenk, af ve günah yarışta

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Zıtlar arası ahenk, af ve günah yarışta."

N. Fazıl Kısakürek

☁️☁️☁️

30-10.01-02.24

İmer Varlıklı

Kalabalık bir ailem var, babam beni çok severdi, Kaya abim için vazgeçemediği kardeşiyim ama doğum günlerim kutlanmazdı. Hiç pasta kesmemiştik ya da hediye almamışlardı, o gün geldiğinde kardeşlerimin karşısına çıkmak istemezdim. Sadece babamın yanında rahattım, çünkü ne yaparsam yapayım bana kızmayacağını biliyordum. O sporcu olduğundan yapay tatlandırıcılar, şeker tüketmezdi ve ben de bu yüzden her zaman ya haşlanmış yumurtaların ya tavuk pilavın ya da meyvelerin üzerine mum diker, babamla üflerdim.

Çünkü benim doğum günüm, annemin ölüm yıl dönümüydü. Beni doğururken ölmüştü annem, doğduğum saat onun ölümünün saatiydi. Ama babam her seferinde annen nefesini de kalbini de sana verdi ki hep seninle beraber yaşasın diye dediğinden buna çok üzülmezdim.

Kardeşlerimse doğum günüm hiç yokmuş gibi davranırdı ki buna asla kızmam. Babam nasıl benim kahramanımsa annem de onlarım kahramanıdır. Ben babamın vefat yıl dönümünde o acıyı tekrar tekrar yaşıyorsam onlar da anneleri için öyleler. Çünkü babam onlar için dünyanın en berbat babasıyken annemiz melek, huzur veren bir kadındı.

Ve yine o gün, benim yaş, annemin ölüm yıl dönümü.

"Bugün bir randevun daha var abi," dedim Kaya abimin randevularının kayıtlı olduğu tabletten kontrol ederken. "Bir buçuk saat sonra Mahide Çamlık ile 2 saatlik bir görüşmen varmış, ardından günü kapatabiliriz."

"Tamam abim. Sağ ol." Başımı sallayıp odasından çıktım ve mutfağa girdim.

Tableti masanın üzerine bırakıp sandalyede yayılma yayıldım, ayaklarımı da diğer sandalyeye uzattım. Keşke direkt gün atlama tuşu olsaydı...

Telefonum çaldığında ceketimin iç cebinden çıkarıp ekrandaki isme baktım Ateş Çocuk. Ana! Araz'ımın kardeşi arıyor lan. Anında aramayı yanıtlayıp adını bağırdım, kahkaha attı.

"N'aber paşası?" diye sordum çocuğun gülüşü kesilince. Nasıl oldu emin değilim, sadece aramızda güzel bir bağ oluştu. Abisinden delicesine çekinirken bana da bir o kadar yakın. Birkaç sade konuşmadan sonra ciddileşmesiyle ben de ciddileştim.

Ateş'le bir anlaşma yapmıştık, ikimiz de Araz'ın ağzını arayacak ve onu öldürmek isteyen eleman kim bulmaya çalışacaktık. Ama Araz ser verip sır vermeyen biri olduğundan bu görev ikimizi de oldukça zorluyor.

"Abim tanıdığım en ağzı sıkı insan, abla. Çok fazla bşr araya gelemiyoruz, geldiğimizde de en fazla 1, bilemedim 1 buçuk saat yan yana durabiliyoruz. Çok sık arıyorum, her aramada konuyu oraya getiriyorum ama yok... Sanki hiç yaşanmamış gibi davranıyor. Mafya olsaydım abimi muhakkak yanımda isterdim." Son dediğine gülsem de aynı durumu ben de yaşıyordum. Araz kötü bir olay yaşadığında anlatmıyor, hastalandığında bile bunu gizliyor. Sanki bunca zaman tek yaşamış da insanlara alışamıyormuş gibi.

Muhteriz BeyefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin