200 yorumm
***
Seungmin hastanenin içine Hyunjin ile beraber girmiş, acil kısmına geçmişlerdi direkt. İncittiği bileği ile Hyunjin sızlanırken Seungmin arkadaşının yerine form doldurmuş, çok geçmeden de bir doktor yanlarına gelmişti.
"Sen kal," dedi arkadaşına bakarak. "Ben gelirim, Minho'nun yanına uğrayacağım."
"Tamam."
Onun yanından ayrılıp direkt merdivenlere yöneldi, yüzünde belli belirsiz bir gülüşle merdivenleri ikili üçlü çıkmış, Minho'nun odasının bulunduğu kata gelmişti.
Ardından da kapıyı çalmadan içeri girmiş, bu sırada masasındaki dosyaları toplayan Minho çalınmayan kapı ile "Pardon?" diyerek arkasını dönmüştü ki gördüğü kişiyle kaşları kalktı.
"Seungmin?"
Polis memuru kapıyı kapattı. "Duydum ki beni özlemişsin."
"Öyle mi?"
Keyifle gülümseyen Minho'yu "Öyle, öyle." diye onayladı ve sevgilisine doğru ilerledikten sonra elini beline attı. Minho da onun göğsüne hafifçe vurmuş "Neden gelmiştin?" demişti. "Sakatlamadın değil mi bir yerini?"
"Aşk olsun."
"Hiç bakma öyle, en son bu hastaneden nasıl çıktığını biliyoruz."
Bu mevzunun asla kapanmayacağını anlayan Seungmin iç çekerek göz devirmiş, karşılığında Minho gözlerini kısınca "Tamam, tamam," demişti pes ederek. "Hyunjin için geldik, bu sefer o sakatladı kendini ben de seni görmek için geldim."
"Çok düşünceli bir arkadaşsın," diyen Minho kahkaha attığında Seungmin de gülerek diğer elini beline yerleştirmiş, bakışları öpme isteği ile sevgilisinin dudaklarına giderken "Öyleyim," demişti.
Bu hareketini fark eden Minho titrek bir nefes çekti içine, istemsizce masaya daha çok yaslanırken Seungmin tek kolunu beline sararak onu kaldırmış ardından da masaya oturttuğu gibi bacakları arasına girmişti. "Fena," dedi burunları birbirine sürterken. "Özledim seni."
İki gündür nöbette olan Minho mırıldandı. "Ben de."
Aralarındaki mesafeyi kapatıp dudaklarını birleştiren sevgilisinin koluna tutundu hemen, diğer eli de boynuna giderken Seungmin onun alt dudağını kendi dudakları arasına almış, emmişti. Aynı şeyi Minho onun üst dudağına yaptığında parmakları koluna sürterek yukarı çıktı ve Seungmin'in saçlarına karıştı.
Kollarını boynuna sıkıca saran Minho ile Seungmin memnun bir mırıltı çıkararak başını yana eğmiş, sevgilisini gittikçe sertleşen bir tempo ile öpmüştü. İkisi de geri çekilmemek için bir hamle yapmazken en sonunda bunu Seungmin yaptı.
Minho iç çekip konuştu. "Görev başındayım."
"Biliyor musun ben de." dedi Seungmin, aralarında bir nefeslik mesafe bile yoktu, bu cümlesiyle Minho ona gülmüş, fırsatı kaçırmayan Seungmin onun dudaklarına bir öpücük daha bırakıp aynı öpücüğü çene hattına da bırakmıştı.
Sözlerinin aksine başını yana eğdi Minho, bu yüzden polis bu sefer onu kulağının altından öptü ve dudaklarını hiç çekmeden boynuna doğru sürttü. Gözleri kapanan Minho bacaklarını ona sarmamak için adeta savaş verirken Seungmin'in dudakları onun boynuna ıslak izler bırakmaya başlamıştı bile.
Elleri Minho'nun belini daha da sıktığında Minho yutkunmuş, "Seungmin," diye zar zor mırıldanarak omuzunda hafifçe itmişti. "Köpek gibi uykum var, eve gitmek için vakit kolluyorum, aklımı kullanabildiğim son saatler onu da sen alma."