200 yorumm
***
Dışarıda olan ikili birbirlerine gülüp öpüşüp dururlarken Seungmin ayrılan dudakları ile geri çekilmeden tek elini Minho'nun beline atmış, dudaklarını önce yanağına ardından da kulağının altına bastırmıştı.
Gözlerini kapattı Minho, böyle huzurlu ve böyle de genç hissettirecek kadar kıpır kıpır bir aşkı yaşamayalı yıllar olmuştu hatta belki ilk de olabilirdi çünkü Minjun ile ilişkisi daha ilk dakikalardan sıkıntı vermeye başlamıştı.
Seungmin ile başından beri hiç kendini içimden geldiği gibi davranmasam, olgun olsam ne der diye düşünmeden hareket ediyordu, onun verdiği hisler de kıpır kıpırdı, sanki lisedeymiş de aşık olmuş gibiydi.
Boynundan öpen adamla huylanarak güldüğünde Seungmin sırıttı ve Minho da onu hafifçe karnından iterek yüzüne baktı. "Gerçekten beni delirteceksin," dedi Seungmin kafa sallayıp.
"Durumları eşitleriz," deyip burun kıvırdı Minho. "Sen de beni az delirtmiyorsun."
Polis bununla kıkırdamış, "İçeri gel benimle," deyip elini uzatmıştı. Minho'nun bakışları eline gitti, onun bu hareketi ile Seungmin'in de bir beklenti ile bakışları kendi eline giderken doktor onun elini tutmuş, gülümseyen polis ile de adımlarına eşlik etmişti.
Tekrardan otelin içine girdiklerinde güvenlik durdurdu onları, polisler ve emniyet mensupları ile dolu olduğundan herkes kontrol ediliyordu. Seungmin, Minho'ya bakıp "Erkek arkadaşım," dediğinde çocuk iç çekti.
"Efendim her ihtimale karşı kontrol etmem gerekiyor."
Seungmin'in açıklaması ile gülümsedi ve uysal bir sesle "Sorun değil," diyerek polisin onu aramasına izin verdi Minho. Hiçbir şey çıkmayınca hemen onu bekleyen adama ilerlemiş, ikisi beraber lobiye geçmişti.
Onları ilk fark eden Felix oldu. "Oha," diye bir tepki verdiğinde sırayla Hyunjin ve Changbin de kafasını arkasına çevirip yürüyen ikiliye bakmıştı. Ne var ki bu kadar kalabalığın içine girince Minho'nun cesareti sönmüştü.
"Seungmin ya," dedi bir adım arkasından ceketine tutunurken. "Ben gelmese miydim?"
"Hayır, bırakmıyorum seni."
"Şu arkadaşlarına söyle far görmüş tavşan gibi bakmasınlar."
"Tavşana baktıklarını ikimiz de biliyoruz ama."
Bu sözü ile Minho kısık bir şekilde ona baktığında Seungmin gülüp masaya varmış "Selam," demişti. Minho da yanına geçti. "Selam."
"Selam," dedi Felix gülümseyerek, elini uzattı. "Biz pek tanışamamıştık, Felix ben."
"Minho," deyip gülümsedi Minho. Hyunjin iç çekti. "Keşke Jeongin de gelseydi."
Doktor kıkırdadı. "Aslında vardı öyle bir planı ama son anda kuruma bir vaka gelince kalmak zorunda kaldı. Zaten sabah dönüyorsunuz galiba?"
"Öğlen döneriz evet," dedi Changbin. Minho da kafa sallamış, Seungmin ona bakmıştı. "Sen ne kadar kalacaksın?"
"Öğlene kadar eşlik edebilirim sana," diye yanıt aldığında gülümsedi. Minho da gülüp elini kaldırarak onun düzgün saçlarını tekrardan düzeltmek için oyalanmış, sadece bir saat kadar daha durdukları yerde herkes dağılınca Minho ve Seungmin de birbirlerine bakmıştı.
"Oteliniz burası mı?"
Kafa salladı polis, doktor iç çekti. "Normalde gece dönerim diyordum ama şu an hiç gidesim yok." dedi. "Seungmin ben hiç kıyafet getirmedim... Direkt nasıl çıktıysam öyle geldim."