200 yorumm
***
Sonunda evinde duş alıp güzel bir uyku çeken Minho rahatladığını hissediyordu, şarkı söyleye söyleye saçlarını kurulamış, kahvaltı etmiş ve evden çıkmıştı. Karşı eve girip yeni telefonunu - eskisini Doyun mahvetmişti - açarak Seungmin'i görüntülü aradı.
Hastanede artık sıkıntıdan patlayacak olan Seungmin direkt "Evet," diye açtığında onun yatak odasına ilerledi Minho. "Hangi kıyafetleri istiyordun söyle."
"Koltuğun üstünde sırt çantası olacak."
Hastane kıyafetlerini değiştirecekti Seungmin, yarın da zaten çıkacaktı. Bilgisayarını kenara itip bütün odağını Minho'ya verirken Minho gördüğü çantanın içini boşaltmış, gardırobu açmıştı.
Arka kamerayı çevirip gösterdiğinde "Sağdaki eşofman takımı," dedi Seungmin. Gri eşofmanı ve sweati çantaya koydu Minho, "Ceketin güzelmiş he," diyerek asılı olan deri cekete baktığında polis dudağını kıvırdı. "Giy istiyorsan."
"Hiç reddetmem." dedi Minho, kendi üstündeki hırkayı çıkarıp kenara bırakmış ve gri sweatinin üstüne dolaptan aldığı siyah deri ceketi geçirmişti.
Sırıtarak ön kamerayı açtı. "Nasılım?"
"Süper," deyip okay işareti yaptı Seungmin. Kendi kendine güldüğünde Minho ona tişört ve iç çamaşırı da koyup Seungmin'in bilgisayarını da ayrı çantaya koymuş, şarj aletini de atıp iki çantayı kapatmıştı.
İki parmağını önce kendi gözlerine ardından da telefon ekranına götürdü. "Bekle beni, geliyorum."
"Kapat-"
Onun yüzüne kapatıp evden çıktı Minho. Asansöre binip otoparka inmiş, arabasına yerleşmiş ve hastaneye geçmişti. "Al bakalım," diyerek içeri girdi.
"Sonunda!"
Seungmin direkt yataktan fırlayıp ona doğru koşmuş, Minho çantaları uzatmıştı. "Bu iyiliğimin karşısında bana kahve ısmarlayacaksın."
"Seni date'e mi çıkarmamı istiyorsun, bana uyar."
"Salak polis." Arkasını döndü. "İstemedim öyle bir şey!"
Odadan çıkacaktı ki Seungmin gülüp "Tamam, tamam," diyerek onu kolundan yakalamış, kendine çekmişti. Geri geri giden Minho bir anda sırtını polise çarptığında duraksarken onun omuzuna doğru eğilip yüzüne baktı Seungmin.
"Ne zamana istersin kahveni?"
Yutkundu Minho, kafasını çevirse öpüşmeleri an meselesiydi bu yakınlıktan bu yüzden hiçbir şey yapamazken boğazını temizlemiş "Sen önce bir çık da," deyip kolunu çekmişti.
Odadan kaçacaktı ki hızla elini uzatıp kapıyı kapattı Seungmin, Minho iç çekip kapıyla arasında kaldığı adama baktı. "Ne yapıyorsun sen? Döverim seni."
Yumruğunu kaldırmış bakarken Seungmin kıkırdadı. "Hastaya yumruk mu atacaksın? Hiç yakıştıramadım senin gibi bir doktora."
Diğer elini de kapıya koydu ve keyifli bir şekilde doktora baktı, Minho "Hiç hasta gibi durmuyorsun," deyip kaşlarını kaldırmış, "Hastayım," deyip eğilmişti Seungmin, ekledi. "Ama sana."
"Salak."
"Ah." Karnına yediği hafif yumrukla elini karnına attığı zaman Minho onu omuzlarından itip odadan çıktı ve hızlı adımlarla tuvalete geçti.
Yanaklarına yelpaze yaparak lavaboya ilerlemiş "Salak ya," diye gülerek suyu açmıştı. Ellerini yıkayıp boynunu ıslatıp peçete ile kurulayacağı sırada gözlerim aynaya gitti. Gözlerini kısarak gülümsedi. "Bana daha çok yakıştı."