Keyifli okumalarrr 🫶🏻
Yazım yanlışları varsa affola 👉🏻👈🏻
AY NERDEYSE 30 BÖLÜM OLDUKK, BİR BÖLÜM KALDI
ŞÜKÜR, SONUNDA,diyeceğiniz birini göreceğizzz. Alayım tahminleri;)
Bu ara bu şarkıyı aşırı dinliyorum.
️⏳️
Babamla birlikte eve döndüğümüzde, yüzündeki gülümsemeyi hala silmemişti ve bende yüzüne baktıkça hem gülümsüyor hem de utanıyordum. İlker kapıyı Merter açınca kafasına hafifçe vurmuştu ama ardından üç kişi tarafından bir de kafasına o darbe almıştı. On bir yaşındaki çocuktan daha çocuk oluyordu. Beraber salona geçtiğimizde babam benimle birlikte elindekileri salon kapısına bırakmış, yan yana kanepeye oturmuştuk. Kolunu omzuma atarak beni kendine çektiğinde İlker kaşlarını kaldırarak bize bakmıştı. " Noluyo size?" Dedi. Kafasını sağa sola sallayarak. "Ne bu, cicim ayındaki yeni evliler gibi sırıtmalar falan, hayırdır?"
Babam gülerek beni kendine daha çok çekti. Ayak ayak üstüne atarak hepsinde gözlerini gezdirip, başımın üstünü öptü. Hafiften kafamı kaldırarak ona baktığım için her hareketini takip ediyordum.
Ben sanırım gerçekten hayrandım bu adama.
Bu kadar kısa sürede, fazlaca.
"Ben sabah size ne demiştim?" Dedi. Sesi o kadar keyifliydi ki, bu gülümsememe sebep oldu. Bir kelime benim olduğu kadar onun için de çok önemliydi anlaşılan.
"İkra için bir ben etmezsiniz dedim mi demedim mi?" Suratlarını aynı anda buruşturan beşliye bakınca gülümsememi durdurdum.
Ayşegül Hanım, elinde telefonla salona geldiğinde gülümseyerek yanımıza oturmuştu. Bir yanımda o, bir yanımda babam vardı. "Neler yaptınız, baba kız?"Dedi gülümseyerek.
"Onu anlatıyorum bende şimdi."
"Bir gittik önce, bisiklet sürdük. Çekirdek kola yaptık, sinemaya gittik, yemeğe gittik, alışverişe gittik."
İlker'in hayret içeren sesini duyunca babam susarak ona döndü. İlker konuştukça Murat abim hariç, diğerleri kafasını aşağı yukarı salladı. İlker konuşuyor, onlar her cümlesinden sonra onaylıyordu.
" Baba sen evlat ayrımcılığı yapıyorsun bir. Sen bizimle en son şu kadar vakti geçirdiğinde hepimiz üniversite sınavına girmiştik -ben hariç- benle liseye geçiş sınavında gitmiştin. Ayrıca sen alışverişten nefret edersin."
İlker'i şu üç ayda azda olsa tanıdığım için, ciddi olmadığını sürekli abartarak uzattığı kelimelerle anlıyordum. Sadece bulaşmak,ki bunu sadece babama yapıyordu, için konuştuğunda hep böyle kelimeleri uzatarak söylüyordu.
"Ulan eşek sıpaları." Burnunu çekerek öne doğru eğildiğinde kolu omzumdan ayrılmıştı. "Siz kendinizi benim kızımla bir mi tutuyorsunuz?" Bu sefer Murat abim de onlarla kafalarını sallayınca güldüm. Hiçbirinin ciddi olmadığını biliyordum çünkü hepsi hafifçe gülümsüyordu. "Bak bak, hareketlere bak Ayşegül. Sanki anlaşmış eşekler."
Ayşegül Hanım da gülerek onları izliyordu. Saçlarımla oynamaya başlamıştı. Bunu sürekli yapıyordu son günlerde. Saçlarımla oynuyor ya da benimle iletişim haline geçmek için bekliyordu. Bekliyordu çünkü, babamın da dediği gibi oğullarından sıra gelmiyordu. O da sürekli söyleniyordu.
"Neyse," keyifle geriye yaslandı. "Asıl önemli şeyden bahsetmedim ben size."
Hepsi merakla bana ve babama baktığında gülüp saçlarımı öptü. " Bugün İkra bana baba dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp 16 Yıl
Teen FictionKaybettiğim şey bir eşya değildi. Bir bileklik, bir toka, bir para. Kaybettiğim şey on altı yıldı. Şimdi her şeye yeniden başlamam isteniyordu. Hiç bilmediğin insanlarla yeniden başlamak. Kırılan bir güvenin yokmuş gibi, sanki şimdi yeniden doğmuşum...