Ali~Feza

4.6K 356 40
                                    

Bakmadan attım bebeklerim. 
Yanlışım olmuşsa kusura bakmayın tamam mı ?
                                           
                                           🤍                                           

Akşam yemeğinden sonra biraz hava almak istemişti Feza. Neredeyse 3 gündür buradaydı ama ev dışında bir yere çıkmamıştı. Ali'ye bir çok kez çıkarmasını söylemişti ama Ali kabul etmemişti. Feza'da daha fazla dayanamadığı için Ali'nin duş almasına fırsat bulup kendini dışarı atmıştı. Allahtan hava tam kararmamıştı da etrafı net görebiliyordu.

Issız yerlerde dolaşırken kaybolduğundan habersizdi Feza. Öylece yürüyor gördüğü her küçük böceklere selamlar veriyordu. Oldukları yerde ev yoktu ki. Issızdı ama güzeldi. Doğayla iç içeydiler.

Biraz daha ilerledikten sonra gördüğü tavşan ile durdu. Bembeyaz tüyleri vardı. Ona doğru ilerledi.

"Ya sen ne tatlısın böyle. Gel seveyim seni" konuşa konuşa giderken zavallı tavşan korkmuş olacak ki kaçmıştı. Feza dudaklarını büzmüş giden tavşanın arkasından baktı.

"Ama ama ben seni sevecektim sadece."dedi üzgün sesiyle. Üzgünce baktıktan sonra onu kovalamaya başladı. Ne olursa olsun onu yakalayacaktı.

Ne kadar koştu bilinmez ama hava kararmıştı. Feza koşuşturmaktan anlayamadığı için halen tavşanın derdindeydi. Ama yoktu.

Pes edip arkasına döndü. Etrafına baktığında ilk anlayamadı. Daha sonra kaybolduğu anladığı zaman ise gözleri doldu. Ne yapacağını bilmiyordu bile. Tavşanı yakalayacağım derken ıssız ormanda kaybolmuştu işte. Ve en kötüsü ise hava kararmıştı.

"Kimse yok mu?"ormanda son çare bağıran Feza'ya cevap olarak kendi sesi yankılanmıştı.

İşte şimdi korkmaya başlıyordu. Ağlayarak düz bir şekilde yürümeye başladı.

"Aliiiii" belki olmadığı için aramaya çıkmıştır diye cılız sesiyle bağırdı. Ama cevap yine yankılanan sesiydi.

"Ali ben çok korkuyorum. Bul beni lütfen"dedi iç çekerek. Ali'nin onu bulacağını emindi. O, onun kahramanıydı.

Yürümekten vazgeçen Feza, ağacın altına sindi. Ağlamaktan burnu tıkanmıştı. Bacakları kendine çekip,ellerini önünde kenetledi. Yüzünü oraya gömüp ağlamaya başladı.

"Bul beni Aliş. Çok korkuyorum"iç çeke çeke kahramanını beklemeye başladı.

Ali korkuyla evden çıktı. Etrafına baktığında kimseler yoktu. Kimseye arayıp telaşa sokmak istendiği için ilk kendi arayacaktı.

"Feza'm, neredesin"diye bağırdı. Hızlı adımlar ile evin etrafına baktı ama yoktu.

Banyodan çıkar çıkmaz giyinip salona ilerlemişti Ali. Akşam yemeği için be yiyeceğini soracaktı ama orada olmayınca mutfağa baktı. Orada da yoktu. Eve talan etti. Korkudan eli ayağı boşalmıştı Ali'nin. Yüreğini sanki birileri sıkıyordu.

"Offf. Çıldıracağım şimdi. Nereye gittin Feza"dedi soluk soluğa. Aklına kötü şeyler getirmek istemiyordu. Ona bir şey olması Ali'yi nefessiz bırakıyordu.

Saçlarını çekiştirip koşmaya başladı. Tek bakmadığı yer ıssız ormandı. Gözleri dolmuştu Ali'nin. Oysa ki o çok zor ağlayan biriydi. Ama şimdi Feza'nın zarar görme düşüncesi ile ağlatıyordu Ali'yi.

"İyisin biliyorum bebeğim. Sana bir şey olmadı"dedi titrek sesiyle.

Biraz yavaşladı ve ıssız ormanda bağırdı.

"Fezaaaa" diye bağırdı boşluğa ama cevap yoktu. İçine derin bir nefes çekti. Aklına kötü şeyler getirmek istemiyordu. O iyiydi ve onu bekliyordu.

Adını bağıra bağıra ilerledi Ali. Ne kadar yol aldı bilmiyordu ama inancı da bitiyordu.

"Neredesin kurban olduğum"dedi ağlamaklı sesiyle. Olduğu yerde durdu. Ümidi bitmişti. Ormanda olsa bulurdu onu. Kesin babası gelmişti.

"Allah senin belanı versin Ali. Nasıl yaptım bunu ben"kendi kafasını vurup lanetler okudu kendine.

"Nasıl diyeceksin bakalım abilerine."geri dönmek zorundaydı. Burada daha fazla vakit ayırmak onun hatasıydı. Direk abilerini aramalıydı. Resmen burada vaktini harcamıştı.

"Aferin sana gerizekalı. Birde reisim diye dolanıyorum."diye söylendi kendi kendine. Hızlı adımlar ile ilerledi. Eve gidip abisini arayacaktı. Belki onların yanındaydı.

İçinden kendini küfredip ilerledi ormanda. İçi sızlıyordu. Boğazında oturan yumruğu inat bağırdı ormanda.

"Fezaaaaa"sesi öyle bir yankılanmıştı ki kör sultan bile duymuştu. Sessizlikte bir ses duydu Ali. İçinde oluşan o kıpırtı ile durdu.

"Alişşş buradayım"Ali duyduğu naif ses ile hemen koştu. Biraz ilerisinde ki ağaca oturmuş bedeni görünce alt dudağını ısırdı. Başını göğe kaldırıp yaradana sonsuz teşekkürlerini sundu.

"Fezam"dedi ve hemen onu kollarına aldı. Feza sarıldığı bedende iç çeke ağladı. Ali gözlerine kapatıp onun dalin kokan saçlarına öpücükleriyle süsledi.

"'Çok korktum bebeğim. Sana bir şey oldu sandım"dedi Ali ağlamaklı sesiyle. Feza ,Ali'nin bedenine kedi gibi sürtündü.

"B-ben  sadece ge-gezmek istemiştim. A-Ama kayboldum. Ç-çok korktum Ali. B-beni bulamayacaksın di-diye çok korktum."ağlayarak sokuldu bedene Feza. Öyle çok korkmuştu ki şu an tüm bedeni titriyordu. I

"Şişşt sakin ol buradayım bak. Geçti bebeğim" dedi Ali. Feza sokulduğu bedenden ayırılıp ona alttan yaşlı gözleri ile baktı.

"Ben biliyordum ki Aliş. Sen benim yakışıklı kahramanımsın. Beni bulacağına emindim ben"dedi. Ağlaması kesilmişti. Şimdi ise bulunmanın sevinciyle Ali'ye şirinlikler yapıyordu.

Ali iç çekti. Ona karşı olan duygularının farkındaydı tabi. Hemen kabul etmesi onu da şaşırtmıştı. Zaten gay olduğunu düşünmüyordu. O sadece Feza'ya aşıktı. Ondan başka erkeğe ya da kıza bakmayacağına emindi.

"Bak sen. Demek biliyordun."dedi onun yanaklarını okşayarak.

"Hıhım biliyordum.Ne sandın akıllım."dedi tatlı tatlı. Feza dudaklarını büzmüş alttan alttan Ali'ye bakıyordu. Ali onun büzülen dudaklarına baktı. Nasıl oluyordu da şu kırmızı et parçası dudakları öpmek istiyordu.

"Neden dudaklarımı bakıyorsun Aliş."dedi masum masum. Ali halen dudaklarında olan bakışları ile mırıldandı.

"Çünkü öpmek istiyorum"dedi ve dudaklarını karşısında duran dudaklara kavuşturdu.

                                               😚💋

Veee ilk kiss geldi. Hayırlı uğurlu olsun inşallah 🙏🤭😃

Neyse yarın İbrahim ve Mehmet var😂

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin