X

4.8K 343 31
                                    



Feza hızlı adımlar ile eve girdi. Kapıyı yaslanarak derin soluklar aldı. Korku ve heyacan sarmıştı tüm bedenini. Yaptığı ne kadar doğruydu bilmiyordu ama içinden gelmişti. Hem ona yardım etmişti. Bir şey olmazdı yani. Başını düşüncelerini onaylayarak salladı.

"Ne yapıyorsun abicim sen"Feza duyduğu ses ile korkup irkildi.  Baktığında İbrahim'in ona sorgulayacı bakışlarıyla baktığını gördü. İşte şimdi ne diyeceğini bilmiyordu.

Abisi tek kaşını kaldırmış ondan haber bekliyordu. Feza derin bir nefes alıp abisine ilerledi. Ona alttan alttan bakıp şirince gülümsedi.

"Şey abim ben dışarı gitmiştim de. Koştum ondan"dedi şımarık şımarık. İbrahim onun burnunu sıkıp gülümsedi.

"Yürü hadi film izleyeceğiz"dedi onun saçını karıştırarak. Feyza huysuzlanıp abisinin arkasından ilerledi.

Her şey kuruluydu. Abileriyle çok sevdiği alternatiflerden biri de buydu. Abileri onun için çikolata alıp cips alıp film açarlardı. Şimdi de o günlerden biriydi.

"Gel bakalım kucağıma"dedi Fırat. Feza koşarak abisinin kucağına fırladı. En rahat olduğu yer abisinin kollarıydı. Sıcacık göğsüne bir kedi misali sokulmuştu ufaklık. Fırat bir yandan onun saçlarını okşayıp bir yandan da çayını içiyordu. Gözü gibi bakardı kardeşini. Küçücük yaşta yaşamadığı kalmamıştı. En çokta babasından çekmişti. Sonunda dayanamamıştı. İki kardeşini de alıp İstanbul'a yerleşmişlerdi. Onu herkesten koruyacaktı.

"Abi neden ağlıyorsun"dedi Feza. Fırat kendine gelip göz yaşlarını sildi. Başını eğip alnından öptü. Saçlarını geriye yatırıp gülümsedi.

"Bir şey yok güzelim. Filmden oldu"dedi. Feza inanmasa da anlıyordu. Aklına gelen düşüncelerden dolayı ağlıyordu. Ama belli etmeden kalkıp yanaklarından öptü. Fırat ona gülümseyip burnunu sıktı.

Bir iki saat film izleyen üçlü uykuları geldiği için televizyonu kapattılar. Fırat koynunda uyuklayan bedeni kucaklayıp yatağına götürdü. Üstünü örtüp alnını öptü.

Her şey onun içindi.

Salona geçti Fırat. İbrahim ortalığı toparlamış ve birasını yudumluyordu.

"Gel iç abi"dedi İbrahim. Fırat yanına oturup bir birada kendini açtı. İkisi aynı koltukta oturmuş sessizce biralarını içiyordu. Uzun süre süren sessizliği İbrahim bozmuştu.

"Abi haber geldi Siirt'ten. Bugün aradılar haber vermek için. Feza'yı almaya geleceklermiş."dedi sinirle. Fırat bira şişesini sıkıp karşı duvara gözlerini dikti. Bekliyordu zaten. Bulmamaları için elinden geleni yapmıştı ama demek ki bulmuşlardı.

"Ne yapacağız abi. Taşınalım mı?"dedi İbrahim çaresizce. Kardeşini onlara asla vermeyecekti. Satacaktı çünkü biliyordu. Para gözünü büyümüştü babasının.

"Hayır taşınmayacağız. Asla onu elimizden alamazlar"dedi keskin sert sesiyle. İbrahim oflayıp birasını yudumladı.

"İyi de abi Feza görürse ne olucak. Biliyorum içini atıyor. Kendini suçluyor" dedi İbrahim üzgün sesiyle. Fırat birasını masaya sert bir şekilde koyup ayağa kalktı.

"Feza'yı benden kimse alamaz İbrahim. Gelecekleri varsa görecekleri de var."dedi sert sesiyle. Tekrar İbrahim'e bakmadan salondan çıktı. İbrahim soluğunu dışarı verdi. Bir çare bulmalıydı. Abisi ne kadar emin konuşsa da onlar ile uğraşmak göründüğü kadar kolay değildi.

"Bir şey bul İbrahim. Yoksa her şey kötü olucak"dedi çaresizce. Biraz daha düşündükten sonra aklına gelen şey ile ayağa kalktı. Abisi kızacaktı ama mecburdu.

Onun yaptığı denize düşen yılana sarılmak gibi bir şeydi ama yapmalıydı. Kardeşini göz göre veremezdi. Bu gururuna boyun eğmek olsa bile yapacaktı.

Kısa oldu ama bir bölüm daha atarım müsait olunca 🌈

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin