Lilith Luis'in söylediği yere eteklerini tutarak ilerliyordu, sarayın arkasındaki bahçeye. Dikenli otların eteğine takılmaması için çok çaba sarf ediyordu. Sonunda ulaştığında eteğini kucağında toplayıp dizlerinin üstünde çöktü ve elini dikenli güllerin arasına hiç düşünmeden daldırdı.
Dikenler tenini çizmiş, anında akan kan bileğinden damlamaya başlamıştı ama umursamadan Luis'in sakladığını söylediği notu tutup çekti. Nota bağlı olan gülü de koparmak zorunda kalmıştı. Lilith onun bu durumda yaptığı gereksiz romantizm'e göz devirdi. Ayağı kalktığında notu gülden ayırdı ve çiçeği yere attı, yanına alacak hâli yoktu. Notu elbisesinin kemerinin arkasına sıkıştırdığı an gelen sesle arkasına döndü. "Prenses Lilith."
Lilith ondan gerek statü, gerek servet olarak - hatta güzellik ve fizik - üstün olduğunu bildiği için oldukça rahattı. Clairence'i kolları göğsünde bağlanmış kendisine gözlerinden ateş çıkacak kadar sinirli bakarken gördüğünde gülümsedi. "Clairence."
Clairence kendisine de 'prenses' diye seslenilmediği için daha da sinirlenmiş, çocuksu tavrını sergilemekten alıkoyamamıştı kendini. Aniden kollarını çözüp lilith'i omuzlarından kavrayarak sarstı. "Prens Luis benim, anladın mı? Ona bir daha yaklaşırsan çok pişman olursun!"
Lilith zaten bunun olacağını tahmin ediyordu. Gelen tehdit ile gözlerini devirdi. "Bu meseleyi uzatacak vaktim yok, o yüzden seninle açık konuşacağım Claire." Clairence'in ellerini sertçe omuzlarından ittirdi. "17 yaşındaki küçük bir kız çocuğunun kıskançlık saçmalıklarıyla uğraşmak için fazla meşgulüm. Sarayda tek gördüğün kişi o olduğu için Luis'e aşık olmuş olman oldukça tahmin edilebilir - aynı zamanda acınası. - özellikle de prensin kuzenin olduğunu düşününce."
Claire duyduklarıyla gözlerini şaşkınlık ile kocaman açarken lilith ona doğru bir adım attı. "Bir daha beni ya da kardeşimi rahatsız edecek en ufak bir davranış sergilersen Luis'in karşısında dizlerinin üstünde ağlamanı sağlarım. Ophelia'nın bir adım yakınına bile yaklaşmayacaksın, duydun mu beni?" Ophelia ile ilgili uyarmasının sebebi kız kardeşinin kendisi gibi kafa tutmak yerine "aşıkları" ayırdığını düşünüp anında kenara çekileceğini bilmelisiydi. Düşününce bu işine yarayacak olsa da kız kardeşini asla bir başkasına ezdirmezdi, taht için ikizini satmak alçaklık olurdu.
Ayrıca normalde asla ona laf yetiştirmez, sadece çekip giderdi ama bu salağın tehdit edilmeden başına bela olacağını biliyordu. Önlem alıyordu işte.
Clairence az önce ne olduğunu sindiremeden Lilith ona gülümseyip birkaç adımla yanından geçti ve saraya doğru tekrar yol aldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Leon Ophelia ile Luis konuşurken kapıya kilitlenmiş, Lilith'in gelmesini bekliyordu. O prenseslerin korumasıydı sonuçta, koruması gerektiği içindi bu endişesi. Lilith sonunda içeri girdiğinde Leon'un nefesi hızlandı. Kızın teni çizik içindeydi ve bazısı kurumuş, bazısı taze olan kanlar elbisesinin bilek kısmına bulaşmıştı. Leon kimsenin kızla ilgilenmediğini fark edince kendini durduramadı ve Lilith'e doğru hızlı adımlarla ilerledi. "Prenses, elleriniz-"Lilith leon'u tek hareketle susturdu. Babasına bakmaya çalışıyordu. Leon ellerini tutmak için uzandığında lilith geri çekildi. "Krala benimle yukarıda buluşması gerektiğini söyler misin? Çok acil olduğunu da ekle. Güneyle ilgili."
Leon kızın söylediğini yapmak için arkasını döndü ve krala doğru yürüdü ama aklında hâlâ kızın çizilmiş beyaz teni vardı. Birinin canını acıttığını düşündükçe görevini yerine getiremediğini düşünüyor, moralinin bozulmasına engel olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm the opposite of you
FanfictionAda Wong ve Ashley Graham'ın ikiz kardeşler olduğu bir evren. Kraliyet teması. Resident evil karakterleri.