Uzun zaman | 5

208 27 74
                                    

Kuzey krallığından toplam 4 at arabası ayrılmıştı. Vedalaşma süreci Ophelia'nın ağlamaları yüzünden biraz uzun sürsede sonunda çıkabilmişlerdi.

Alina, Chris bir arabada,
Lilith, Leon bir arabada,
Luis ise tek başına diğerindeydi.
Sonuncu arabada asker vardı zaten.

Claire gelmek için çok ısrar etmiş olsa da abisinin azarlaması üzerine daha fazla bir şey diyememiş, Ophelia ile Kuzey sarayında kalmıştı.

Aslında Alina'nın da kalması istenmişti ama Alina ne yapmış ne etmiş herkesi ikna etmişti. Kimse onu kendi krallığına gitmekten alıkoyamazdı.

Lilith konuşması gereken şeyleri düşünüyor, önemli yerleri not alıyordu. Bu Güney krallığı ile ilgili içinde çok kötü bir his vardı ama kimseye belli etmemişti. Leon da kılıcımı keskinleştiriyorum ayağına Lilith'i izliyor, arada yakalanmaktan korkup saçma sapan hareketler yaparak kızın dikkatini daha çok üstüne çekiyordu. Ki Lilith zaten Leon'un kendisini izlediğinin farkındaydı. "Bir şey söylemek istiyorsan söyleyebilirsin Leon."

Leon prensesin konuşmasıyla panik içinde kılıcı düşürüp utanç içinde geri almıştı. "Ben- ben-" Leon kekelemeye devam edip iki kelimeyi bir araya getiremeyince Lilith gözlerini devirdi ve Leon'a döndü. Korumanın çenesini nazikçe tutup yüzünü kendine döndürdü. "Konuş."

Prensesin emriyle Leon pembeleşmiş yanaklarını görmezden gelmeye çalışarak yutkundu ve mırıldandı. "Güney sarayında bana yakın olsanız.. olur mu Prenses?" Lilith orada da kendisine mesafeli davranırsa onu koruyamayacağını düşünüyor, endişeleniyordu.

Lilith kaşlarını çatıp Leon'un çenesini bıraktı. "Ne o, korkuyor musun?" Lilith bebek bakıcısı istemediği konusunda oldıkça katıydı ama Leon'un gözlerindeki endişe kızın ses tonunun yumuşamasına neden olmuştu. "Peki, olurum Leon."

Leon aldığı onayla gülümseyip önüne döndü. Artık huzurlu bir yolculuk geçirebilirdi. Ophelia'nın hazırlığı torbayı açıp bir şeyler atıştırmaya başladı. Lilith'in kendisine baktığını fark edince tek yanağı yemekten şişmiş bir şekilde kıza meyve uzattı.

Lilith istemediğini belli etmek istercesine elini sallayıp başını at arabasının aralık kısmına çevirdi. Leon'un o hâline gülmemek için çok zor durmuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Alina ise gergindi ve Chris tüm yol boyunca onu sakinleştirmek, yumuşatmak için uğraşmıştı. Christopher sevgilisinin korktuğu için gergin olduğunu sanarken Alina orada gerçekten kim olduğunu öğrenmelerinden korkuyordu. Zaten gelmek isteme sebebi de en çok buydu, onların öğrenmelerini engellemek.

Chris'i kaybetmek istemiyordu.

Alina aklında dönüp duran senaryolar ile Chris'e daha sıkı sarıldı. "Seni çok seviyorum, biliyorsun değil mi?" Diye mırıldandı, kollarını asla erkek arkadaşından ayırmıyordu. Chris onun tatlılığına gülümseyip saçlarını nazikçe okşarken başını salladı.

"Biliyorum, ve ben de seni çok seviyorum." Chris'in Alina'ya duyduğu aşk ve bağlılık kolay bulunabilecek bir şey değildi. Alina'yı ilk gördüğü andan itibaren sevmiş, başka bir kızın ihtimalini dahi düşünmemişti. Tek istediği Alina ile evlenip ölene kadar onunla yaşamaktı.

Alina ona ihanet etmekten nefret ediyordu. Lilith'e yaptıklarına bile alışmıştı ama Chris'in gözlerinin içine bakarak yalan söylemek çok zordu. Batı'nın tüm güzergahının yerlerini nişanlısının aşkını kullanarak almış, hiç düşünmeden kuzenine göndermişti. Onun sevgisine layık olmadığını bilmesine rağmen onu bırakamıyordu da. Carlos'un "sakın aşık olma!" ikazlarına rağmen aşıktı işte. Hem aşk seçilebilen bir şey değildi ki, öyle olsa Carlos gidip düşman krallığın prensesine aşık olmazdı değil mi? Önce kendine bakmalıydı.

I'm the opposite of youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin