200 yorumm / yorum sınırının dolmasını şarkı sözleri yazarak yapmanız pek etki etmiyor üzgünüm ben sizin fikirlerinizi merak ettiğim için yorum istiyorum 😔🙏
***
Incheon'dan dönüşlerinin üzerinden bir hafta geçerken herkes hayatına kaldığı yerden devam ediyordu. Emniyette de işler tıkırındayken bir anda kayarak içeri giren Felix'i buldu gözler, Chan yüzünü buruşturarak odasına dönmüş, "Ben geldim!" demişti Felix.
Hyunjin masasında uyuyordu, şaşırtıcı bir şekilde masanın üstüne kollarını koymuş uyuyordu bu sefer, Seungmin masasında bilgisayar başındaydı ve Changbin de yine ifade okuyordu.
Gözler Felix'i bulurken Changbin'e doğru ilerledi ve ardından da elindeki kağıdı masaya bıraktı. "Al sana kanıt, çocuğumuzun iki ay sonraki resim yarışmasına yaptığı başvuru. İntihar etmek isteyen biri, neden yarışmaya başvuru yapsın?"
Changbin ayaklarını masadan indirip ciddiyetle başvuru kağıdını eline aldığında diyaloğa şahit olan Seungmin kaşlarını çatarak ayaklanmış, onlara doğru ilerlemişti.
"Ne zaman başvuru yapmış?" dedi Changbin, Felix elini beline attı. "Çatıdan düşmeden tam iki gün önce. İntihar ani gelişen bir düşünce değildir, eğer intihar etmeyi düşünseydi iki gün önce bu yarışmaha başvurmazdı."
Oldukça mantıklıydı, "Bence de," dedi Seungmin, Changbin hiç konuşmadan birkaç dakika sadece başvuru kağıdına baktı ardından da kafa sallayıp masanın üstündeki dosyayı aldı. "Başkomisere götüreceğim."
"Yes!"
Felix zaferle yumruğunu kaldırmış, Changbin onun burnundan makas alarak Başkomiserin odasına ilerlemişti. "İyi iş çıkardın sarışın," dedi Seungmin, Felix göz kırptı. "Bir Lee Felix kolay yetişmiyor, ben asla yanılmam."
Masasına geçmiş, kağıtları hazırlarken odada tartışan Chan ve Changbin de mantıklı bulmuş olmalı ki dosyayı intihardan cinayete çevirmişlerdi. Elinde dosya ile odadan çıktı Chan.
"Ekip, on dakikaya toplantı odasında ol."
"Tamamdır Başkomiserim."
Chan'ın gözleri masada uyuyan Hyunjin'e gitti, Seungmin arkadaşı için içinden dua ederken Chan masaya ilerledi ve tek elini masaya koydu. "Hyunjin, uyan."
Uykulu Hyunjin gözleri kapalı konuştu. "Beş dakika daha."
Elini masaya vurdu komiser. "Kalk lan!"
"Emredin komutanım!"
Bir anda asker duruşuna geçen polis diğerlerini güldürürken Chan "Oğlum öldüreceğim seni," diyerek gözlerini etrafta gezdirmiş ardından da karton bardağın dibinde bulunan suyu görünce tutup "Kendine gel," diyerek yüzüne atmıştı.
Gözleri kapalı durdu Hyunjin, doksan derece eğildi. "Tamamdır Başkomiserim!"
Başkomiser gidince güldü Seungmin. "Salak."
"Sus ya."
Hyunjin söylene söylene kendini boğmaya kalkmış, ekip toplantı odasında toplanıp dosya hakkında konuşup tartışmıştı. Gün içinde de o dosya ile ilgilenmişler, akşam geç saatte dönmüştü Seungmin.
Açık otoparka park edip elleri cebinde bahçede yürürken çöp atan tanıdık bedeni buldu gözleri, anında yüzünde kocaman bir gülümseme olurken ona doğru ilerlemiş ve arkasından uzanıp sertçe yanağından öpmüştü.
"Ödüm!" Ona sataştı Minho. "Ödüm koptu aptal! Ödüm koptu!"
Parmak uçları ile vurduğunda kahkaha atarak kaçtı polis, panikleyen Minho da sakinleşmiş, onu kolunun altına alarak yürümeye başlamıştı Seungmin. Ellerinin kirli olduğu hissiyatı ile sarılmayıp kafasını kaldırarak ona baktı Minho.