200 yorum <3
***
Seungmin, boynundaki kimlik kartını çıkarıp cebine atarak karşıdan karşıya geçtiğinde bir yandan da telefonunu çıkarmıştı cebinden. Devam ettiği dizisini açacaktı ki durdu, bunu yemekte yapabilirdi.
Tekrar telefonu cebine attı, bu öğle yemeğinde tüm arkadaşları tarafından terk edildiği için kendisi tek başına yiyecekti. Aslında hayır, Kore yemeklerini seviyordu fakat arkadaşları pizza yemeye gidecekti, bu yüzden yalnız kalmıştı.
Favori mekanına doğru yürürken hava da hafiften bozuluyordu, yağmur yağacak gibiydi, rüzgar esiyordu ama kuruydu aynı zamanda. Dalgalanan gömleğini düzeltip köşeyi dönmüş, dükkanın içine girmişti.
Artık onu tanıyan, dükkanın sahibi çift direkt isteyeceği yemeği anlarken Seungmin teşekkür ederek güldü ve yerleşmek için arkasını döndü. Döner dönmez de kalabalığın arasında tanıdık bir beden görmüş, gülüşü büyümüştü.
Tek olmasının verdiği rahatlıkla Minho'nun oturduğu masaya ilerledi ve karşısındaki sandalyeyi çekti. "İkimiz de bugün terk edilmişiz," dedi. "Çok uyumlu değil miyiz?"
Dolu yanakları ile gözünü telefondan çekip ona dikti Minho, durumu idrak ettiği gibi gözlerini devirdi. "Sorma. Ne arıyorsun burada?"
"Yemek yemeye geldim." Omuz silkti. "Burası favori mekanım."
"Yemekleri güzel." dedi Minho. "Benim de öyle olacak. Hayır Seungmin çok uyumlu değiliz."
Seungmin kıkırdadı keyifle, telefonunu masaya bıraktığında Minho da suyunu içip elini yanağını yaslamış, gözlerini ona dikmişti. Komiser merakla sordu. "Neden teksin?"
"Hastanede hâlâ samimi olduğum pek kişi yok. Asıl benim sana sormam lazım," Göz kırptı. "Neden teksin komiser?"
Cevap veremeden yemeği gelmiş, Seungmin kadına teşekkür etmiş o gidince de keyifle yemeğini karıştırmıştı. "Ektiler beni, farklı yere gitme kararı aldılar ben de favori mekanıma ihanet etmedim. Canım mekanım."
Minho küçük bir nefes verip güldü, kendi yemeğini yerken bir süre konuşmamışlar, Seungmin "Buradan önce neredeydin?" diye sormuştu. Merakla gözlerini doktora diktiğinde Minho ona bakmadan yanıtladı.
"Gimpo'da yaşıyordum, orada çalışıyordum. Gimpo, Seul'e göre küçük bir yer, büyük şehirlere açılayım dedim."
"Hayatındaki en iyi karar o zaman, bak, benimle komşu oldun." diyen Seungmin muzipçe göz kırptığında Minho cidden bu çocuğa karşı hem göz devirme hem de gülme isteğini bastıramıyordu. Yine güldü eğlenerek. "Sorma. Kararımdan nasıl gurur duyuyorum bilemezsin."
Gülüşerek yedikleri yemek eşliğinde kalkarlarken hesapları daha girişte ödedikleri için direkt çıkmışlardı. Seungmin ona baktı. "Yürüyecek misin?"
"Hastane çok uzak değil zaten, arabayı çalıştıramadım hiç. Sen?"
Yönünü hastaneye çevirdi. "Ben de. Kahve alırım oradaki dükkandan."
"Aynı yer emniyetin yakınında da vardı diye hatırlıyorum ama sen bilirsin tabii."
Reddetmemesi ile Seungmin gülmüş, beraber hastaneye doğru yürümeye başlamışlardı. "Jisung ile nereden tanışıyorsunuz?" diye sordu Seungmin merakla, Minho omuz silkti telefonunu cebine atıp. "Aynı tıp fakültesinde okuduk."
Sonra gözlerini kısarak Seungmin'e baktı. "Baksana, sana bir şey soracağım. Sizin Başkomiser ne iş?"
Göz kırptığında Seungmin mevzuyu anlayarak keyifle kahkaha attı. "Bence flört," demesiyle Minho "Değil mi!" dedi hemen. "Jisung flört ettiklerini kabul etmiyor, hain, akşam yakalarım ben onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teeth, 2min ✓
Fiksi Penggemar"seninle kavga etmek eğlenceli ama aşkın ayrı bir güzel."