K16Y-22.BÖLÜM

9K 639 47
                                    

Keyifli okumalarrr 🫶🏻

Yazım yanlışları varsa affola 👉🏻👈🏻

Yazım yanlışları varsa affola 👉🏻👈🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(İlker ve İkra:))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(İlker ve İkra:))

️⏳️

Aradan geçen zaman azdı hissettirdikleri fazla. Gerçek ailem olduğunu söyleyen bu aileyle geçirdiğim üçüncü haftaydı. Hatta üçüncü haftanın ilk günü. Bir haftalık ara tatili uzatmış, bunu iki hafta yapmışlardı. Aslında bu benim için iyi de olmuştu çünkü onları biraz daha izlemiştim. Üç haftada ne kadar az bir süre olsa da berbat bir aileden çıkmışsanız sizin için çok değerli bir zamandı.

Zaten, zaman en değerli şey değil miydi?

Bahçeye doğru ilerlerken üstümde pijamalarım vardı. Sabahın erken saatiydi ve evdeki herkes bahçeye geçmişti. Mahmut ve Melike'yle telefonda konuşmak için yukarı çıkmıştım ve şimdi de beni az önce Merter çağırdığı için aşağı, bahçeye inmiştim. Bu aile sayesinde uzun süredir şiddet görmüyordum ve bu sadece fiziksel bir şiddet olmasına rağmen yetiyordu.

Farklılardı. Hem çevremde gördüğüm aileler gibilerdi hem değillerdi. Yan yana ettikleri sohbetler çok güzeldi, farklı bir huzur veriyordu insana ama ben yabancıları olduğum için miydi, ki bence öyleydi, bana ilişkileri çok farklı geliyordu.

Mesela, kardeşler olarak yaş fark etmeksizin oyunlar oynuyorlardı. Babalarına ve annelerine aşırı saygılı ama aynı zamanda da arkadaş gibilerdi.
Hepsinin birbirinden farklı hal ve hareketleri vardı ama bu aynı zamanda tam bir benzerlik taşıyordu. Sanki farklı yapboz parçalarıydılar ama yan yana tamam oluyorlardı. Sanki onlar bambaşka mevsimlerdiler ama art arda birbirlerini hep takip de ediyorlardı.

Hepsi birbirini biliyordu. Uygar'ın neden bu kadar sessiz olduğunu herkes biliyor ve onun üstüne gitmiyorlardı. Bazen Ayşegül Hanım sitem ediyordu, hatta daha yarım saat önce sitem etmişti. 'Oğlum sesini unuttuk bari arada seslen.' Ayrıca hakkını yememek gerekti, günaydın, iyi akşamlar, iyiyim, anne, baba dediği oluyordu. Sonra Batur, sürekli gülümseyen biriydi. Böyle sıcak kanlıydı. Herkese bulaşıyor sonra bir de suçsuz gibi odasına çekiliyordu. Tuygar ise ağır abiydi. Masada önce, annesinin sonra benim be Merter'in kafasını öperek oturuyordu. Her öğünde asla şaşmadan yapıyordu bunu. Murat abi zaten en olgunlarıydı. Hepsiyle konuşuyor bir de susuyordu. Bazen aileye bakarken daldığını görüyordum ama sebebini anlayamamıştım. Çıkardı kokusu diyerek bekliyordum. İlker,susmuyordu. Geceleri yanıma geliyor, yatağın köşesine kıvrılıyordu. Sabah da saçlarımı öperek uyandırıyordu. Saçmalıyordu ama ben dahil herkes onu ve saçmalamalarını izliyorduk. Ailenin maskotu kim deseler, İlker derdim. Merter de susuyordu. Benimle oynuyor anne babasına nazlanıyordu. Bu evin nazlı bebeği Merter'di. Küçük olduğu için biraz şımarıyordu ama aşırıya kaçmıyordu.

Kayıp 16 Yıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin