teeth, 2min ✓

2.7

200 yorum ☆(ﾉ◕ヮ◕)ﾉ*

***

Asansörden inen Seungmin boş koridorda derin bir nefes verdi, ne gündü diye geçirmeden edememişti. Sıkıntıyla verdiği nefesle önce kendi evine geçmiş, duş almış ve üstünü giyinmişti. Soğuk su içtiği sırada ev üstüne üstüne gelirken terliklerini giyip çıktı.

Gece yarısı olmasıyla ilgilenmeden kapıyı çalmış, çok geçmeden de Minho tarafından açılmıştı. Ona baktı Minho birkaç saniye ardından da kollarını kaldırdı. "Gel bakalım."

Kapı kapanır kapanmaz kendini onun kollarına bıraktı Seungmin, gözlerini kapatıp Minho'yu daha sıkı sararak kendine çekmiş, "Oh," diye mırıldanmıştı. "Çok iyi geldi."

Minho gülümsedi, ayrıldıklarında polis "Uyumamışsın," demiş, karşılık olarak "Geleceğini biliyordum," lafını duymuştu. "Seni beklerken balkonda oturuyordum, gelsene."

Reddetmeden Minho ile beraber balkona çıktı Seungmin, şehir manzarasına karşı koltuğa oturmuşlar, kendisi için getirdiği ince çarşafı onun da üzerine atmıştı.

Küçük sehpa üzerindeki biralardan birini yudumladı Seungmin, Minho ona bakmış, bir süre ikisi de konuşmamış ardından bunu o bozmuştu, yanındaki doktora baktı. "Ne düşünüyorsun?"

Minho omuz silkti. "İyi oldu bence. Yani..." Hafifçe alt dudağını sarkıttı düşünürken. "Seungmin, Jisung çok yoruldu. Sabır da bir yere kadar, bu hep böyle olmaz ki."

Bunu Seungmin de anlıyordu ama işte böyle olmaması gerektiğini düşünüyordu. "Bir gün biz de..." dedi kafasını kurcalayan soruyu sorarak, Minho ile göz göze gelirlerken devam etti. "Bu duruma gelirsek ne olur?"

"Şimdi bakınca biz üç buçuk aydır sevgiliyiz, ondan öncesi de var ama Jisung ve Chan kadar değiliz. Ben daha buraya taşınmadan çok önceydi onlarınki. Beklerim, Jisung kadar belki beklerim ama... Bilmiyorum, severek ayrılmak... Of! Niye sordun bunu bana ya?"

Bir anda bozulan morali ile Seungmin'in omuzuna yapıştırdığında polis gülerek "Merak ettim, merak ettim!" demiş ve bileğinden yakaladığı sevgilisini üzerine düşürmüştü.

"Etme." dedi Minho, gerçekten morali bozulmuştu çünkü kendisinin de tam olarak Jisung gibi yapacağını biliyordu. Omuz silkti. "Hem sen bana hep vakit ayırıyorsun, Chan bunu başından beri yapmıyor."

"O da doğru," dedi Seungmin tatmin olarak, sonra da birasını bırakıp "Amaan," diye söylenmiş, dizlerine doğru uzanan Minho'yu tutup kucağına çekmişti.

Minho burnunu sıktı. "İyice canımızı sıktın, salak. Öp, öp, hemen düzelmem lazım! Bekliyorum, hadi!"

O gözlerini kapatmış, dudaklarını büzmüş beklerken aslında öpecekti Seungmin ama görüntüsü o an o kadar tatlı ve güzel gelmişti ki telefonundan fotoğrafını çekmişti.

Tekrardan gözlerini açan Minho "Neden öpmedin ya?" diyerek kaşlarını çatmış ardından eklemişti. "Ama doğru, ben şımarttım seni. Daha çok kafa atacaktım sana da beni öpmek için yalvaracaktın. Yürü git, öpme."

"Minho!"

Minho içeri geçerken Seungmin kahkaha atarak ayaklanmış, hızla balkondan içeri girip bileğinden yakalamıştı doktoru. "Çok güzeldin, o an öpmek yerine izlemek istedim." dediğinde Minho beklemediği için boğazını temizledi.

Sonra klasik hitabını söyledi. "Salak."

"Ben salak değilim."

"Yo, salaksın. Salak! Salak polis!" Arkasını dönüp zıplaya zıplaya yatak odasına ilerledi, bu sırada da koridorda bağırıyordu. "Salak polis, salaaaakkkkk!"