Gönderme | 9

252 23 214
                                    

"Umrumda mı sanıyorsun?" Carlos'un kalın sesi sarayın duvarlarında bağırmamasına rağmen çınladı. Lilith kaşlarını çattığında leon onu arkasından, elbisesinin kemer kısmından tutarak sabit tuttu. "Benim krallığımdasınız, benim topraklarımdasınız, düşmanlığımız sırasında yaptığımız şeyleri bir kenara bırakacaksınız. Zorundasınız."

Ortamdaki gerginlik azalmak yerine çoğalıyordu. Jill, Carlos'un sağında duruyor, kaçak bakışlarla Chris'e bakıyordu. "Siz de çok iyiymişsiniz gibi davranmayın. Lilith, Luis, sizde en az benim kadar, sizin tabirinizle, kötüsünüz. Ben kötü adam isem, sizde öylesiniz."

Leon Carlos'un ne demek istediğini anlamasa da Lilith de Luis de gayet net anlamıştı. "benim yerimde olsa sizde yapardınız" demeye getiriyordu.

Ve pek de haksız sayılmazdı.

Chris ise tamamen ifadesizdi, Alina'ya bir saniye olsun bakmıyordu, hatta ondan uzaklaşmak için can atıyordu. "Batı'yı ve Kuzey'i aynı anda karşınıza almanın ne demek olduğunun farkında mısınız Prens Carlos? Bize zarar verdiğiniz an halklarımız birleşecek, ve "topraklarınızı" başınıza yıkacaktır." Chris'in ses tonu o kadar sert, o kadar soğuk, o kadar duygudan yoksundu ki Alina bir an titremiş, Carlos'un gömleğinin ucuna tutunmuştu.

Lilith sol yumruğunu sıkarken başını salladı. "Evet, sanki soysuzmuşuz gibi bizi önünüze dizip tehditler savuramazsınız, Kraliyet mensupları ile konuştuğunuzun farkına varın." Luis ise konuşmalara asla dahil olmuyor, kenarda oturmuş Alina'yı sırıtarak izliyordu.

Alina, Luis ile göz göze geldiğinde Carlos'un gömleğini bırakıp çıkmak için büyük kapıya doğru yürümeye başladı. "Dur." Kendisine söylenildiğini anlamamak için aptal olmak gerekirdi, Luis'in sesiyle durdu ama arkasını dönmedi. "Sorun nedir Alina? Carlos'a hakkımızda bir şeyler anlatırken gayet konuşkandın, neden şimdi susuyorsun?"

Carlos Alina'yı savunmak adına ağzını açtığında Chris histerik bir kahkaha attı. "Bunu ben de merak ediyorum." Alina hafif arkasını dönüp Chris'e baktığında ilk defa göz göze geldiler. Chris o kadar.. delici bakıyordu ki Alina ne gözlerini çekebiliyordu ne de hareket edebiliyordu. Adamın gözlerinde kendisinden iğrendiğini, nefret ettiğini, sinirini, her şeyi görebiliyordu. Sevdiği adamın, ne olursa olsun aşık olduğu adamın kendisinden bu kadar tiksindiği düşüncesi Alina'nın gözlerini doldurmaya yetmişti. Carlos hızlıca kuzenine ulaşıp destek olmak istercesine onun kolunu sıvazladı.

"Kızın hiçbir suçu yok, bunları yapmasını ondan ben istedim. Ayrıca hiçbirinize gözle görülür bir zarar vermedi ya?" Luis gülerek gömleğinin kolunu sıyırdı ve kesik izini gösterdi. "Bana hançer çektiğinde pek de zararsız görünmüyordu."

Leon olaya katılmalı mı, lilith'i tutmaya devam mı etmeli bilemese de Alina'nın bakışlarında bir şey görmüş, müdahale etmeye karar vermişti. "Batı'nın planlarına sahip olmalarını konuşmak daha önemli değil mi?" Dikkatleri Alina'nın üstünden almak için atmıştı bunu ortaya, işe de yaramıştı.

Chris bir adım ileriye attığında Carlos'un korumaları onun önünü kestiler, bu hareket ile Luis de sonunda oturduğu yerden kalktı ve kuzeninin arkasında durdu. "Planlarımızın derhal geri teslim edilmesini, buna dair herhangi bir belgenin yok edilmesini talep ediyorum." Chris sinirine rağmen hâlâ oldukça resmi konuşuyor, kraliyet beyefendiliğinden ödün vermiyordu.

Leon ise hâlâ Lilith'in arkasında duruyor, onu olası bir durumda korumak / tutmak için bekliyordu. Carlos ikisinin yakınlığından hoşlanmasa da şu an kıskançlığın sırası değildi. "Tamam, sakinleşelim. Eminim baş başa konuşursak bu durumu çözebiliriz, Prens Chris?" Konuşmak istediği kişinin chris olduğunu sona adını ekleyerek belli ettiğinde Carlos'un adamları Chris'in yolundan çekildi ve ikisi sarayın içinde ilerleyip gözden kayboldular. Luis ise Alina'yla uğraşmaya devam ediyordu. Leon en son onu durdurmak adına kolundan tutarak yanına çekti. Alina da hızlıca sarayı terk etti.

I'm the opposite of youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin