VIII

5.7K 341 18
                                    



Feza gözlerini yavaşça açtı. İlk ne olduğunu anlamadığı için etrafına boş boş baktı. Buraya nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu. Tek bildiği parkta olduğuydu. Kapının açılması ile bakışlarını oraya çevirdi. Abisi gülerek yanına geldi.

"Nasıl oldun yavrum"Fırat sevgi dolu sesiyle Feza'nın yumuşacık saçlarını okşadı.

"İyiyim abicim merak etme."dedi gülümseyerek. Fırat alnına öpücük kondurdu kardeşinin. O sırada telaşla içeri giren İbrahim ile Feza irkildi.

"Feza'm"hemen yatağa oturdu İbrahim. Gözlerinden bile belli olan korkusu, sesinde de belli oluyordu. Hemen saçlarını geriye atıp alnından öptü. Buraya gelesiye kadar aklı çıkmıştı. Kahvede abisinden ayrılıp başka yere gitmişti. Sadece 1 saat olmuştu. Duyar duymaz nasıl geldiğini bir kendi birde yaradan biliyordu.

"İyiyim abicim korkma. Hapımı içmediğim için oldu. Günüm yaklaştı yaa ondan"dedi. Sesi yorgun çıkmasına rağmen gülüyordu küçük beden. İbrahim kaşlarını çattı.

"Feza niye unutuyorsun yavrum ilacını. Dün uyardım seni"dedi. Sesi sinirli çıkmasa da baskındı. Feza üzgün bir şekilde baktı abisine. Birden kendini suçlu hissetmişti. Çünkü Siirt'ten kendisi yüzünden gelmişlerdi. Abilerinin rahatını onun laneti bozmuştu. Şimdi de sorumsuzluğu yüzünden abileri onunla ilgileniyorlardı. Birden ağlamasıyla Fırat hemen yanına geldi. İbrahim ise birden ağlaması ile şaşırdı. Oysa ki kızmamıştı.

"Abicim ne oldu ağrın mı var?"dedi Fırat yanağında ki yaşları silerken. Feza abisine dolu dolu baktı ama bir türlü ağlaması dinmiyordu. İbrahim Fırat'a baktı. Ama abisi de anlamadığı için sadece ağlamasının dinmesini beklediler.

"Feza ne oldu bebeğim, hımm anlat hadi"dedi Fırat ve Feza'ya sıkı sıkı sarıldı. Feza'nın ağlamaları iç çekişe döndü.Burnunu çekip abisinin kollarından ayrıldı. İki abisi ona merakla bakıyordu.

"Feza korkutma abim bizi."dedi İbrahim ellerini öpüp anlayışla gülümsedi.

"B-ben siz-sizden özür di-dilerim"konuşamadığı için biraz yutkundu. Gözyaşlarını silip abilerine baktı. İkisi ona anlamaz bir şekilde bakıyordu.

"Feza niye öz..."

"Abi dinleyin beni"abisinin lafını bölmüştü. Ama şu an konuşmazsa bir daha konuşamazdı.

"Hepsi benim yüzümden. Benim lanetim yüzümden. Ben eğer böyle olmadaydım memleketimizden ayrılmayacaktık. Ben kadın gibi olmasaydım annem ve babam beni seveceklerdi. Sizler nişanlılarınızla evlenecek yuva kuracaktınız. Hepsi benim suçum abi. Baksana burda bile başınıza bela oluyorum."dedi abilerine bakarak. İkisi onu anlayışla bakıyordu. Biliyorlardı eğer konuşmazsa içine atıcak daha kötü olucaktı. O yüzden susmuşlardı.

"Sizin gibi abilerim olduğu için çok şanslıyım. Siz olmasanız ben ne yapardım bilmiyorum. Lütfen affedin beni. Bir daha sizi korkutmayacağım"dedi narin sesiyle. Fırat ve İbrahim bir şey demeden ikisi birden Feza'ya sarıldı. Eve gidince onunla konuşup bir daha böyle düşünmesini izin vermeyeceklerdi. Onlar öyle sarılırken kapının açılması ise ikili ayırıldı. Yavuz içeri girdi. Gülümsemese bile sert bakışı yoktu. Fırat ona sert bir şekilde baktı. Ama bir şeyde diyemiyordu.

"Nasıl hissediyorsun kendini"dedi. Sesi soğuk değildi ama sıcakta değildi. Feza ona bakıp gülümsedi.

"İyiyim doktor bey."dedi nazikçe. Yavuz onun bu sevecen haline dudakları kıvrıldı. Ama hemen düzeltti.

"Sonuçlarında da bir şey çıkmadı. Evine gidebilirsin"dedi. Feza başını salladı. Yavuz bakışlarını ona çatık kaşlar ile bakan adama çevirdi. O da aynı şekilde ona bakarak meydan okudu.

"Ne bakıyorsun lan"dedi sert sesiyle Fırat. Halbuki ilk o bakmıştı. Yavuz ise sert bakışı atıp içinden sabır çekti. Hastanede onunla yüz göz olmak istemiyordu.

"Geçmiş olsun"diyerek kapıya doğru adımladı.

"Siktiğimin ülkücüleri"dedi Fırat. Kısık sesiyle konuşsa da Yavuz duymuştu. Adımlarını durdurup ona döndü. Dudağının kenarını alayla kıvrıldı.

"Bana bak Kürt bozuntusu. Yat kalk sen Ali'ye dua et. Biraz önce siktiğin ülkücüler olmasa kardeşine ne olurdu kim bilir"dedi imayla. Fırat'ın keskin bakışları şaşkına döndü.

"Ali abi mi getirdi beni buraya"dedi şaşkınca Feza. Yavuz ona bakıp başını salladı.

Feza şok olmuş bir şekilde öylece baktı.

Aklında ise tek şey vardı Feza'nın. Onun gibi biri nasıl olurda ona yardım etmişti. Ama nedense bu Feza'nın hoşuna gitmişti.

'Belki de o korkunç adam göründüğü gibi değil' diye düşündü Feza.

Aynı saatlerde Ali'de onu düşünüyordu. İkili birbirilerinden habersiz kalplerine kıvılcımın düştüğünü bilmeden.

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin