200 yorumm
***
Seungmin'in telefonundan sonra emniyet ve adli tıptan ekipler direkt sitenin otoparkına yığılırken Minho derin bir nefes vermiş, kıyafetini giyen Jisung ona bakmıştı. "Gösterdiğim cesede ait olduğunu düşünüyor musun?"
Minho gözlerini az ötede ekip arkadaşları ile konuşan polisten alıp başını salladı, kafası çorba olmuş gibiydi. "Bir kadına aitti, Seungmin incelememe izin vermedi ama tesadüf olamaz ya?"
"Hiç iyi şeyler hissetmiyorum."
Jisung derin bir nefes verip kıyafetinin fermuarını çekmiş, o önde arkasından Jeongin ve Ryujin olay yerine girerken Chan da çenesini ovalamıştı.
"Bu siktiğim hiç iyi olmadı." Kafasını çevirip Seungmin'e baktı. "İyi misin sen? Yaralanmışsın."
Minho üstüne atladığında yüzü yere sürtmüştü bu sebeple gözünün altında yara vardı, görmese de acıdından anlayabiliyordu. "İyiyim Başkomiserim." dedi ve ekledi. "Verdiğim plakadan bir şey çıktı mı?"
"Şu anlık bir şey yok, tarif ettiğin modelde, bu sitede kimin öyle arabası varsa hepsi incelenecek."
Seungmin iç çekti, bu ona biraz saçma geliyordu. "Bu sitede yaşadığını düşünmüyorum aslında," dedi fikrini açıklamak için. "Evine girebilirdi sessizce ama araba ile kaçmayı denedi."
Onlar bir kenarda tartışırken Felix ve Changbin site sakinleri ile konuşuyordu diğer polis ekipleri gibi. Hyunjin olay yerinde tabiplerin yanında merakla kola bakarken "Şimdi birde bedenin geri kalanını mı bulacağız?" demişti.
Jeongin fotoğrafları çekerken Jisung, polise baktı. "Sanırım bedeni aramanıza gerek kalmayacak."
Asansörden ve çevreden parmak izi toplayıp ekibini en küçük kanıt için yönlendirmiş, Minho bir kenarda sessizce onları izlerken en sonunda Jisung ekibi ile polislerin yanına geçmişti.
"Poşeti ayrı, kolu ayrı inceleyeceğiz. Alabildiğim tüm parmak izlerini aldım ama dürüst olmak gerekirse asansörden bir şey çıkacağını sanmıyorum çünkü bir sürü iz vardır orada. Kola, da bizdeki bedenle uyuyor mu diye bakacağım. Şimdilik size verebileceğim başka bir bilgi yok beyler, inceleme için kuruma gitmem lazım."
"Tamamdır, burayı hallettikten sonra bizde geliriz."
Chan'ın sözü ile kafa sallayıp ayrılmış, alanda polisler kalırken bir de habercilerin gelmesi yüzünden ağrıyan başını ovalamıştı Minho. Akşam akşam bu gerginlik yetmişti ona.
"İyi," dedi işleri bitince Chan. "Biz de emniyete geçelim."
Tereddütle ona baktı Seungmin. "Komiserim, ben bir saat sonra gelsem olur mu?"
Duraksadı Chan, çatık kaşlarla bir polise bir de ötede duran doktora bakmış, kafa sallamış, Seungmin de polislerin ve kalabalığın arasından sıyrılıp Minho'nun yanına ilerlemişti.
"İyi misin?"
"Başım ağrıdı," dedi Minho. "Pek sayılmaz."
"Gel." deyip onun çantasını aldı Seungmin, "Evine götüreyim seni."
Hiç reddetmedi Minho, ikisi yangın merdivenlerinden en üst kata kadar yavaşça çıkarken "Bir şey çıktı mı?" demişti Minho merakla. "Görüntülerden?"
"Emniyette inceleniyor şu an, gidince bende bakacağım da..." Ona baktı. "Sen neden bu kadar panik oldun, yani panik olman normal de şaşırdım."
Minho başını ovaladı. "Eğer yanılmıyorsam bugün bu kolun sahibinin otopsi fotoğraflarını inceledim çünkü. Akşamına kolu bulmak gerdi. Neyse ya, elini çabuk tut komiser."