İlacı olmak!!

2.6K 220 20
                                    

Bakmadan attım yine ben🤦‍♀️

2 hafta sonra

Mehmet elinde ki kahvelerle birlikte yavaş adımlar ile ilerledi. Herkes çok sessizdi. Özellikle İbrahim. Boş gözleri ile camın arkasından bakıyordu. Zorla bir şeyler yedirirse öyle yiyordu ve bu da Mehmet'i üzüyordu. Neden üzüldüğünü bilmiyordu. Düşünmekte istemiyordu. Düşünürse her şey daha kötü olucak gibi hissediyordu.

Daha fazla oyalanmadan bekleme salonuna ilerledi. İbrahim Fırat'ın bacağına uzanmıştı. Gözleri kapalıydı ama rahatsız gibiydi. Her an irkilerek uyanacak gibi. Diğer bankta ise Yavuz ve Yılmaz oturuyordu. Herkes öylece boşluğa bakıyordu.

"Kahveler geldi. Hadi için bakalım"dedi Mehmet sessizce. Bağırırsa İbrahim uyanırdı. Yılmaz ve Yavuz  kahveden aldı. Fırat  ise istememiş ayağa kalkmıştı.

"Nereye Fırat"dedi Yavuz. Fırat ona bakmadan mırıldandı.

"Feza'ya bakacağım"dedi ve salondan çıkıp kaldığı odaya gitti.

Feza...Fezası,bebeği,her şeyi...

İki haftadır öylece yatıyordu bebeği. Arada bir sinir krizi geçiriyordu. Sadece aldığı sakinleştiriciler ile uyuyordu. Ve bu durum iki haftadır böyleydi.

O gün Ali, babasını öldürmüştü ve adamları da Ali'yi üç kurşunla kana bulamıştı. Her şey saniyeler içinde olmuş ve Ali'yi vurulmaktan kurtaramamıştı. Polisler gelmeden oradan ayrılmışlardı ve Ali'yi güvenli bir hastaneye gelmişlerdi.

Aklında bir tek Ali ve Feza vardı. Feza babası tarafından şiddete uğramıştı. Vücudunda hatrı sayılır yaralar vardı. Vücut yarası geçerdi de içinde ki yaralar nasıl geçecekti onu hiç bilmiyordu.

Kapıyı açıp derin bir nefes aldı. Büyük ihtimalle uyuyordu. Kapıyı. Yine sessizce kapıyı kapatıp yanına ilerledi. Feza kaşlarını çatmış bir şeyler sayıklıyordu.

"Ali...Ali.... Kurtar beni"Fırat'ın gözleri dolu bir şekilde yatağa oturup Feza'nın ellerini tuttu. Üst kısmına öpüp yaşların gözlerinden akmasına izin verdi. Belki de hayatı boyunca bu kadar ağlamamıştı.

"Güzelim uyan"dedi. Hafifçe uzanıp saçlarını geriye atıp nemli alnını öptü. Feza gözlerini kırpıştırarak hafifçe açtı gözlerini. İlk boş boş bakan gözleri,abisini gördüğü an dolmaya başladı. Hafifçe  yattığı yerden doğrulup burnunu çekti.

"Abi Ali nasıl"dedi her zaman ki gibi. Fırat gözlerini kapatıp nefes aldı. Güce ihtiyaçı vardı ama sanki artık şu günler tükeniyor gibiydi.

"İyi abicim. Doktorlar tedbir amacı uyutuyorlar. Ama iyileşecek sana söz veriyorum"dedi Fırat tebessümle. Feza ayağa kalktı.

"Abi ben Ali'yi görmek istiyorum"dedi ağlamaklı sesiyle. Fırat yanına gidip iki eliyle omuzlarından tuttu.

"Güzelim iyi olacak mısın görünce? Bak.."gözlerini kapatıp daha iyi cümle kurmak için bekledi. Feza ise iç çeke çeke ağlıyordu.

"Ali'yi en son gördüğün gibi kalsın düşüncelerinde. Gözlerini açsın ilk sen olacaksın yanında"dedi. Feza başını iki yana sallayıp abisinin kollarından kurtuldu. 

"Hayır abi. Görmek istiyorum. Hem hem o beni görürse,hissederse uyanır. Belki beni duyarsa açar gözlerini. O Feza'sını bırakmaz abi"dedi gözleri doluyken bile gülümsedi.

"O bana ilaç olmuşken ben ona iyi gelemiyorum bile abi. Bırak gideyim"dedi Feza abisine umut dolu bakarak. Fırat başını sallayıp kolundan tutup onu yönlendirdi.

Feza dudaklarında gülümseme varken gözleri yaşlıydı. Fırat hemşireye haber vermek için yanından giderken, Feza diğerlerinin yanına gitti.

"Abi"dedi Feza sadece. İbrahim sesini duyar duymaz hızlıca Feza'ya sarıldı.

"Bebeğim iyi misin?"dedi İbrahim. Feza ona onaylayıp kollarından ayrıldı. Yavuz'a doğru ilerledi.

"Yavuz abi Ali nasıl?"dedi titrek sesiyle. Yavuz üzgünce Feza'ya baktı.

"İyi olucak Feza. Sen güçlü ol ve onun yanında olduğunu hissettir. Eminim seni duyunca uyanacak"dedi ve Feza'ya sarıldı.

Feza yavaşça kapıyı açıp içeri girdi. Gözlerinde ki yaşları sildi. Ağladığını anlamasın diye derin nefesler aldı. Ve yüzüne tebessüm kondurup Ali'ye doğru ilerledi. Gördüğünde ise ağlamak istemişti ama tuttu kendini. Güçlü olucaktı ve Ali'ye ilaç olucak onu iyi edecekti. Hızlıca yanına ilerledi. Ve elini tutup öptü. Soluk dudakları onun tenine değer değmez sanki can bulmuştu. Gözlerini kapatıp öylece bekledi. Daha sonra son kez öpüp Ali'ye gülümseyerek baktı.

"Ali'm ben geldim. Biraz geç kaldım biliyorum. Özür dilerim. Beni beklediğini de biliyorum. Sürekli rüyalarıma giriyordun. Bak geldim işte. Yanındayım. Beni duyduğunu biliyorum. Hadi aç gözlerini de gör beni. Seni çok seviyorum çok özledim seni. Hadi açsana. Bana açacağını söylemiştin. Söz vermiştin bana. Gel dedin ,gelirsen uyanacağım dedim. Bak işte Fezan burada. Hadi aşkım lütfen uyan"dedi ve ağlamaya başladı. İçinden hep onun yanına giderse uyanacak diye düşünüyordu.

Ama olmamıştı.

"UYAN ARTIK. SÖZ VERDİN BANA SEN. SEN BÖYLE Mİ SÖZÜNDE DURUYORSUN. KALK DEDİM SANA KALK. UYANSANA......ben çok korkuyorum Ali. Sensiz ne yaparım ben"dedi. Bağırırken ayağa kalkmıştı. Hemen yanına gidip yanaklarından öptü. Sonra gözlerine,alnına, boynuna. Boynuna öperken derin bir nefes aldı ve kıkırdadı.

"Ali'm sana has olan kokunu bile hastane kokusu bastıramamış. Beni bundan mahrum bırakma olur mu?"dedi ağlamaklı sesiyle. Eğer daha fazla durursa daha çok ağlatayacak ve Ali hissedecekti. Son kez yanaklarını öpüp ayağa kalktı.

"Bir daha geleceğim aşkım. Merak etme"dedi ve yavaşça ilerledi. Tam o sırada bir şey oldu. Makineden sesler gelmeye başladı. Feza arkasına döndü ve hızlıca yanına ilerledi.

"Ali beni bırakma sakın"düğmeye basıp bağırmaya başladı.

"Doktoru çağırın Ali'me bir şey oluyor"dedi ama ağladığı için kesik kesik çıkıyordu sesi. Doktorlar hızlıca içeri girdi ve Ali'yi kontrol etmeye başladı.

"Sizi dışarı alalım beyefendi"dedi hemşirenin biri. Feza başını iki yana salladı.

"Ali'ye ne oldu? İyi mi?  Yaşıyor mu doktor bey"dedi korkuyla karışık. Yavuz hemen yanına gelip onu dışarı çıkardı.

"Feza sakin ol. Ali iyi olucak lütfen kendine gel"dedi yere yıkılan Feza'ya. Feza ona bakıp sarıldı ve ağlamaya başladı.

"Ona bir şey olmasın Yavuz abi. Ben yaşayamam"dedi ve gözlerini karanlığa teslim etti.

Ali'nin CanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin