K16Y- 32. BÖLÜM

4.1K 348 39
                                    

Keyifli okumalarrr 🫶🏻

Yazım yanlışlarım varsa affola 👉🏻👈🏻

Bu şarkı bu ara en sevdiğim şarkı. Ferdi Tayfur dinliyorum da ahahıakaşa

⏳️

Karşımda oturan aile üyelerine bakarken sopa yutmuş gibiydim. Ailesiyle karşımda oturması birinci sebepti, elbise giymem ikinci sebepti, yanımda oturan ikizim de üçüncü sebepti.

Sergen içeri girdikten sonra hiç tanımıyormuş gibi yapmıştım. Çünkü gidip de konuşacak cesaret bende yoktu. O tanımış mıydı, onu da bilmiyordum. Babamla babasının samimiyetine dayanarak yakın hatta baya yakın olduklarını anlamıştım. Herkes birbiriyle konuşurken ben, İlker ve Sergen susuyorduk. İlker kapının önünde benim şaşkınlığımı fark edince önce bir anlam verememiş sonra bir Sergen'e bir bana bakıp beni kolunun altına almıştı. Sergen önde biz arkada içeri girerken de saçlarımı çekerek, gözüm üzerinde İkra, demişti.

Neyi, neye, nasıl bağdaştırmıştı? Bilmiyordum.

Ayşegül Hanım'ın yemeğe geçelim demesiyle ayağa kalkmıştım. Herkes yemek odasına geçince önümde yürüyen Sergen birden durup bana dönünce yutkundum. "Bir şey mi oldu?" Gözleri saçlarım ve elbisem arasında gidip gelmişti önce. Bakışlarını gözlerime sabitlediğinde dudaklarını birkaç kere açıp kapatmıştı sonra da başını sağa sola sallayarak önden benim geçmem için elini ileri uzattığında, gülümseyerek önüne geçtim.

Neden bilmiyorum ama gülümsediğini hissettim.

Yemek masasında İlker ben oturur oturmaz yanıma oturmuştu. Benden sonra içeri giren Sergen, yanımdaki boş sandalyeye oturunca İlker'in sesiyle ona döndüm ama bana göz kırparak önüne döndü.

"Eee İkra'cım," sessizliği bozan, Sergen'in annesine baktım. " Seninle tam tanışmadık biz. Neler yaparsın, nasılsın?" Ağzımdaki lokmanın büyüdüğünü hissetsem de su içerek yuttum. Gülümseyerek gözleri mavi olan, yuvarlak yüzlü kadına döndüm. Samimi gibiydi.

"İyiyim teşekkürler. Siz nasılsınız?" Gülümseyerek önündeki eti kesmeyi bıraktı. Ellerini çenesinin altında birleştirdiğinde masadaki herkesin yavaşça yemeğini yediğini ama bir yandan da bize baktığını gördüm. " İyiyim teşekkür ederim tatlım." Başını hemen iki yanında oturan Ayşegül Hanım'a çevirdi. "Kızın, çok kibar ve güzel Ayşegül. Gençliğini hatırlattı bana" Ayşegül Hanım gülümseyerek baktığında suyuma uzandım. "Öyledir. Kibar, güzel, anlayışıdır benim kızım."

İlker koluma vurarak tabağımı işaret etti. Önümdeki yemeği yemeye devam ederken masadakiler kendi arasında konuşmaya başladı. Rahat bir nefes vererek yemeğime devam ederken sağ tarafımda, kulağımın hemen dibinde hissettiğim nefesle elim titredi. " İkra neler yapar, onu söylemedin?" Başımı Sergen'e çevirdiğimde gülümseyerek bakıyordu. Gülümsedim.

"İkra kulağının dibine girilmesini sevmez." Dudağını ısırarak gözlerime baktığında İlker'in sırtımdan uzanarak Sergen'in kafasına vurmasını şok içinde izledim. Herkes bize baktığında İlker eski konumuna dönmüştü.

Üzerime uzanmadığı ve Sergen'in kafasına vurmadan önceki konumuna.

Sakince sandalyede oturduğu haline.

"İlker." Babamın ve Ayşegül Hanım'ın aynı anda konuşmasıyla İlker omuzlarını çocuk gibi oynatarak yemeğine devam etti.

Sergen'in gelmesinin sesini dinleyerek yemeğime kaldığım yerden devam ettiğimde göz ucuyla İlker'e baktım.

Göz göze geldiğimizde göz kırptı.

**

Babamın beni kolunun altına almasıyla İlker de hemen yanıma oturmuştu. Sergen ayakta bana baktı. Gözleri üzerimde karşıma oturduğunda Batur abim gülerek saçlarını karıştırdı. Beraber konuşmaya başladıklarında İlker yanımda " Sıkıldığını, beraber odasına çıkmamız gerektiğini, ne gerek var olduğunu burada oturmamızın? " Demişti.

Kayıp 16 Yıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin