XV

5.3K 373 37
                                    

Bakmadan attım!!!

Feza kendini koltuğa attı. Gezerken bile yorulmuştu ama evi çok beğenmişti. Hele ki tavanı cam olan odayı bayılmıştı. Ama Ali abisine orada yatmak istediğini söylemezdi. Utanırdı hem. Ayaklarını sallayıp ofladı. Çok güzeldi orası. Gece yıldızları görüp uyumak nasıl güzel olurdu kim bilir.

"Neden ofladın sıkıldın mı?"dedi Ali onun karşı koltuğuna oturarak. Elinde yeni demlenmiş sıcak çay vardı. Feza'yada meyve suyu vermişti. Kendi elleri ile şıkmıştı birde. Yüzünde ki  gülüşünden habersiz taze mandalina  suyu sıkmıştı. Şimdi de onun yudum yudum içişini bakıyordu.

"Ali abi bir şey diyebilir miyim?"dedi naif sesiyle. Ali kendine gelip toparlandı. Yine kaptırmıştı kendini.

"Söyle"dedi. İfadesizdi sesi bakışları kadar. Feza alışkın olduğu için devam etti.

"Karşı odada şey var ya hani"dedi heyacanlı bir şekilde. Ali anlamadığı için karşı odayı düşündü. Ne vardı ki orada. Ee gibisinden başını salladı Ali. Feza ellerini oynatarak konuşmaya başladı.

"Tavanı cam olan hani. O oda çok güzel. Sen mi kalıyorsun orada"dedi hayranlıkla. Ali söylediği odanın kendi yatak odası olduğunu anladı.

"Evet benim odam." dedi. Odasını girdiğini duyunca içinin neden tuhaf olduğunu göz ardı etti. Bu aralar zaten çok şeyi göz ardı ediyordu.

Mesala şu an evinde ve kimsenin bilmediği evine, neden Kürt birini getirdiğini göz ardı etmişti. En büyük göz ardı buydu oysa ki.

"Çok güzel. Çok beğendim ben. Abimlere söylesem onlar da benim odama böyle yapabilir mi ki Ali abi"dedi merakla. Ali ona bakıp gülümsedi. Feza onun gülümsemesini görünce ellerini çırptı.

"Güldün Ali abi. Ben seni güldürdüm demi?"dedi tatlı tatlı. Ali ise başını sallayıp onayladı ve ayağa kalkmadan mırıldandı.

"Bu gidişte çok güldüreceksin beni ufaklık"dedi ama sesi mırıltıdan bile azdı.

Ayağa kalkıp Feza'ya baktı. Yemek yemesi lazımdı.

"Ben balıkları hazırlayım sen televizyon bak"dedi. Feza başını sallayıp oturduğu yerde ayaklarını kenetledi.

O sırada İbrahim salonda oturmuş abisini bekliyordu. Korkuyordu tabi. Biliyordu abisi gürleyecek ona öfkesini kusacaktı. Ama sonradan o da anlayacaktı. Feza'nın güvenilir bir yerde olduğunu anlayacaktı.

Yani o öyle düşünüyordu. Şimdilik tabi.

Kapının açılması ile İbrahim derin bir nefes aldı. İşte başlıyordu. Gözlerini kapatıp abisinin gelmesini bekledi. Ki kısa abisi tüm heybetiyle içeri girdi.

"İbrahim Feza nerde oğlum"dedi Fırat kaşlarını çatarak. Gelir gelmez ona sarılırdı.

"Hoş geldin abi gelsene. Otur buraya"dedi mindere vurarak eliyle. Fırat kollarını sıvayıp İbrahim'e sinirli bir şekilde baktı.

"Siktirtme lan şimdi oturmasını. Feza nerede?"dedi sert sesiyle. İbrahim yutkundu. Feza çoktan yanında olurdu. Onun olmadığını anlamıştı tabi.

"Abi sakin ol güzünü seveyim yaa. Otur anlatacağım"dedi gözlerinin içine bakarak. Fırat oturup ona baktı. İbrahim sakin olmak için nefes alıp verdi.

"Aldığın nefesi geri vermek istiyorsan konuş İbrahim. Yoksa keserim nefesini"dedi ürpertici bir şekilde. İbrahim gözlerini şokla açtı.

"Abi ben senin kardeşinim lan."dedi dehşetle. Fırat içinden sabır çekti.

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin