[ Tw : taciz, bakirelik ile ilgili rahatsız edici tasvirler. ]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ophelia nefesini toparlamak için demire yaslandı. Lilith gittiğinden beri annesi nedense derslerini ve sürelerini arttırmıştı. Tabii ki şikayet etmiyordu ama bazen çok yoruluyordu.Yaklaşık 2 saattir dans dersindeydi ve hocası asla yavaşlamıyor, kızın dinlenmesine izin vermiyordu. Bu dans derslerinde her türlü dansı öğrenmesi gerekiyordu: geleneksel, bale, kraliyet dansları ve bir çoğu. Hatta esneklik için bile çalışmaları oluyordu.
Ayaklarını hissetmiyordu artık, yara olacaklarına emindi. "Lütfen, biraz durmaya ihtiyacım var."
Ophelia'nın yalvaran, nazik sesini duyan Derek sırtını karşı duvardaki demire yaslarken sırıttı. "Annenizin emirleri siz mükemmel bir hâle gelene kadar durmamak prenses, yoksa bunu istemiyor musunuz?" Ophelia hızlıca reddetmek adına başını iki yana salladı. Evet çok iyi olmak istiyordu ama acı çekerken nasıl bunu mutlulukla yapabilirdi ki? Ophelia mutlulukla yapılmayan şeylerin verimli olacağına inanmazdı. Hatta "Bir şeyi sevmiyorsan asla yapmamalısın!" Derdi her zaman Lilith'e, onun seçme hakkı olmadığını anlamazdı.
Prenses iki eliyle de sıkıca demire tutunmuş derin nefesler almaya devam ederken Derek yavaş yavaş ona doğru ilerlemeye başladı. Ophelia bir an önce toparlanıp dansa geri dönmeye o kadar odaklanmıştı ki hocasının kendisine yaklaştığını fark etmemişti. Aniden beline sarılan eller ile başını kaldırdı. "Huh?"
Ophelia başını kaldırınca aynadan göz göze gelmişlerdi. Öğretilen danslar iki kişilik olabildiği için öğretmeniyle çok kez fiziksel temasa geçmişti ama şu an neden tutulduğunu anlamamıştı. Derek kızı belinden tutmaya devam ederek kendine çekti, böylece Ophelia'nın sırtı Derek'in göğsüne yapıştı. "Ne- Ne yapıyorsunuz? Yeni bir dans mı çalışacağız?"
Prensesin masum sorusuna Derek içten bir şekilde güldü. Bu kızın bu kadar masum olduğuna inanmıyordu, bir kere ikizi Lilith gibi bir kızdı, en azından o anlatıyor olmalıydı. Ophelia gözlerini kırpıştırarak aynadan hocasına bakmaya devam etti. Derek diğer elini yavaşça kızın boynundan çenesine getirip tutarak yüzünü kendine çevirdi.
Prenses çok güzeldi, yıllardır hocası olan Derek de bunun farkındaydı.
Prensesin büyüyüşünü izlemişti.
Ophelia bu anlamsız yakınlıktan rahatsız olduğunu belli edercesine kıpırdandı. "Masumu oynama Ophelia." Hocasının ne demek istediğini anlamıyordu, hareketlerini anlamıyordu, hiçbir şeyi anlamlandıramıyordu.
"A-anlamadım?" Derek onun elde etmesi zoru oynadığını düşünüyordu. Prensesti ya, illa uğraştıracaktı. Çenesini tuttuğu eliyle kızın yüzünü sabit tutup dudaklarına yöneldi. Ophelia ise panikle aklına gelen ilk şeyi yaptı ve adamın ayağına sertçe basıp onun affalamasından yararlanarak tutuşundan kurtuldu. "Ne yapıyorsunuz!?"
Canı acıyan Derek sinirle kızın üzerine yürüyüp sertçe kolundan tuttu ve tekrar kendine çekti. "Beni sinirlendirmek istemezsin Ashley." Ophelia kaşlarını çattı, çok yakınları hariç kimse ona ikinci adıyla seslenemezdi - sanki asıl sorunumuz buymuş gibi -
"Bir prensesle konuştuğunuzu unutuyorsunuz!" Ophelia normalde bunu yapmaktan nefret ederdi, herkes eşit olsun kafasında biriydi. Lilith derdi ona, sen bir prensessin, değerini, farkını anlamalısın diye.
Derek güldü. "Seni 14 yıldır tanıyorum Ashley, beni istediğini biliyorum." Kızın yüzüne gelen bir tutam saçı kulağının arkasına doğru taradı. Ophelia'nın herifi istediği falan yoktu, Derek olayları kendi isteklerine göre şekillendiriyordu sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm the opposite of you
FanfictionAda Wong ve Ashley Graham'ın ikiz kardeşler olduğu bir evren. Kraliyet teması. Resident evil karakterleri.