Ali-Feza (UMUT🤲)

2.3K 193 20
                                    

Kısa bir bölüm oldu biliyorum ama yorgunlukla anca bu kadar yazabildim. Olmadı gibi ama idare edin ve Kusura bakmayın 😽

1 ay sonra

Yine sabahın ilk ışıklarında Feza gözlerini açtı. Her zamanki rutini bu olmuştu. Kabuslarıyla gözlerini açıyor sonra yanında ki bedene bakıyordu. Onun her soluk alışverişinde içinde ki o acı diniyordu. Bu böyle 1 ay geçmişti. Ama o gün hastanede Ali'nin ölmüş olduğunu düşünmek Feza için kabustan beterdi ve bu asla geçmiyordu. Kabusu oluyor gecesini alt üst ediyordu. Belki psikolojik olarak iyi değildi. Ama ilacı asla başkası değil yanında ki adamın nefes alışverişiydi. O olmazsa yaşamak denilen teorem onun için çürümüştü. O varsa Feza'da vardı.

O gün doktorlar Ali'yi kalp mesajlarıyla hayata döndürmüştü. Ama doktorlar ümitlerini kesmelerini söylemiş ve Feza'yı can evinden vurmuştu. Feza bunu kabul etmemiş ortalığı birbirine katmıştı. En acısı da ondan başka herkes kabul etmişti. Ama Feza biliyordu.

O, Ali'nin canı idi. Ona nefes olurdu Feza.

Kabul etmeyecek elinde ki son umudunu kaybetmeyecekti.Umudu varsa yaşardı insan. Umudu vardı Feza'nın. Ali yaşayacaktı,öyle olmak zorundaydı..

Şimdi de o umudu yanında huzurla uyuyordu. Nefes alıyordu.

Büyük sorumluluktu bu Feza için. Her şeye göze alıp onun hayat fişini çekmemesini istemişti ve iyi ki de yapmıştı. Umuduna sıkı sıkı sarılmış ve elinden geleni yapmıştı.

Bundan seneler önce dedesinin dedikleri geldi aklına. İlk umut kavramını ondan öğrenmişti. Pes etmemeyi savaşmayı öğrenmişti büyüğünden. Belki de içinde o savaşçı hali bundan dolayı idi. Şöyle demişti dedesi..

"Umudu elinde tutmaya çalışmak tıpkı uçan bir balonu elinde taşımak gibidir. Balonla seni birleştiren ip elinde olduğu sürece, için coşkuyla dolar. Başını her gökyüzüne kaldırdığında balonunu görür sevinirsin. Dikkat etmez, sıkı tutmaz ve balonun ipini elinden kaçırırsan o renkli balon uçar gider. İşte umutla bağını koparırsan o da tıpkı uçan balon misali uçar gider elinden ve artık sana görünmez olur.

Umutla seni neyin bağladığını, umudu elinde tutmanı kolaylaştıran ipin neden yapıldığını bulmak senin sorumluluğun, tıpkı şartlar ne olursa olsun o ipi elinde tutmaya devam etmenin senin sorumluluğun olduğu gibi. Hem ipi bırakmak hem de elinden uçup giden umudun ardından göz yaşı dökmek çok anlamlı değil. Umutla senin arandaki bağı sağlamca kuracak ipi bulmaz ve bulduğun ipi sımsıkı tutmazsan, uçan balonun elinden kaçtığında kafanı gökyüzüne kaldırdığında zarifçe salınan balonunu göremediğin gibi, seninleyken içini hafifleten umutla buluşman da mümkün olmaz."

O zamanlar küçüktü ama aklında kalmıştı Feza'nın. O da ipi çok sıkı tutmuş ve kaçmasını izin vermemişti.

"Ne düşünüyorsun bebeğim"uykusundan yeni uyanan Ali,ona derin bir şekilde bakan sevgilisine seslenmişti. Biliyordu. Yine kabus görmüş ve yine aklına o lanet gün gelmişti. Ali ne yaptıysa Feza'yı ikna edememişti doktora gitmeyi. Ben senin yanında iyi olurum bir tek diyordu.

"Feza'm bak bakayım bana"dedi Ali en naif sesiyle. Gözleri dolu dolu idi. Feza burnunu çekip başını Ali'nin kalbine yasladı. Kulağı tam kalbin üstünde idi. Feza dudaklarını düzenli bir şekilde atan o güzel ritminin olduğu yere dudaklarını bastırdı. Hissetmek istiyordu ve o güzel ritim attıkça dua ediyor ve Allah'a şükranlarını sunuyordu.

Ali onun saçlarını şefkatle sevmekten başka bir şer yapamıyordu. Her ne kadar iyi olduğunu söylese de Feza hissetmeden inanmıyordu.

"Ali'm"dedi derinden Feza. Ali gözlerini kapatıp nefes aldı sakince.

"Ali'nin canı"dedi fısıldayarak. Feza gözleri parlayarak baktı çehresine Ali'nin. Çok sevdiğini bildiği için Ali ona hep böyle seslenirdi.

Feza biraz daha doğrulup Ali'nin dudaklarına kapandı. Hasret kalmışcasına öpüyordu Feza. O hastanede öpemediğinin acısını çıkarıyordu. Son bir kez daha öpüp ayrıldı dudaklardan Feza.

"Ali'm"dedi Feza gülümseyerek.

"Söyle yavrum"dedi Ali ona eş değer gülümseme ile.

"Kimsenin olmadığı sadece ikimizin olduğu bir yere gidelim mi?"dedi Feza. Ali düşünmeden başını salladı.

"Gidelim güzelim gidelim. Çok ihtiyacımız var"dedi Ali onun saçlarını severken. Feza huzurla kapattı gözlerini ve içinden taşan cümleleri bir bir döktü ortaya.

"Seninle bolca hasret gidermek istiyorum Ali'm. Doya doya öpmek istiyorum seni. Her bir zerrem zerrene karışsın istiyorum. Ben senin olmak istiyorum. Sana ait ve en derinimde senin imzanı taşımak ve mümkünse bizden bir parça almış bir bebek dünyaya getirmek istiyorum. Seninle her şeyi yapma be mutlu olmak istiyorum."dedi fısıldayarak.



Artık halvet yolda. Ben nasıl yazacağım yaa smutu. Neyse yazmak zorundayım.

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin