im a gegeggegeeniiussssss
200 yorum ♡
***
Yatağında mışıl mışıl yatan komiser art arda çalan zille söylenerek uyanırken saçı başı dağılmış, üstündeki tişörtü beline kadar toplanmış bir şekilde uyanmıştı. Çalan zil, artık karşıdaki kişinin kapıyı yumruklamasına dönerken derin bir nefes verdi.
"Ben mi Minho'yu atarım o mu beni atar bilmiyorum."
Yerinden kalkıp kapıya doğru ilerlerken Minho "Aç. Şunu. Kapıyı. Aç. Kapıyı. Aç." diye diye kapıyı yumrukluyordu, dakikalar sonra kapı aniden açılırken yumruğu Seungmin'in göğsüne gelmiş, Seungmin "Ah!" diye bağırıp eğilmişti.
Doktor şokla gözlerini büyüttü. "İyi misin!"
"Çok!" dedi kaşlarını çatarak, tamam belki birazcık abartıyor olabilirdi ama acımıştı. Göğsünü ovuşturup doğrulmuş, "Evet." demişti. "Güneş bile doğmadan beni uykumdan uyandırdın, ne var?"
Minho ona baktı. "Güneş doğalı bir saat on üç dakika oluyor. Bana ağrı kesici ver, ben sana vermiştim."
"Günaydın sarhoş." deyip içeri girdi, göz deviren doktor terlikleri ile arkasından girerken kapıyı kapatmış, polisin aynı kendisi gibi olan evine bakıp mutfağa geçmiş, Seungmin ilaç kutusunu uzatmış ve altına bir tabure çekip kolunu tezgaha yaslamıştı.
"Bul oradan."
Başını koluna yasladığında Minho ilaç kutusunu açıp ters çevirdi, ada tezgaha düşen ilaçlar arasından tam aradığını bulamasa da bir tane ağrı kesici bulmuş, su doldurmuştu.
"Kaliteli ağrı kesiciler kullan." deyip ilacı içtiğinde Seungmin hımladı. "Uyuyacağım. Sarhoş olan bendim sanki."
Minho onun uykulu haline baktı, ilaçları geri yerine koyup kutuyu Seungmin'in aldığı yere bırakmış, geri tezgaha yaklaşıp ellerini tezgahın üstüne koyarak yerinde kıpırdanmıştı.
"Dün için teşekkürler bu arada," dediğinde Seungmin gözlerini aralayarak ona çevirdi. "Ne demek, görevimiz."
"Gidiyorum ben."
"Hım."
"Salak polis."
Doktor evden çıktığında Seungmin salondaki koltuğa geçip biraz da orada uyumuş, uyanmış ve duşa girmişti. Sabah yaşadığı an aklına gelirken gülmüş, duştan sonra da kalın kıyafetler giyip kahvaltı ederek evden çıkmıştı.
Asansöre binmeden Minho'nun kapısına baktı, çoktan gitmiş olmalıydı. Emniyete geçtiğinde arkadaşları oradaydı, Başkomiserin herkesten önce gelmesine artık alıştığı için şaşırmadı.
Hyunjin'in yanına oturup göz kırptı. "Dün gece ne oldu?"
Dalgın dalgın bilgisayarına bakan Hyunjin cevap vermeden bakmaya devam ettiğinde diziyle arkadaşını dürttü. "Alo? Dünyadan Hyunjin'e? Ne oldu, klasik sarhoşluk şeyleri mi gerçekleşti?"
"Ha? Ne?"
Hyunjin ona döndüğü zaman eli yanağına yaslı olduğu için dirseği masadan düşmüş, kendini hızla toparlamış ve idrak ettiği soruyla derin bir nefes vermişti. Geri önüne dönerken ağzından çıkan tek bir cümle olmuştu. "Sen haklıymışsın."
"Ne? Demiştim ben!"
Seungmin yükseldiğinde "Ne demiştin?" diyen ses onun heyecanını bölmüş, iki polis de arkalarından yaklaşan Başkomisere bakmışlardı. Hızla boğazını temizledi. "Hiçbir şey Başkomiserim."