Bölüm 38

745 77 74
                                    

"Bir kuş cıvıldıyor, belki de insanların bilmediği en güzel şiirleri söylüyor. Şimdi bir çiçek açıyor, her bir yaprağında farklı bir ahenk. Kuşta, çiçekte, hatta gökyüzünde parıldıyan yıldızlarda bile sen varsın da sadece gölgen yok yanımda."

Yazara Ait

☁️☁️☁️

15.03.24

Kaya Varlıklı

"Tamam, biraz daha dayan," diyen abim, İmer'in bacağını onun karnına doğru ittirmeye devam etmişti. Bu işi asla ben yapamam, kardeşim acıyla kıvrandığı ilk an bırakır, onun acı çekmesine izin vermezdim ama bunlar olmazsa bebeğim toparlanamaz da... Atahan'ın bacağını normal konuma getirmesiyle İmer'in acıyla inlemesi bir oldu. Anında gözlerimi kapatıp nefesimi tuttum. "Tamamdır, bugünlük yeter."

Bitti mi? Gözlerimi açtığımda abimin İmer'in terlerini havluya sildiğini gördüm.

"Biraz daha..." İmer anında oturur pozisyona gelip Atahan'ın itiraz kabul etmeyen gözlerine baktığında derin bir nefes aldım. "Abi yapma ya! Biraz daha yapalım, sonra söz dinleneceğim."

"Abim fazla yaparsan daha çabuk iyileşmez, aksine yorulursun. Her şeyin zamanı vardır." Atahan bir de İmer'in örülü saçlarını okşadığında burada olduğu için daha çok sevindim. Ne ben ne de Çilek böylesine bir görevi üstlenebilirdik, ikimiz de İmer'e kıramıyoruz. Zaten programı oldukça yoğundu; Atahan her sabah İmer'i göle götürüyor, yüzdürmeye çalışıyordu, aynı zamanda kol, üst gövde, bacak hareketlerini de saati saatine uyguluyor. Önceden ne kadar yorgun olursa olsun gece on ikiden önce uyumayan kardeşim bazen akşam dokuz olmadan uyuyakalıyordu.

"Duş almak ister misin abim?" diye sandalyemi onun yatağına yaklaştırdım.

"Şimdi değil. Dambıllarla işim bittiğinde yaparım bebeğim." Başımı salladığımda İmer aniden hareketlenip başımdan öptü. Aniden hareket etmesinden korksak da o rahattı, acı çekmiş gibi değil.

Onlar bu sefer üst kol çalışmalarına başladıklarında odadan çıkıp Çilek'e bakındım, salonda bilgisayarıyla ilgileniyor. Her gün serasına gidip orada kontrol eden, çalışan ikizim burada telefon ve bilgisayarla halletmeye çalışıyor.

Mutfakta kendime çay doldurup evden çıktım, göl yoluna giderken huzurluydum. Buraya ilk geldiğimizde korkularım vardı, sanki her şey tamamen bitecek, güzel günlerimiz olmayacak gibiydi. Ama hiç öyle olmamıştı. Ne babamdan ne en büyük abim Yamaç'tan görmediğim babalığı da abiliği de Atahan yapmıştı.

Atahan'ın ne kadar mükemmel bir abi olduğunu unutmuşum.

Her gün üşenmeden bizimle ilgileniyor, modumuzun düşmesine izin vermiyor; İmer'in programının her saatine ince detaylarla uyuyor, Çilek'in diyetine uygun alışverişi üşenmeden yapıyor ve çoğu zaman ona yemeklerde yardım ediyor, ben... Ben ona güveniyorum.

Her ne kadar utanç verici de olsa, erkek olduğumu onun sayesinde daha net hatırlayabildim. Sakat olmanın bir şeyleri başarmanın önüne geçmeyeceğini algıladım, yürüyememem güçsüz olduğumu göstermez. Odun kesiyor, sobayı dolduruyor, kendi sorumluluklarımın dışında da bir şeyler yapabiliyorum.

Ama en önemlisi bize verdiği güven. Hiç kimsenin vermediği o güveni verirken biraz olsun şüphelendirmiyor.

Gölün yanına geldiğimde iç çekerek arkama tam yaslandım ve çayımdan bir yudum aldım. Burada böylesine huzur hissetmem çok güzel.

Muhteriz BeyefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin