I'm the opposite of you

Enfekte | 11

Luis sakinleşmeye çalışsa da sinir olmadan edemiyordu. "Orospu çocuğuna bak. Ya evlenirsin ya savaşırsınmış, barbar resmen." Odanın içinde bir ileri bir geri yürüyordu. Lilith'in daha da gerildiğini fark edince yürümeyi bırakıp sakinleşebilmek adına gözlerini kapattı. Şu an herkes sıkıntıdaydı, kendisinin ortamı yumuşatması gerekiyordu, alevlendirmesi değil.

Chris düşünceli görünüyordu, Leon ise tamamen sessizdi. Yakınlaştıkları o geceden beri neredeyse hiç konuşmamışlardı, birbirlerini görmezden geliyorlardı sanki. Lilith başta yaklaşmak istemişti ama Leon yüzüne bile bakmayınca kendinde o cesareti bulamamıştı. "Ne yapacaksın?" Chris'in sorusuyla Lilith derin bir nefes alıp omuzlarını kaldırdı.

"Bilmiyorum. Carlosla evlenmek istemiyorum ama blöf yaptığını da sanmıyorum. Sizi tehlikeye atamam." Lilith aldığı nefesi sıkıntılı bir şekilde verdi. Eğer diğerleri burada olmasaydı kararları daha kolay verebilirdi ama Carlos'un Leon'a ya da diğerlerine zarar verme düşüncesi kızı geride tutuyordu.

"Öldüreceğim." Leon'un sesi kısık olduğu için Lilith bir an onun ne dediğini anlamamıştı, Chris ve Luis'de ona döndü. "Yapacağım son şey olsa bile Carlos'u öldüreceğim." Leon başını kaldırdığında gözlerindeki öfke Lilith'i korkutmuştu. Onu en son bu kadar sinirli Alina'nın ajan olduğunu öğrendikleri gün Carlos'a yumruk atarken görmüştü. Leon başka bir şey söylemeden odadan çıktığında Lilith başını öne eğdi. Chris ona destek olmak istercesine kızın omzuna elini koyarken Luis'de Leon'un peşinden gitti.

"Leon, bekle!" Luis'in sesini duyan Leon yavaşlamadı, hatta daha da hızlandı ve bahçeye çıktı. Ama Luis peşinden gitmeye devam etti ve bahçeye çıktıklarında Leon'u kolundan tutarak durdurdu. "İyi misin?" Leon Luis'in dalga falan geçmeye geldiğini düşündüğü için sorduğu soruyla kaşlarını çattı. Prensin alaycı tavrı kaybolmuştu, ve bu Leon için şaşırtıcıydı.

"İyiyim, sadece.. sinirlenmemek elde değil." Leon da oldukça sakin bir yanıt verdi. Normalde her saniye didişen bu ikili konu Carlos'a olan nefretleri olunca birlik olmuşlardı sanki. Luis kolunu bıraktığında Leon sırtını sarayın duvarına yasladı. Temiz hava almak iyi gelmişti.

"Lilith korkuyor." Luis mırıldandı, onun çıkarımına normalde bağırıp çağıracak Leon bu sefer başını sallayarak ona katıldığını belli etti. O geceden sonra Lilith'den uzak durmuştu çünkü işi gereği etnik değerlerini çiğnemişti ve bunu tekrar yapmak istemiyordu. Lilith bir prensesti, kendi sınırlarını bilmek zorundaydı.

"Biliyorum." Luis de yanına yaslandığında Leon yaklaşık 20 dakikadır sıktığı yumruğunu açtı. Tırnakları avuç içlerine battığı için yara olmuştu. Onu korumak, sarılmak ve her şeyin iyi olacağını söylemek istiyordu ama bundan emin değildi. Hem tutamayacağı sözler vermek istemiyor, hem de karar verdiği gibi prensesle mesafesini korumak istiyordu. "Ona zarar gelmeyecek."

Luis başını Leon'a çevirip gülümsedi ve şakacı bir şekilde korumanın omzuna vurdu. "Senin yanına kim ona zarar vermeye cüret edebilir ki? Koskoca Güney prensine yumruk atmış adamsın sen." Luis'in şakasına karşılık Leon da güldü. Biraz daha rahatlamış hissediyordu.

Belki de gereksiz düşmanlıklarının yerini dostluk alıyordu ve bunlar ilk sinyallerdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Chris, Lilith'i bir süre daha teselli etmiş, sonra yemeğe inmeden önce hazırlanması için kızı odasına göndermişti.

Lilith odasına çıktığında üzerindeki elbiseyi çıkartmadan önce dolabını açtı. Gözüne çarpan koyu kırmızı renkli elbise ile kaşlarını kaldırdı, daha önce bu elbiseyi görmediğine yemin edebilirdi.