Hain | 7

183 26 177
                                    

Lilith sabah olduğunda biri tarafından sarsılarak uyandırılmıştı, ve bu isim kesinlikle beklediği bir isim değildi.

"Luis?" Luis kızın uyandığını görünce hızlıca kapıyı kapattı ve Lilith'in yatağına oturdu. Lilith de yatakta doğruldu. Gözlerini ovuşturduktan sonra saçlarını elinden geldiğince düzeltti. "Sorun nedir?"

Luis işaret parmağını Lilith'in dudaklarına bastırarak onu susturdu. "Sessiz ol prenses." Lilith anlayışla başını sallayıp sustuğunda Luis elini çekti ve kızın kulağına eğilip fısıldamaya başladı.

Fısıltıların ardından Lilith ifadesini düz tutmaya devam etti, Luis'de odadan çıktı.

Lilith dolaptaki kendi için dikilmiş elbiselerden birini giydi. Elbisenin kendinden bağımsız ince transparan beyaz bir kumaşlı kollukları vardı. dirseklerinin biraz üstünde başlıyordu ve en üstü dantelliydi. Eteği kabarıktı, korsesini giyip iplerini olabildiğince sıkarak belini daha ince gösterdi, göğüsleri de daha öne çıkacak hâle gelmişti. Boynuna ise kollukların üstündeki aynı dantele sahip bir fular bulmuş, onu boynuna sarmıştı.

Oldukça sakin görünüyordu. Odada tek olduğu için ses çıkarmaması normal olsa da nefes sesi bile doğru düzgün duyulmuyordu. Aynı düz ifade ile odadan çıktı ve aşağı indi. Leon, Chris ile ortak salondaki masaya oturmuş bir şeyler yiyordu. Luis ve Alina ortalıkta yoktu. Carlos ise masanın en başındaydı. Lilith Carlos'un yanına, Leon'un tam karşısına oturdu. Koruması kendisine bakıp gülümsedi. "Günaydın Prenses Lilith." Lilith karşılık olarak sadece başını salladı.

Carlos, Lilith içeri girdiğinden beri üzerindeki elbiseyi inceliyordu. Bunu diktirirken Lilith'in üzerinde nasıl duracağını birkaç kere hayal etmişti ama hiçbir zaman bu kadar mükemmel olabileceğini düşünememişti. "Yakışmış." Lilith Carlos'un iltifatıyla hafifçe gülümsedi.

Leon kendisine cevap vermeyi bırak yüzüne bile bakmaya tenezzül etmeyen prensesin Carlos denen şerefsize gülümsemesine sinir olmuştu. Ama tabii ki bir şey diyemedi. Sadece çatalını sertçe tabaktaki yemeğe sertçe geçirerek ikisini izliyordu. Chris onun gerildiğini fark edince yavaşça arkadaşının omzuna dokundu. "Sakin ol." Chris bir prens olsa da asla Leon'a "koruma" gözüyle bakmazdı. Onun için Leon sadece dostuydu. - Gerçi Chris kimseye yukarıdan bakmazdı - Ayrıca Chris Leon'un sinirinin kaynağının sadece prense duyduğu nefret olduğunu sanıyordu.

Leon bile öyle sanıyordu.

Leon, Chris'in uyarısıyla kendini toplayıp başını öne eğerek ikisine bakmaktan kaçındı.

"Prens Carlos, özür dileyerek belirtmek isterim ki buraya geldiğimizde anlaşmanın babama, yani sevgili kralımıza da gösterilmesi gerektiğini tamamen unutmuşum. Kendisine de bir mektup yazıp anlaşmanın bir kopyasını ulaştırma şansınız nedir acaba?" Kız oldukça nazik bir ses tonu kullanmış, gözlerini Carlos'un gözlerinden bir saniye bile ayırmamıştı.

"Ne isterseniz Prenses." Carlos onun gözlerinde kaybolurken neredeyse kendinden geçerek cevapladı. Kabul ettiğinin bilincinde bile değildi. Prensese olan takıntısının bu boyutta olması endişe vericiydi. Carlos hepsine iyi yemekler dileyip Lilith'in isteğini yerine getirmek adına masadan kalktığında Lilith de onunla beraber kalkıp selam verdikten sonra adama yaklaştı.

"Teşekkürler." Carlos kendisine sadece bir adım uzakta olan Lilith'in üzerine eğilmesiyle yutkundu. Kızı yakından görmek kalbine iyi gelmiyordu. Lilith tek eliyle Carlos'un sol gözünün altındaki kirpiği aldıktan sonra gülümseyip arkasını döndü ve koridorda yürüyüp gözden kayboldu.

Carlos birkaç saniye Lilith'le olan etkileşimlerinden sonra kendine gelmeyi bekledi. Daha sonra Chris ve Leon'un kendisine baktığını fark edince boğazını temizleyip hızlı bir dönüşle ortak salondan çıkıp mektubu yazmak için kütüphaneye doğru yol aldı.

I'm the opposite of youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin