51.bölüm

2K 175 46
                                    

Medya: İbrahim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: İbrahim

Otobüsün mola vermesiyle İbrahim hava almak için indi. Yanında ki bedene ne kadar yok saysa da yanında dibindeydi. Ve bu ona aşık olan kalbi için hiç iyi olmamıştı. Yaptığı piçliğe rağmen ona aşık olan kendisine lanetler okuyarak arabanın arkasına ilerledi. Ses istemiyordu. Biraz temiz hava almak ona iyi gelecekti. Sigarasını yakıp dudaklarına götürecekken elinden alınması ile irkildi. Kimin aldığını görünce bedeni gerilmişti. Rahat bile yoktu ona. Ondan kaçmak için çıktığı bu yola,ne hikmetse onunla gidiyordu. Bu bir şans mıydı bela mıydı bilmiyordu.

"Ver şunu Mehmet. Beni sinir etme lan"dedi sert bakışlarıyla. Mehmet etkilenmemiş olacak ki gülümsedi.

"Nasıl farkına varmadım ben acaba?"dedi önemli bir şey dermiş gibi. İbrahim kaşlarını çattı. Ne dediğini anlamadı.

"Ne geveliyorsun lan ağzında"dedi merak içeren sesiyle. Ama kaşları çatıktı. Meraklı çıkmak istemiyordu.

"Senin ne kadar güzel olduğunu yavrum"dedi Mehmet. Sanki bir mücevheri izliyormuş gibi bakıyordu. İçi gidermiş gibi. Baktıkça derin nefes alıyordu Mehmet. Nasıl bu adamı üzmüştü ki. Nasıl kaybetmişti göz göre göre. Gözleri dolmuştu pişmanlıktan. Bir adım yanına ilerledi. Gözlerinin içine baktı derince.

"İbrahim ben çok pişmanım lan. İçim sızlıyor,nefes alamıyorum sensiz. Yapamıyorum lan ben. Ulan gideceğini duyduğum zaman tam şurası var ya..."kalbine vurdu iki parmağıyla. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Her bir damlası pişmanlığını simgeliyordu. "Atmadı lan atmadı. Sanki biri boğazımı sıkıyordu da nefes aldırmadı bana. Gidersen ölürdüm ben. Yapmazdım. Düşünmeden peşinden geldim. Bir daha bana aşkla bakasıya kadar asla pes etmeyeceğim." Dedi dolu gözleri ile. Sesi titriyordu Mehmet'in. Korku vardı sesinde. Endişe vardı. Her şey vardı. Sesinde ki tüm tını gözlerini de yansıyordu.

"İçime nasıl işledin bilmiyorum. Nasıl fark edemedim. Nasıl anlamadım bilmiyorum. Ama şimdi eminim. Seni çok seviyorum İbrahim. Çok hemde. Seni tekrar benim olasıya kadar savaşacağım. Bana olan güvenini kazanmak için elimden geleni yapacağım. Sen yeter ki bana aşkla bak. Bu canımı bile veririm. İnan bana"dedi Mehmet kendinden emin dolu sesiyle. İbrahim onun ağlayarak sarf ettiği sözleri konuşmadan dinledi. O ağladıkça içi sızlasa da sustu. Ne diyecekti ki. Kalbi kırıktı. Kırgındı. Güveni yoktu. Nasıl unutacaktı ki yaptıklarını. Nasıl sineye çekip ona sarılacaktı ki. Yapamazdı, gururunu ayakları altına alamazdı. Belki sözleri çok içtendi ama bir kere yıkan bir daha yapmayacağının garantisini nasıl verecekti.

"Bir şey demeyecek misin,İbrahim?" dedi Mehmet. İbrahim'inde gözleri dolmuştu ama bir şey demiyordu.

"Bizim konuşacak bir şeyimiz yok Mehmet. Benimle gelmeni bir şey demiyorum ama biz diye bir şeyin olmayacağını bilerek gel."dedi ve bir daha bakmadan otobüse ilerledi. Zaten o sırada anons gelmişti. İbrahim cam kenarına oturup kulaklığı taktı ve sevdiği bir şarkıyı açarak bir daha Mehmet'le muhatap olmadı.(Bunu bir okuyucum istemişti 😂). Mehmet ise sevdiği adamı izledi gidecekleri yere kadar. Biliyordu Mehmet, o kırgınlığının içinde halen onu seven bir kalp vardı. Kırgınlığının geçmesi için bir yol bulacaktı.

O yol dikenli bile olsa yapacaktı. Mehmet İbrahim'i kazanmak için her şeyi göze alacaktı. Sikik gururunu bile evinde bırakmıştı.

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin