İnanç | 16

128 15 189
                                    


Zaman atlaması, 1 ay sonra.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
"Yeter Claire, git başımdan." Luis yolundan çekilmesi için Clairence'i hafifçe ittirdi. Ancak Claire geri çekilmek yerine iyice yapışmıştı Luis'e, koluna bile sarılmıştı. Luis oflayarak kolunu çekmeye çalışsa da küçük prenses asla bırakmıyordu. "Bırak şımarıklığı Clairence, seninle uğraşacak zamanım yok!" Luis kendisine bağırdığında Claire gözlerinin yanmaya başladığını hissetmiş, prensin kolundaki tutuşunu hafifleştirmişti.

"Neden beni görmüyorsun..?" Luis onu daha fazla dinlemek istemediğini belli edercesine yine kolunu çekmiş, birkaç adım atmıştı. Clairence'in hıçkırık sesi koridorda yankılanana kadar da durmadı. Küçük prenses normalde abisinin yanında bile ağlamamaya çalışır, çok güçlüymüş gibi davranırdı. Ama durum Luis ile böyle değildi, nedense prens'e sığınmak istiyordu.

Luis derin bir nefes verip arkasını döndüğünde Claire'in ellerini yüzüne kapatmış sarsılarak ağladığını görmüş, biraz akraba olduklarından biraz da prenses için kötü hissettiğinden dayanamayıp iki üç adımda yanına ulaşmıştı. Claire biri tarafından çekildiğinde hızlıca ellerini yüzünden çektiğinde bunun Luis olduğunu anlayıp göz yaşları arasında gülümsedi ve başını prensin göğsüne yasladı. Her ne kadar Luis sadece küçük kızın üzülmesini istemediği için yapsa da bunu, Clairence'e umut veriyordu.

Ophelia ise onları gizlice izlemenin ne kadar ayıp olduğunu bilmesine rağmen kendine engel olamamış, koridorun dönüşünde saklanmıştı. Claire'in Luis'i sevdiğini bildiği için içindeki bu kıskançlık duygusunun yükselmesine engel olamıyordu. Luis'in ellerini küçük kızın bedeninden çekip ayırmak istiyordu hemen. Luis Claire'in saçlarını okşamaya başladığında Ophelia omuzlarını düşürüp saklandığı yerden doğruldu ve ters yöne doğru ilerlemeye başladı. Prens kendisiyle nişanlanmak istiyordu, ona da güveniyordu.

O zaman neydi içindeki bu his? Neden sinirli hissediyordu? Ophelia her zaman çok sakin biriydi, en kötü anlarda bile hislerini mükemmel bir şekilde kontrol edebiliyordu, ama nedense konu Luis olunca yapamıyordu bunu.

Luis saçlarını okşarken Claire sakinleşmiş, göz yaşları durulmuştu. "Ophelia seni hak etmiyor." Saçlarındaki el dursa da prenses devam etti. "Sen yokken.. bir işler karıştırdı, ben olmasam yapacaktı." Luis kaşlarını çatıp Clairence'i omuzlarından tutarak hafifçe geriye çekti ve devam et dercesine başını sağa yatırdı. Claire sanki söylemeye zorlanıyormuş gibi, utanıyormuş gibi davranarak Luis'in biraz ısrar etmesini sağladı. Hem yalan bulmak için zaman kazanmaya çalışıyor, hem prensi yanında birkaç saniye olsun daha uzun tutmak istiyordu. "Derek- yani, dans hocasıyla.. ah, ne kadar ayıp." Bunu söyledikten sonra anlık bir pişmanlık hissetse de şu an geri adım atamazdı, yoksa kendisi zararlı çıkardı. Kıza o zaman ettiği yardım, üzerine attığı iftira ile yok olmuştu. Belki Ophelia birkaç saniye daha bekleseydi bu konuşmayı durdurabilirdi.

Luis ellerini Claire'den çekti, yüz ifadesi ciddiyetini koruyordu. "Ne olmuş dans hocasına?" Claire başını öne eğip ikisini dans odasında "ayıp şeyler" yaparken duyduğunu söylediğinde bile Luis'in yüzü değişmedi. Claire bir tepki istediği için başını hafifçe kaldırıp prense baksa da Luis öylece karşıdaki duvara bakıyordu. "Peki, gidebilirsin Claire." Normalde şu an Chris'in yanına gidecekti, planları konuşmaları gerekiyordu ama önceliği değişmişti.

Önce Ophelia ile konuşması gereken bir konu vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Lilith sırtındaki izlere aynadan bakıp iç çekti, iyileşmişlerdi artık ancak iz kalmıştı. Leon o günden beri her gece bıkmadan sıkılmadan kızın yaralarına merhem sürmüş, Chris de kral ile konuşarak prensesin dinlenmesini sağlamıştı. Lilith yara izlerine daha fazla bakmanın bir anlamı olmadığını bildiğinden pantolonunu ve gömleğini giyindi. Uzun süredir talim yapmıyordu, paslanmak istemezdi. Üzerine kahverengi korse takarken aniden beline sarılan kollar ile yerinden sıçramış, Leon'un kokusu burnuna dolduğu an sakinlemişti. "Leon." Leon kızın kendisine dönmesine izin vermeden korsesini kendi bağlayıp saçlarını nazikçe sağ omzuna aldı. Prenses korumasının dudaklarını boynunda, omzunda hissedince gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Aralarının mükemmel olduğu söylenemezdi ancak kızın başına gelenlerden sonra Leon ekstra nazik ve ilgili davranmaya başlamıştı. "Çok yorucusun."

I'm the opposite of youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin