Karanlık | 19

101 15 231
                                    

Lilith kollarını son bir kez daha çekiştirse de bağlandığı zincir o kadar kalındı ki yerinden dahi oynamamıştı. Kız artık teninin yara olmaya başladığını hissedebiliyordu. Canının acısıyla yüksek sesle bir küfür savurmuş, nefes nefese geriye yaslanmıştı. "Bir de kızların narin ve korkak varlıklar olduğunu söylerler. Seninle tanışmadıkları ne kadar da belli, değil mi çiçeğim?" Lilith içeri giren kişinin Carlos olduğunu sesinden anlasa da doğrulmadı. Onun ne söylediği, ne söyleyeceği umrunda değildi. Tek düşündüğü bu lanet yerden kaçmaktı.
Carlos kızın önünde eğilip çenesini tutarak başını kaldırmasını sağladı. Buraya geleli birkaç saat olmuştu ve Lilith sürekli zincirlerle uğraşmıştı. "Tch, tch, güzel kollarını mahvetmişsin." Lilith sonunda Carlos'a baktı, adamın yaralı yüzünü daha dikkatli inceleme fırsatını yakalamıştı.

Prensesin gözleri kral'ın önü açık gömleğine kaydı, kulübe çok aydınlık olmasa orada da yanıklar olduğunu görebiliyordu. Carlos onun nereye baktığını fark edince güldü ve kızın çenesini bırakıp gömleğinin önünü daha çok açtı. "Beğendin mi? Sanat eserin." Carlos'un vücudu Lilith'in sandığından daha da beter bir hâldeydi. Lilith bir anlığına utanarak gözlerini kaçırdı, belki de onu öldürmesi Carlos için çok daha iyi olacakken adam çok uzun süre sürecek bir acıya tâbi tutulmuştu. "Konuşsana Lilith, güney'de susmazdın." Lilith yine cevap vermedi, Carlos'a karşı ne hissetiğini bilemiyordu ki. Ondan korkuyor muydu, acıyor muydu, sinirli miydi, hiçbir şeyi kestiremiyordu. Bir an Carlos'un gözleri parladı, gözlerinden ateş çıkacaktı neredeyse. "Konuşsana!" Lilith kendisine bağırılmasıyla sıçramış, tekrar Carlos'un gözlerinin içine bakmıştı.

"Ne dememi istiyorsun?" Carlos sanki az önce sinirlenmemiş gibi aniden sakinleşip gülümsedi. Lilith kabul etmek istemese de ondan korktuğunu fark etti. Eğer Carlos sürekli sinirli olan, ne zaman patlayacağı belli olan bir adam olsaydı Lilith asla gerilmezdi ama Carlos'un sağı solu belli değildi. Aniden kızıyor aniden gülüyordu. "Sesini duymak istiyorum, özledim." Carlos kızı bacaklarından tutarak kendine çektiğinde Lilith nefesini tuttu, Carlos'un sert eli yüzünde geziyordu. "Seni çok özledim."

"Neden bunu yapıyorsun? İkimizinde hayatını mahvediyorsun." Carlos güldü, Lilith gülemedi. Bu bir şaka değildi, bu bir gerçekti. Eğer Carlos en başında kızın dostluk teklifini kabul etseydi bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi. Ama Carlos öyle takıntılıydı ki evlenmeye, sonuçlarını düşünmeden hareket etmişti.

"Mahveden sensin, evlenmeyi kabul etseydin şimdi kraliyetimizde mutlu mesut yaşıyor olacaktık." Carlos yüzünü işaret etti, aslında yanıklara rağmen hâlâ yakışıklı görünüyordu. "Bak bana. Ben seni kurtardım, sevdim, sen ne yaptın? Sarayımı yakıp alevlerin içinde terk ettin beni. Babamı öldürdüğünden bahsetmiyorum bile." Lilith'in gözleri şokla açıldı, ne öldürmesinden bahsediyordu? Kral'a dokunmadığına emindi. Kızın kafa karışıklılığını fark eden Carlos onun önüne gelen saçını kulağının arkasına atarken açıkladı. "Sarayda felçli babamda vardı, yangından dolayı öldü. Kimse onu üst kattan alt kata taşımak istemedi, kendi canlarını kurtarmayı seçtiler." Lilith'e suçlu hissettirmek istiyordu, üzülsün istiyordu, vicdan azabı çeksin. Ancak Lilith kaşlarını çattı.

"Yani artık Kral sensin?" Carlos kızın söylediği tek şeyin bu olduğuna inanamamış, gülerken başını onaylamak için sallamıştı. "Sen beni evlenmeye zorladın, askerime zarar verdin, onları öldürmekle tehdit ettin, çevreme bir hain yerleştirdin, köylerimizi işgal ettin, senin gibi biriyle evlenmek istemediğim için kusura bakma ancak bir daha olsa tekrar reddederdim o siktiri boktan teklifini." Yüzüne inen tokat Lilith'e koymamıştı, Carlos'a karşı asla indirmeyecekti gardını.

"Cehennemi ölmeden önce yaşayacaksın Lilith, sana bir an bile rahat vermeyeceğim. Her saat, her dakika, her saniye acı içinde kıvranacaksın." Carlos sonunda ayağı kalkıp kızdan bir adım uzaklaştı. "Seni öldürmem için bana yalvarana kadar da asla durmayacağım." Carlos sinirli adımlarla kulübeden çıktığında Lilith iç geçirerek başını geriye attı. Bahsettiği belirsizlik, ani değişim buydu, kral az önce prensesi özlediğini söylerken şimdi lanetler okuyordu. Kolları sızlamaya devam etse de Prenses gözlerini kapattı, biraz dinlense iyi olurdu. Güce ihtiyacı vardı, güç içinde uykuya.

I'm the opposite of youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin