Kurtuluş | 25

108 15 390
                                    

"Altın mı istiyorsun? Elmas mı? Ne istersen veririm, yeter ki yap şu siktiğimin büyüsünü." Ophelia'nın sesi konuşurken çatallanıyor, bazen kısılıyordu. Yaşlı kadın başta ne diyeceğini bilemese de kızın ne kadar çaresiz olduğunu fark ettikten sonra ondan para koparmaya çalışmıştı.

"Cesedi bulabilirseniz yaparım Kraliçem. Ah, bakın kraliçem dedim yanlışlıkla. İçime doğdu demek ki." Kadın gülümsediğinde Ophelia iki elini önlerindeki masaya vurdu. Herkes onu oyalıyordu, herkes. Saraydan kaçmış iki gündür ülkesinde bulabildiği tüm büyücüleri ziyaret ediyordu. Hiçbirinden de olumlu bir yanıt alamamıştı. O yüzden sınırı geçmiş, küçük köylerdeki büyücüleri gezmeye başlamıştı.

"Ceset yok dedim sana!" Ophelia aniden kadına saldırdığında büyücü kendini savunmaya çalışsa da normalde bir tokat atmaya çekinen prenses deli gibiydi. Hiçbir şey düşünmüyor, sadece sevgilisini geri getirmeye çalışıyordu. Biri kendisini belinden tutarak kaldırmış, diğer tarafa çevirmişti. Adamın tutuşundan kurtulana kadar çırpınmaya devam etti, en sonunda yorgunlukla kendini bırakmıştı.

"Vahşi olanın Lilith olduğunu sanıyordum, seninde pek bir farkın yokmuş sarışın." Adam sonunda kendisini bıraktığında Ophelia döndüğü gibi onun suratına sert bir tokat geçirdi. Sinirden öyle derin nefesler alıyordu ki göğsü patlacaktı neredeyse.

"Bana ondan başka kimse sarışın diyemez." Carlos gülümseyip başını salladı. Büyücülerle derin bir bağlantısı vardı malûm, neredeyse hepsi prensesin kendilerini ziyaret ettiğini ona bildirmişti. Sarışın kızın hâli perişandı, ona Lilithi hatırlatıyordu. O an fark etti Ophelia'nın muhtemelen kendisini hiç görmediğini, tanışmamışlardı çünkü.

Elini uzattı prensese. "Resmi olarak tanışmadık, ben Carlos." Ophelia duyduğu isimle bir adım geriye attı. Doğruydu, Carlosla hiç birebir tanışmamıştı. Sadece bir kere Luis ona bir resmini göstermişti o kadar. Ophelia geri çekilince Carlos kendisinden korkmaması gerektiğini söyleyecekken Lia kaçmadan önce Leondan çaldığı küçük bıçağı çıkardı.

"Lilith nerede seni orospu çocuğu." Carlos oflayarak eliyle başını ovaladı. En başında yanlış prensesi kaçırdığı için diğeriyle olan şansını kendi elleriyle mahvetmişti.

"Ağzınız da pek bozukmuş." Ophelia'nın tuttuğu bıçağa tepki vermek yerine perdeyi hafifçe aralayıp dışarıdaki adamlarını gösterdi. Beni öldürürsen onlar da seni öldürür mesajını vermek içindi bu. "Lilith hayatta. İyi olduğunu söyleyemem ama yaşıyor." Ophelia bıçağı mecbur geri çekti. "Size bir teklifte bulunmaya geldim Prenses."

Ophelia bu şerefsizin kendisinden ne isteyebileceğini bilmese de anında başını salladı. En azından Lilithi kurtarmak zorundaydı. Onun bu istekliliğine karşı Carlos gülümsedi.

"Lilith ile yerlerinizi değiştirme şansı sunuyorum size, tabii sizde isterseniz."

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
"İyi misin?" Claire başını salladı. Şu son iki gündür Chris, Leon ve Claire birlikte Opheliayı arıyorlardı. Yer yarılmıştı da içine girmişti sanki. Chris ona gerek olmadığını söylese de Claire kafasını dağıtmak, Luisten başka bir şey düşünmek için katılmak istemişti arama ekibine. Gerçi Luisi düşünmemek için adamın kayıp nişanlısını aramak biraz trajikomikti. Abisinin gözleri sürekli kollarına kaydığı için hırkasının kollarını biraz daha ileri çekti. Onu nasıl korkuttuğunu görmüş, abisinin kendisine sarılıp ağlamasından sonra pişman olmuştu. Olgunlaşmanın zamanı gelmişti, herkes kötü durumdaydı zaten.

I'm the opposite of youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin