200 yorumm
***
Beraber uyuyan ikiliden gözlerini sabahın erken saatlerinde ilk açan Minho olurken uzandığı yerin Seungmin'in vücudu olduğunu idrak ettiği gibi hızla ayağa kalkmış, kırışan geceliğini düzeltmişti.
Can sıkıcı geceyi atlattığı için iyi hissediyordu kendini aslında, tabii sabah sabah yaşadığı paniği saymazsa iyiydi. Hâlâ uyuyan polise bakıp "Salak," diye konuşmuş, terliklerini giyip banyoya ilerlemişti.
Elini yüzünü yıkayıp kurulamış, kendine gelerek uzun saçlarını şortunun cebindeki küçük toka ile tepeden palmiye ağacı gibi toplamıştı. Evine geçecekti ki durdu, sırıttı
Uzanıp telefonunu eline alıp Spotify'a girdi, sırıtarak favori şarkılarından yüksek desibelde olanlardan birini açıp sesi sona vermiş, telefonu Seungmin'in kulağının dibine tutmuştu.
Zıplayarak uyanan polis yastığı fırlattı. "Defol evimden!"
"Güüünaaayyydıııınn!!!"
"Şuna bak," dedi Seungmin şokla. "Bülbül sanki, Minho kapat şunu!"
Minho sırıttı. "Yoo."
Kendisi de bağırarak şarkıya eşlik etmiş, ayağa kalkan Seungmin burnundan bir nefes verip yüzünü ovalamıştı. En delirdiği olaylardan biriydi böyle uyandırılmak, ateş saçan gözlerini Minho'ya çevirdi.
"Kaçar mısın, geleyim mi?"
Oradan yanına gelene kadar kaçardı diye düşünüyordu Minho, ta ki "Ohoo," demesiyle beraber Seungmin tek eliyle koltuktan destek alıp üstünden atlayarak ona koşana kadar.
"Seungmin! Seungmin! Gelme ya, tamam!"
Minho da arkasını döndüğü gibi koşarken hızla elini evin kapısına atmış, attığı gibi de ona yetişen Seungmin kapıyı itip onu kapıyla arasına almıştı. Başını kaldırdı Minho, ikisi de nefes nefese birbirlerine bakıyordu şimdi.
"Ne geçti eline?"
Omuz silkti Minho. "Uyandın işte canım, ne, fena mı oldu?"
"Şimdi," dedi Seungmin keyifle, elini kapıdan çekmeden Minho'nun yüzüne doğru eğildi. "Madem uyandırdın, öyleyse günaydın öpücüğümü ver."
Onun yüzünde yamuk bir sırıtma varken Minho'yu bir panik dalgası ele geçirmişti bile, dilinin damağının kuruduğunu hissederken kafa salladı. "Tamam." dedi başını kaldırırken. "Öpeceğim, yaklaş."
Bir an şaşkınlıkla duraksadı Seungmin, yine de bunu belli etmeden ona baktığında Minho parmak uçlarında yükselip elini onun yakasına sardı ve ardından da öpücük bekleyen adama kafa attı.
"Ah!"
"Salak." dedi ve hızla polisi göğsünden ittiği gibi evden çıkıp kendi evine koşarak kapıyı açtı. Ateş saçan gözlerle ona bakan polise dil çıkarmış, evine girip ellerini yanaklarına atarak banyoya koşmuştu.
"Ruh hastası manyak." deyip çenesine kafa atan Minho yüzünden çenesini ovaladı Seungmin, kapıyı çarpıp içeri geçmiş ve salondaki yastığa bakmıştı. "Sen illaki benim ayağıma geleceksin."
Kalkış o kalkış diyerek duşa girmiş, duştan sonra çenesine buz tutmuş, evden de çenesinde bir morlukla çıkmıştı. Onu gören Minho direkt asansörün düğmesine bastığında koşsa da yetişememişti Seungmin.
"Minho, of Minho!"
Bir diğer asansöre binip otoparkta indi, Minho'yu çoktan gitti sanıyordu ama oradaydı. Kapüşonundan yakaladı. "Nereye?" Kaşları çatıldı. "Minho?"