XII

5.2K 343 59
                                    


İbrahim çaresizce bekledi Ali'nin dudaklarından çıkacak olan cümleyi. Çok korkuyordu İbrahim. Feza'yı alacaklar diyeydi korkusu. Kardeşini ondan alamazlardı.

"Bir şey demiyecek misin Ali reis"dedi Yılmaz. Ali ona bakıp derin bir nefes aldı. Daha sonra bakışlarını İbrahim'e çevirdi. İbrahim'in çaresiz bakışlarını ifadesiz bir şekilde baktı.

"Sırf hiçbir suçu olmayan bir insan için yardım edeceğim"dedi masasına oturmadan önce. Oturduktan sonra üçünü eliyle koltuğa gösterdi.

"Çok teşekkür ederim Ali. Biliyorum bizi istemiyorsun. Merak etme bu işi halletelim hemen gideceğiz buradan"Ali bir an hissettiği sızı ile yutkundu.

"İsabet olur birader"dedi Mehmet sert bir şekilde İbrahim'e bakarak. İbrahim şu an susmak zorunda kalmıştı.

"Yılmaz adamları topla dört bir yana dağıt. Kuş uçmayacak anlaşıldı mı?"dedi Yılmaz'a bakarak. Yılmaz ayağa kalktı.

"Tamamdır reis."dedi kapıdan çıkmadan önce.

"Ali Feza anlamaması lazım. Anlarsa kötü olur"dedi İbrahim Ali'ye mahcupça bakarak. Ali ona bakıp kaşlarını çattı.

"Duymasın o zaman İbrahim"dedi sert sesiyle.

"Onu evden çıkarmak zorundayız. Koruman gerekiyor"dedi İbrahim kendini açıklayarak. Mehmet sinirle baktı ona.

"Sende yüz verdik mi astarını istiyorsun lan."dedi. İbrahim ona baktı.

"Biliyorum ama Feza anlar biliyorum ben. Zaten kendini suçlu hissediyor"dedi üzgünce. Ali sonunda pişman olacağını bileceği bir şeyi dile getirdi.

"Benimle çiftlik evinde kalır. Kimse de orada kaldığını bilmez. "dedi ifadesiz bir şekilde. Sadece bu olayda onun suçu yoktu ondandı yardımı. Hem bu işler bitince gideceklerdi. Bu onlardan kurtulmanın yoluydu. İçinden düşündüleri onu nedense rahatsız etmişti ama bunu görmezden geliyordu.

"Çok teşekkür ederim Ali. Bu iyiliğin altında kalmayacağımı bil"dedi sevinçle. Ali onu umursamayıp ayağa kalktı. İbrahim ve Mehmet'te ayağa kalktı. Mehmet her ne kadar sinir olsa da reis tamam derse başka bir söz diyemezlerdi.

"Şu iş bitsin de seninle konuşacağız oğlum"dedi İbrahim'e yaklaşarak. İbrahim ona bakıp gözünü devirdi.

"Mehmet mi neydi adın işine bak. Zaten canım burnumda senin atarların ile uğraşamam"dedi ifadesiz bir yüzle. Mehmet daha da sinirlendi. Yakasını tutup onu sırtını duvara çarptı.

"Bana siktiğimin Kürt'ü. Düzgün konuş yoksa seni öyle bir sikerim ki feleğin şaşar"dedi dişlerini sıkarak. İbrahim ona baktı düz bir şekilde. Aklı şu an kardeşindeydi ve oyalanacak vakti bile yoktu.

"Bırak beni gözünü seveyim. Benim şu an vakit harcayacak zamanım yok. Bitsin sonra sesim çıkarsa namerdim"İbrahim'in gözleri dolmuştu. Mehmet onun çaresiz çıkan sesiyle elini yakasından çekti. Ve bir daha ona bakmadan reisin yanına gitti. İbrahim ise yakasını düzeltip peşinden ilerledi.

Ali ise sigarasından son kez çekip izmaritini çöpe attı. Aklında dolaşan o düşünceleri susturmak için kendince uğraş buluyordu.

"Hadi gidelim reis"dedi Mehmet. Ali ona dönüp arabasına bindi. Ön koltuğa Mehmet arka tarafa ise İbrahim binmişti. Ali onlar biner binmez arabayı çalıştırıp ilerledi.

"Peki diğer abinin haberi var mı?"dedi Ali ona bakıp. İbrahim iç çekti.

"Yok. Büyük ihtimalle sıkıntı çıkaracak ama o yokken onu alacaksın. Yoksa hayatta kabul etmez"dedi öne doğru çıkarak. Mehmet ona bakıp ters bir şekilde baktı.

"Geri çekil lan"dedi sertçe. İbrahim ona bakıp başını salladı.  Her şey kardeşi içindi. Onun mutlu olması için her şeyi yapardı.

Kısa sürede gelmişlerdi evin önüne. İbrahim hemen indi. İlk evde kim var diye bakacaktı. Kapının anahtarını çıkarıp deliğe soktu. Açar açmaz içeri girdi.

"Fezammm" kardeşine seslendi. Feza odadan çıkıp abisinin yanına gitti.

"Efendim abicim"dedi masum masum. İbrahim boğazına oturan yumru ile bir süre konuşamadı. Gözleri de dolmuştu.

"Ne oldu abicim. Neden öyle bakıyorsun bana"dedi İbrahim'in yanına yaklaşarak. İbrahim kendini toparlayıp eğildi.

"Güzelim beni iyi dinle olur mu?"dedi gülümseyerek. Feza başını salladı. İbrahim onun saçlarını okşadı bir müddet.

"Feza'm canım benim. Şimdi sana bir şey diyeceğim ama hiç sorgulamayacaksın tamam mı? Zamanı geldiğinde sana her şeyi anlatacağım. Güveniyorsun demi abini"dedi içten bir şekilde gülümseyerek.

"Evet abicim güveniyorum"dedi. Hiçbir şeyden haberi yoktu tabi ufaklığın. İbrahim derin bir nefes aldı. 

"Bir müddet Ali abinde kalıcaksın tamam mı?"dedi İbrahim. Gözlerinin içine baktı. İlk ağzını açtı.Daha sonra gözleri titredi. Ve sonradan ise doldu.

"A-ama abi ben..."abisi ona sarılarak sözünü kesti.

"Abicim korkma ondan. O çok güçlü ve senin kahramanın olucak. Sadece kısa bir süre"dedi İbrahim.

Her şey senin için dedi içinden İbrahim. Senin için boyun eğdim ben. Sen yaşa diye.

"Ama o beni sevmiyor ki. İstemez beni abi"dedi dolu dolu. İbrahim onun yanaklarından öptü.

"Dışarıda bekliyor seni abim. Merak etme çok kısa sürecek. Seni aldığım zaman her şeyi sana anlatacağım tamam mı yavrum. O zamana kadar beni bekle ve sabret olur mu?"dedi İbrahim tane tane. Feza başını salladı.

"Peki Fırat abim nerede?"dedi. İbrahim Fırat'ın şu an çare bulmak için dışarı çıktığını biliyordu. Eve geldiğinde kavga edeceklerini de. Göze almıştı İbrahim.

"Onun haberi var güzelim. Ama işinden dolayı gelemedi. Zaten kısa sürecek yaa. Hemen geleceksin yanımıza."dedi İbrahim tıkanarak.

"Peki gidelim o zaman abi" İbrahim daha önceden hazırladığı bavulu almaya gitti. Feza uyurken hazırlamıştı. Zamanım yok derken yalan söylemiyordu.

Feza abisinin elini tutup dışarı çıktı. O sırada kapının önünde sigara içen Ali ile göz göze geldiler. Feza'nın kalp atışları hızlandı. Büyük ihtimalle ondan çekindiği içindi.

Aynı zamanda Ali, içinde hissettiği o değişik hissi ise anlam veremedi.

Aynı evde kalacakları süre kaç kez böyle hissedeceklerini  de bir tek Allah biliyordu.

Şu Mehmet'i bir tek ben gıcık kapmıyorum demi?
Neyse uzun bir bölümdü 🤭

Neyse çift olarak değişen sadece şunlar:

Yavuz~ Fırat olucak haberiniz ola.

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin