200 yorumm
***
Evde dinlendiği birkaç günden sonra Seungmin emniyet binasından içeri girip kendi ekibinin bulunduğu alana adımladığında Hyunjin yine ortalarda yoktu, onu masaların altında arıyorlardı zaten genelde.
Birkaç polis arkadaşı çalışıyordu, Changbin de ayaklarını masasına atmış, çaprazlamış, bir elindeki dosyaya bir de onun masasına oturmuş Felix'e dönüp bir şeyler danışıyordu.
Felix de harıl harıl fikir üretme peşindeydi. "Selam beyler," diyerek selam verdi. Chaeryeong "Beyler?" dediğinde Seungmin gülümsedi ve cümlesini düzeltti. "Selam canım ekip arkadaşlarım."
Chaeryeong bu sefer gülüp oldu anlamında baş parmağını kaldırarak göz kırpmış, Seungmin de ona gülüp "Selamm!" diyen Felix'e ilerlemişti. Göz kırparak ikilinin yanlarında ayakta durdu. "Neye bakıyorsunuz öyle?"
"Sen yokken bir olay daha oldu da," deyip dosyayı uzattı Changbin. Direkt alan Seungmin göz atmaya başlarken Changbin de devam etmişti. "Namsan Lisesinde birkaç gün önce bir çocuk intihar etti."
Felix dakikalardır düzeltmiyormuş gibi yine düzeltti. "Düştü."
"Her neyse, evet, bir çocuk düştü ve öldü. Şüpheli ölüm olarak kaldı, kamera kayıtlarında hiçbir şey yok ama Felix olayın bir intihar değil cinayet olduğunu söylüyor."
"Çünkü cinayet, bak o gün sorduğumuz öğrenciler içerisinde gözümün hiç tutmadığı birkaç kişi var. Bu olayın arkasında bir şey var, hadi madem intihar, bu çocuk hep bir şeyler yazan, annesine babasına küçük küçük notlar bırakan biriymiş, neden intihar mektubu bırakmasın?"
Changbin iç çekti ve bacaklarını masadan indirip sandalyesini döndürerek masasında oturan Felix'i bacaklarının arasına alacak şekilde oturdu. "İntihar eden biri neden mektup bıraksın? Sonuçta kimseyi umursamadan intihar ediyor ya?"
"Hayır Changbin ya," dedi Felix, bir an susup bileğindeki tokasını çıkararak uzun sarı saçlarını toplamış, sonra devam etmişti. "Cinayet diyorum, gerçekten bak. Kanıtlayacağım bunu, kanıtlarsam ne yapacaksın?"
Changbin dosyayı aldı ve salladı. "Kabul, bana cinayet olabileceğini gösteren bir sebep bul ve ben de bu dosyayı cinayet davasına çevireyim."
"Yes!" Masadan atladı Felix, Changbin dönünce onun bacakları arasından çıkıp hızla deri ceketini almış ve üstüne geçirmişti. İki parmağını kaşına koyarak göz kırptı ve selam verdi. "Beni bekleyin guys!"
Emniyetten koşarak çıktığında Changbin arkasından gülerek bakmış, Seungmin sırıtmıştı. "Bizim küçük ajan kanıtları getirsin de öyle bakarız o zaman." diyerek masasına geçmişti.
Bilgisayarını açıp ilgilenmeye başlamıştı ki çok geçmeden odasından çıkan Chan yanlarına geldi. Polisler beklentiyle ona bakarken "Beş dakikaya toplantı odasında olun," demiş ve göz atmıştı.
"Felix nerede?"
Changbin ayağa kalktı. "İşi olduğundan çıktı komiserim, çağırayım mı?"
"Tamam sorun yok, ona da siz söylersiniz. Hyunjin nerede?"
"Komiserim."
Seungmin masanın altını tekmeledi. "Tuvalette komiserim," dedi tekmelemeye devam ederken. "Tuvallete, gelir birazdan."
"İyi, hadi."
O gittiğinde hızla masanın altına eğildi, karnını ve bacaklarını ovuşturarak çıktı Hyunjin. "Kendimi keseceğim," diyerek tepinmiş, hep beraber toplantı odasına giderlerken gülmüştü Changbin. "Kendini öldürdüğünü belirten bir not bırak, bir cinayet vakası ile ilgilenemeyiz."